DENETİMSİZLİK, DENETİMSİZLİĞİN LANETİ
(Denetimsizliğin Lanetini mi, Yaşıyoruz?)
Bizim yönetim sorunu olduğu aşikâr, bunu kişilere de bağlamamak gerek, neden mi? Bir denetimsizlik, iki karar aşamalarında uzman, akademisyen, düşünür, entelektüellerin düşüncelerini dikkate almamak, sonuç yanlış alınan kararlar ve sonuç olarak katlandığımız toplumsal zararlar… Toplumsal zararların sorumlularının denetimle belirlenmesi yasal olarak hesap sorulması veya toplumun da bu toplumu zarara uğratanlara tepki gösterilmesi gerekmektedir. Yalnız tepkilerin yasal sınırlar için de olması gerekmektedir.
Denetimin ayakları nelerdir dersek, Yargı, Muhalefet, Vatandaşlar, Medya, STÖ leri ve bilgi ve yetenek ölçme sınavlarını da denetim olarak sayabiliriz. Hadi bunlara biraz daha yakından bakalım mı?
Bunları tek tek inceleyecek olursak, ilk denetim organı Yargıdır, yargı yasalara göre denetim yapar, yasalara aykırı iş ve icraat yapan, kamu özel bütün kesimleri yasal yaptırımlar bağlar… Hiç kimse, kimse yasal, yargı denetiminden azade değildir, bu bilinmeli ve yasal denetim yapılmalı, denetime tabi olan alanlardaki kişiler de denetimi istemeli ve denetimcilerin işini kolaylaştırmalıdır. Gereklidir…
Demokrasiler de muhalefet denetimi de vardır, iktidarın yasa dışı uygulamalarını muhalefet yargıya ve topluma götürebilecek demokratik ortam oluşturulmalıdır, zorunludur…
Medya ise toplumun iyi ve kötü, doğru ve yanlış kanaatlerinin oluşmasına yardımcı olarak toplumun doğruyu daha iyiyi seçmesinin yardımcısıdır… Doğru tercihin kaynağı doğru bilgidir, gereklidir…
“”Doğru haber ve doğru bilgi demek doğru seçim demektir. Fikri Adil””
Toplumun denetimine geldiğimizde ise öncelikle oy verdiğimiz parti ve yöneticileri denetlemek gibi bir sorumluluğumuz vardır. Örneğin bir aracımız var ve bunun için bir şoför alacağız, önce bunun iyi bir şoför olmasını isteriz, sonra da ona verdiğimiz aracı iyi kullanıp kullanmadığını denetleriz değil mi? Aynı şey oy vererek ülkenin yönetimini verdiğimiz yöneticiler için de gereklidir değil mi? Demokratik sistemler de ülke kimsenin malı değildir, toplumundur, yönetenler toplumu temsilen ülkeyi yönetir, temsilcilerimizi denetlememiz şarttır…
Denetimin son ayağı ise liyakat sistemidir, bu nedir derseniz, bir görev vereceğimiz kişi de o görevi yapabilecek yeteneğin aranmasıdır. Bir kamu görevi vereceğimiz birinin, görevin icaplarını yerine getirip getiremeyeceğini nasıl anlarız? Ölçme değerlendirmelerle, yani sınavlarla, buradaki denetim ise görev verileceklerin görev verilmesi aşamasına gelinceye kadar ne kadar bu görevin gereklerini yerine getirecek eğitim ve yeteneklerini taşıdıkları denetimidir… Burada da sorunumuz vardır, görev alacakların bizden olması görevin icaplarını taşımasından daha önemlidir.. O zaman göreve gelen bize itaat edecektir ama görevin gereklerini yerine getiremeyecektir. Bunun için de bu alanda ölçme, değerlendirme denetimi gereklidir
Bu denetim işini çeşitli acılardan devlete, topluma, sistem olarak yerleştirerek, kültür haline getiremezsek bu denetimsizliğin laneti üzerimizden kalkmayacaktır… Denetimsizliğin lanetinden kurtulmak dileğiyle, selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek --- 28.9.16 --- www.vatandasfikri.com
|
|