TARIMSAL ÜRETİMİN EKONOMİDE YERİ
(Tarımsal Üretim Neden Azalıyor?)
Toplumlar ekonomilerini bir kaynağa dayandırırlar, petrol ve doğalgaz gibi doğal zenginlik kaynaklarına, bazıları yine doğal olan hammadde kaynaklarına, bazıları ise bunları en rafine şekilde işleyerek, ar-ge, teknoloji, inovasyon (yenilikçilik) ve bunların ürüne dönüşmesini sağlayacak olan sanayi fabrikalara üretim gücüne dayanırlar… Biz neye dayanıyoruz, bir yöneticinin onların doları varsa bizim de Allah’ımız var dediği gibi Allaha mı dayanıyoruz, dayanalım dayanmasına ama şunu unutmayalım Allah adaletinin gereği çalışanı destekler, haklı olanı destekler üretim işinde de haklılık imanla olmaz çalışmayla olur… Bu çalışma ise belli başlı birkaç sektörle yapılır, bunlar….
Tarım, Sanayi, Bunları destekleyecek eğitim ve Ar-Ge faaliyetleri bunlardan oluşan refahı yaşamak için ise hizmet sektörü, toplumların refahı nasıl oluşur? Bilgi, Teknik üzere teknolojik araçlarla çalışarak, biz çalışmadan refaha ulaşma sevdasına kapıldık, kimimiz mütahit oldu 100 bin liraya mal ettiği daireyi 250-300 bin liraya sattı… Kimimiz bunların satışına aracılık etti, kimimiz uluslararası üretim yapan firmaların burada markasını pazarladı… Sonuç faizler düştü diye hepimiz borçlandık ve borçlandığımız paralarla borç aldığımız ülkelerden cep telefonu, araba, bilgisayar, silah, aldık , tarım ürünleri aldık… Sonuç üretim gücü zayıflamış ve borçlu bir ülke ve toplum olduk, paramızın değeri düştü… Şimdi ne olacak nasıl işin içinden çıkacağız?
Tarımsal üretim en kolay yapılacak üretim tohumu ek doğal şartlar müsaitse ki zaten ona uygun ürün ekilir en azından kendimizi besleriz… Bundan 30-40 yıl önce kendimizi, kendi tarımsal üretimimizle beslemekle övünürdük, maliyetler o kadar arttı ki, çiftçi üretmemeye başladı, şimdi beslenmek için başka toplumun ürettiği gıdalara ihtiyacımız var… Oysa biz üretirdik, üretebiliriz, bunun için çiftçilerin desteklenmesi gerekiyordu, teşvik rakamlarına bakarsak, teşvik alan var ama üretim yok… Demek ki yanlış bir teşvik yöntemimiz var… Tarla, alan bazlı teşvikten ürün bazlı teşvike geçmek zorundayız ki tarımsal üretimimiz artsın, kendi, kendimizi tekrar beleyecek hale gelelim.. bunun tersine tarım ürünleri pahalı diyerek…
İthalatla fiyat kontrollü yapılmaya kalkarsa buradaki çiftçileri üretmez hale getiririz, üretemeyen toplum da ithalata bağımlı hale gelir… Örnegin teknolojik aletlerin bir çoğunda ithalata bağımlı haldeyiz, son 15-20 yıldır da tarımsal ürünlerde bu noktaya doğru hızlı bir gidiş var… Sanayiniz kendi ihtiyacımızı üretemiyorsa, tarımımız bizi besleyemiyorsa, biz bu kadar tüketimi, bu kadar arabayı ve her yere trafik yoğunluğuna bakılıp bakılmaksızın duple yol yapacak kaynağı nereden buluyoruz? Borçlanarak, ancak alınan borç paralarla tüketim yerine yarın için üretim yapacak yatırımlar yapılırsa ülke gelişir… Yoksa AVM, Duple Yol, Kamu Binası, İbadethane, yaparak kalkınan bir ülkeye, bilinen ekonomi tarihi boyunca rastlanmamıştır… Her neyse tarım konularında ciddi yazılar yazan, hükümet ithal edince ithalatın nimetlerinden bahseden, ihracat edincede ihracatın nimetlerinden bahsetmek yerine gerçeklerden bahseden bir tarım yazarı A. Ekber Yıldırımdan alıntıyla yazıya son verelim mi?
“Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı bu “iyimser” veriler bile tarımda üretimin azaldığını gösteriyor. Asıl büyük üretim düşüşü 2019’da yaşanması bekleniyor. Girdi fiyatlarındaki artış nedeniyle bir çok çiftçi 2019’da üretim yapamayacağını her fırsatta dile getiriyor. Buğday ve arpa ekim zamanı olmasına rağmen bir çok çiftçi ekim yapamazken, gübre alımında da büyük düşüş var.Bu göstergeler bile 2019’da üretimde büyük düşüş olacağının kanıtı olarak görülüyor. Ali Ekber Yıldırım tarımdaki bu olumsuz gidişin tersine çevrilebilmesi için öncelikle ithalat politikasından vazgeçilmesi ve yerli üretimin desteklenmesi gerektiğini söyledi. Yıldırım, “Her sene yerli ve milli kaynakları kullanacağız diye bir genelge yayınlanır. Ama bu genelge kağıt üstünde kalır. Oysa yerli ve milli kaynakları gerçekten harekete geçirebiliriz. Mesela hayvancılıkta yem hammaddesi ithal etmek yerine yem bitkisi üretimini destekleyebiliriz. Böyle bir destek verilirse bunlar rahatlıkla iç piyasadan karşılanabilir” diye konuştu.”
Ekonomi birbirine bağlı tuğlalar gibi biri çekildimi diğeri de tökezliyor, hele sektörel bağlılıkta yem üreminiz azsa, yada ithalata dayalı hammadde kullanıyorsanız, ne yem fabrikalarınız uluslar arası rekabet gücünü bulabilir, nede hayvancılık yapan vatandaşlarınız bizim için üretimin yapabilir… Hele hele fiyat istikrarı sağlamak için ithalat vergilerinin, gümrüklerinin düşürülmesi birde hükümet politikası ise.. Yandı gülüm keten helva, yerine yandı bizim beslenmemiz için üretecek çiftçiler ve hayvancılar… İşte durum bu, hükümeti destekleyen medyada bu tür eleştiri ve analizler göremezsiniz onlar sürekli uçtuğumuz tezleri üretirler kendileri uçtuklarına inandıkları gibi toplumu da inandırıyorlar… Ancak ekonomide eğitimle, bilgiyle, teknik, teknolojik araçlarla çalışarak, üreterek uçulur, gelişme sağlanır bilinmesi dileğiyle.. Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 22.6.19 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
|