SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN MONTAJ, ŞANTAJ, KUNTAJ, KUMPAS
SON GÜNLERİN EN ÇOK KULLANILAN KELİMELERİ OPERASYON, YOLSUZLUK, HAİNLER, PARALEL YAPI, KASET, SES KAYDI, TABE DERKEN…
AMAN DİYELİM, SİYASETİMİZİN HALİ TOPLUMA YANSIMASIN….
Türkiye günlerdir ardı ardına yayınlanan, ses kayıtlarını tartışıyor, kanaatler, yaklaşımlar, yorumlar belirtiliyor…. Öte yandan hiç birimiz de tam kanaat oluşmuyor, oluşamıyor, montaj deniyor, hemen ardından daha yüksek bir şekil de degil cevabı geliyor. Bir belge yayınlanıyor, arkasından o belgeyi yayınlayan şirketten görüş alınıyor, belge yalanlanıyor. Bizim böyle bir çalışmamız yok acıklaması geliyor, bilgiler saatten saate değişiyor. Gercek yapılması gereken net delillerle hukuki bir süreç bir türlü başlayamıyor….. Sadece karşılıklı soyut suçlamalar…
Görünen o ki, şimdilik yaşanan tamamıyla bir, taraftar gazlama, edinme ve tarafsızlar üzerin de ise bir kanaat oluşturma savaşına dönüşmüş durum da. Bu durum her gün biraz daha gerilerek, gerginlik biraz daha yükselerek devam ediyor… Yeni, yeni montojlar, kumpaslar söylemlere ve eylemlere katılıyor ….
Bunlara inanırsınız, inanmazsınız, ya reddetme eğilimine gireriz ya da benimseriniz, bunu bilgilere göre degil, bulunduğumuz tarafa göre belirliyor, yapıyoruz, bu çok sağlıklı bir durum degildir. Sağlıklısı, net bilgilere dayanan, bunun üzerinden kanaat oluşturulması ve tavır belirlenmesinin sağlıklı olacağı kanatindeyim…
Ses kayıtları yenileri yayınladıkca, ibre giderek Başbakanın, aleyhine dönüyor. Artık İslami kesim den de bazı yazarlar, eleştirel yazılar yazmaya başladılar. İşte bu durum hükümet açısından daha da inandırıcılık sıkıntısına neden oluyor. Bundan sonra iş nereye varır dersek, sanırım inandırıcılık sorununu aşmak için görüntülü kasetler devreye girecek, hükümette toplum da biraz daha gerilecektir…
Durumu nasıl değerlendirilmeliyiz?
Şahsen ben tarafsız yazarlar ve gercek gazeteciler tespit etmişim, onlardan gelen haberler üzerine degerlendirme yapıyorum, yoksa şu görünenle, ya da gösterilenlerle bir taraf olmak sadece tarafgirliğimizin tescilinden ibarettir bilinee…
Bu ses kayıtları nasıl değerlendirilmeli? Bunların montaj ya da gerçek olma ihtimalini hangi bilimsel veriye dayanmalı? Bu seslerin montaj olup, olmadığını test edecek bilimsel kurumumuz var mı? Varsa bu kurumun güvenilirliğinin içine daha önce ettik mi? Böyle bagımsız bir kurum var mı bilemiyorum, kıstas objektif, tarafsız, güvenilir olması her kurumun güvenilirliğinin içine etmedik mi? Kaldıysa ülkemiz de böyle bir kurum ve makam, bir bilimsel, yahut hukuki otorite, bu kurum veya kişi, çıkıp durum budur demedikçe, kayıtlar üzerindeki doğru yanlış devam edecek sanırım…
Artık kimse kimseye güvenmiyor, biri bir ses yayınlıyor, kim olduğu nasıl dinlediği belli degil, bu ses kayıtlarına birileri inanıyor, Digeri aynı ses kayıtlarına montaj diyor, ajan işi diyor. Bu kayıtlara inananlara da siz de dış mihrakların, ajanların, kumpascıların paralelecilerin taşornusunuz deniyor
Evrensel degil de grubunun anlayışı ile din, hukuk, bilim, anlayışı oluşturulursa bilim ve hukukun lazım olduğu böyle bir an da apışıp kalırız. Ben derim montaj, sen dersin kuntaj, afa ki konuştuğumuzu bildiğimiz için de kimse kimseye inanmaz, pardon taraftarları dışın da… Bütün taraflar liderinin düşünceleri üzerine paralelce yatarlar…
Montaj denilse, hükümetin adamısın, gerçek denilse, paralelcilerdensin ajansıllardansın.
İşte bir toplumun en vahim durumu budur, insanlar bu ülkede kime, neye inanacaklarını artık şaşırmışlar ve asıl montaj ortak zihniyetimize, toplumsal güvenimize yapılmış güvensizliktir. Toplum ve millet neyle olunur? Ortak zihinyet ve toplumsal güvenle… Ortak zihniyet ve birbirine ve kurumlarına güven kaldı mı, bıraktılar mı?
Kriptolu telefonu dinlemek ne demek, dinleyen kim, bu telefonla ne konuşulması gerekir?
Bu ses kayıtlarına sadece itiraz yerine, gercegi ortaya koyma cabası iktidarı zan altından kurtaracaktır. Şayet bunlar montajsa, bu yayınlansın ki montajcıların, şantajcıların mumu sönsün…… Yoksa bu gidişle İktidarın Ampülünü millet söndürecege benziyor…
Bu montaj, kuntaj, şantaj, suntaj işleri siyaseti,toplumu, ülkeyi, daha bir hayli meşgul edecek ve gerecek öyle anlaşılıyor…. Dilegimiz, ne siyaset yaparken, ne dini anlayışımızı yaşarken toplumsal barışı tehlikeye sokacak davranışlara gitmekten öncelikle iktidar, sonra da bütün toplumsal taraflar uzak durmalıdır önerisiyle selam ve sevgilerimle…
|