SORUN NASIL ÇÖZÜLÜR?
Son Çözme Yenegimiz Güçümüzdür, Sorun Öngörme Yeteneğimiz, Bir üst İnsani Güçtür. Fikri Adil
Dünyanın en büyük şehirleri arasına bir şehir sokarak, en büyük köprüyü yaparak sorun çözülebilir mi? Bunları aşan ihtiyaçlarımız, sorunlarımız ar… Mesela, nohut ihtiyacınız var, bunu nasıl gidereceksiniz üretimle mi, ithalatla mı, üretmiş olursanız mı sorunuzu çömüş olursunuz ithal etmiş olursanız mı? Diyelim ki uluslararası bir sınavda gençlerimiz başarısız oldu, başarısızlığın nedeni nedir, nasıl bu sorun çözülür? Sadece dershane sayısını artırarak mı, okulların kahir ekseriyetini İmam Hatip Okulu Yaparak mı çözülür? Yoksa ezberci müfredat yerine daha bilgiye düşünceye dayalı bir eğitim modeliyle mi, öğretmenlere gereken değeri vererek, onların eğitim fakültelerinde aldığı bilgilerle, uygulama ders de, öğrenciyle yüz yüze gelindiğin de… Teori, pratik, düşünce proje uygulanması arasında uçurumu gidererek mi? Örneğin eğitim de başarılı olan ülkeler okulda verdikleri bilgileri hangi sıklıkla güncelliyor, yeni bilgileri sisteme nasıl ekliyor? Gibi sorularla mı çözülür?
Ekonomik sorunların kaynakları nelerdir? Nasıl çözülür yol ve köprü yaparak ekonomik sorunlarını çözmüş kaç ülke var? Yoksa, tarım, hayvancılık, tekstil, turizm, mobilya gibi bizim nispeten iyi olduğumuz, tecrübelerimizin olduğu alanlardan üretim seferberliğini başlatarak, ihtiyacımızın fazlasını ihraç ederek, dış ticaret fazlasıyla bir sermaye yaratarak… Tüketerek büyüme yerine, tüketmeyerek tasarruf ederek, borçla kaynak yaratma yerine, üretim ve tasarrufla kaynak yaratarak, Sanayi, bilim, teknoloji, Ar-Ge alanlarına yatırım yaparak ekonomik sorunlarımızı aşabilirmiyiz?
Dünya sanayi ve bilim tarihini incelediğimizde onlar ne yapmış biz ne yaptık, onlar neden o noktada, biz neden bu noktadayız diye ciddi bir muhakeme yapmamamız ve sorunlara böyle yaklaşmamız gerekmez mi?
Düşünsel alanda ne bu kadar kısırlık yaşıyoruz, geçmişte dünya genelinde kabul görmüş kaç tane düşünür, filozofumuz var, bugün mevcut kaç tane düşünür, filozof, bilim adamımız/insanımız var? Yoksa, neden yok? Bu rahatsız eden soruları sormazsak sorunlarımızı çözemeyiz?
Bilimin, Ar-Ge’nin, teknolojinin ürünü, çıktısı olan patent ve icat sayısında hangi noktadayız, olması gereken noktada değilsek, nedeni nedir? Akademi ile Ar-Ge atölyesi, akademi ile sanayi arasında bir kopukluk mu var? Tekrar ekonomi üzerinde düşünecek olursak…
Neden bu kadar borçlandık, aldığımız borç paralarla ne yaptık, yaptıklarımızla ne üretiyoruz veya neden üretemiyoruz? Sakın ha fabrika yerine yol yapmış olmayalım!!! Sorun çözecek politikacılara bakıyoruz, kimi sorunu yok sayıyor, kimi ise sorunları gösteriyor çözüm önerileri sunmuyor… Ayrıca sosyoloji üzerinden taraftar kazanmışlar, kazanmak için toplumsal ayrışmaları da körüklüyorlar…
Siyaset yerine sosyoloji yaparak bizi de toplum olarak geriyorlar… Bazı sorularla yazıyı bitirelim mi, ama sorular üzerinde duralım, merak ve soru hem sorun çözümünde hemde daha iyi arayışında bize ciddi yardım edecektir…
Türkiye sanayide ve ekonomide il ona ne zaman girecek? Girebilir?
Türkiye kendini besleyecek kadar tarımsal ve hayvansal üretimi ne zaman gerçekleştirebilecek?
Türkiye ne zaman kendi enerji ihtiyacını alternatif enerjilerle karşılayabilecek?
Biz yaşadığımız sorunların sorumlusu olarak kendi eksikliklerimizi göremedikçe, seçtiğimiz yöneticilerin yanlışlarını bile alkışladıkça, yaşadığımız sorunların sorumlusu olarak sürekli bir dış güç, başka adres arayışları içinde oldukça… Sorunlar artık kronikleşecektir, yoksa sorunlarımız kronikleşti mi, o zaman kronik sorunlar nasıl aşılır hep beraber düşünelim mi? Haydi sorunların nedenini, nasılını, sonucunu düşünmeye ve çözmeye… Selam ve Saygılarımla…
Hüseyin Benek – 17.11.18 – vatandasfikri.com
Kaynak : Dogan Kuban – HBT Dergisi Sayı 135
|