Türkiye – İran
Ortadoğu’da, Suriye meselesi üzerinden dünyanın belli başlı devletlerinin ve de bizim bilek güreşimiz uzun süredir başladı devam ediyor… Ben bu gelinen noktayı 2012 yılbaşında öngörmüş, ve yazmıştım, gelinen noktada görüldüğü üzere, Türkiye ile İran’ın çıkarları çatışıyor, ama iki ülke de çıkar çatışmasının sıcak bir çatışmaya döndüğün de neler olabileceğini biliyor… Bir birlerine karşı son derece diplomatik nezaket için de davranıyorlar… Davranmalılar da…
Bu iki ülkenin de binlerce yıllık devlet geleneği, derin ve köklü medeniyetlere ev sahipliği yapmış olmaları büyük bir avantajdır. Her iki ülkenin de çıkarlarına uygun düşecek adil çözüm önerileri, üzerinde çalışılmış politikalarla, çatışma yerine uyum hala sağlanabilir…. İran hem Rusya ile, hem de Batılı devletlerle anlaşarak elini güçlendirmiş durumda… Ülkemiz ise hem Rusya ile Hem de Batılı Ülkelerle sorun yaşar hale gelmiştir… İran’a ambargo uygulanırken, Batı’yı karşısına alıp İranın elini kolaylaştıran Türkiye, şimdi de en olmayacak zamanda hem Batı’yı hem İran’ı karşısına almak zorun da kalıyor… Geriye kim kalıyor, Arabistan, tek eksenli dış politikanın en çok zararını ülkemiz görmüştür, tek eksenli politikaya dönüş mü yapıyoruz ne?
Bun da kendi çıkarlarının yanı sıra, Ordadoguda ki Müttefik ülkelerin de büyük etkisi vardır. Bu ülkelerin doğal lideri Suudi Arabistandır, onların öncelikleriyle bizim önceliklerimiz farklıdır… Örnegin bunu Mısır da yaşadık… Şimdi Suriye de bizim çıkarlarımızla, Ortadogulu müttefiklerimizin çıkarları uyuşuyor gibi görünse de, biz Suriye’yi kimin yöneteceğinden çok burada çözümden yana olmalıyız, Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olmalıyız bu iki konuda da ısrar etmeliyiz… İşte bu nedenle, bence İran, Rusya, Batılıların Esatlı çözüm önerilerini dinlemek durumundayız… Yoksa sorun daha da büyüyecek, bizi daha da olumsuz etkileyecektir… Öte yandan…
Son yıllarda, ambargoyu delmek için İran’ın Türkiye’de hem siyasal, hem de ekonomik olarak yaptığı çalışmalar, yatırımlar azımsanmayacak seviyeye gelmiştir… Ülkedeki binlerce İranlı şirket, buralarda çalışanlarla birlikte, Türkiye’de yüz binlerce İranlı yaşamaktadır… Bizim acımızdan değerlendirince, Türkiye’nin İran’da, bunun onda biri kadar insani, ticari, ekonomik, sosyolojik varlığı yoktur. Umarım, tüm bunlar düşünülerek hareket ediliyordur. Rusya ve İran düşünülmeden yapılacak hareketler bize çok pahalıya malolacak hareketlerdir… Bu maliyetler iyi hesaplanmalıdır…
Bu konu ne duygularla, ne inançlarla, nede sloganlarla yaklaşılacak bir konu değildir, ama görülen o ki, ne yazık ki sloganlar ve duygularla bu konuya yaklaşılmaktadır, oysa ki, dış politika, ne sloganlarla, nede duygusal bağlarla yapılır… İsrail örneğinde olduğu gibi, gerçekçi olmak zorundayız…
İran ise mezhepsel ağırlıklı siyasetini normal refleksi haline getirmiş, Şiiliğin lideri, hamisi gibi hareket eden bir devlet izlenimi veriyor oluşu, İran’ın da duygularla hareket edeceği izlenimini vermesi sorunun çözümsüzlüğüne katkı sunmaktadır… İranlılarla genel olarak iyi komşuluk ilişki için de olmamıza rağmen, Suriye meselesi bizi düşman etmeden çözülür dilerim.. Günümüz de yaşanılan somut bir sorunu, Kerbela vakasına benzetmek, yada yaklaşımlarınızı 1300-1400 yıl önceki olayı baz alarak somut bir soruna, soyut düşüncelerle yaklaşmak, problemlerimizi, sorunlarımızı daha karmaşık hale getirecektir. İki Ülke yöneticilerine de uyarım, siyasal, ekonomik sorunlara duygularla, soyut düşüncelerle yaklaşmadan, sakince, karşılıklı iletişim kanallarını acık tutarak, birbirimizi dinleyerek, anlayarak sorunlu bir ortam da yeni sorunlara neden olmadan kaçınarak, karşılıklı adalete ve saygıya dayalı sorunlarımızı çözeceğimizi ve aşacağımızı umut ediyorum…
Son olarak sorunla aşmak için, bu iki ülke yöneticilerinin de çevrelerinde ki, kendi gibi düşünenlerden çok farklı sesleri de dinlemelerini öneriyor, olaya çok yönlü bakarak, çok farklı bakanlardan düşünceler alarak yaklaşılmasını öneriyor… Suriye meselesinin öncelikle Suriye halkının geleceği ve huzuruna hizmet edecek şekilde, bu ülkenin de birliğini koruyarak çözülmesini diliyorum… İki Müslüman Ülke olan İran ve Türkiye’nin bu bölgenin sigortası olduğunu düşünüyor, sigorta sorun anında ne yapıyorsa bu iki ülkenin de onu yapmalarını bekliyor… Selam ve saygılarımız sunuyorum…
Hüseyin Benek – Şubat 16 – www.vatandsfikri.com
|