KİMİ ALKIŞLAYALIM?
(Yanlış Alkışlamalarımız, Bize Yanlışlar Olarak Dönebilir mi?) (TL’nin Deger Kaybediş Tarihi)
Sanatcıları alkışlayalım sanatlarını iyi icra ettiklerin de, takımımızı, takımın sporcularını alkışlayalım iyi oynadıklarında, uluslararası arenada, müsabakalarda ve yarışlarda ülkemizi iyi temsil eden herkesi alkışlayalım... Bir milim bilimsel gelişmeye neden olan bilim insanlarımızı da gönülden alkışlayalım, bunları bir kenara koyalım, dönelim siyasal kararlara, siyasilere bunlardan hangisini, kimi alkışlayalım?
Muhalefeti mi alkışlayalım, iktidarı mı, bunların içinde kim doğru sözü söylüyorsa onu mu alkışlamayız?Önce muhalefeti alkışlarsak ne olur, alkışlamazsak ne olur, ona bakalım mı?
Muhalefeti alkışlarsak ki, doğru sözlerini alkışlamalıyız, muhalefetin doğru önerilerini neden yapmıyorsunuz diye iktidara kızmalı, tepki göstermeliyiz yanlış önerilerini ve sözlerini alkışlamayarak tepki göstermeliyiz... Bakın buradaki farkı görelim, sadece alkışlamayarak tepki göstermeliyiz diyorum, neden muhalefet devletin hazinesiyle, devletin kurumlarıyla hizmet üretmiyor... Muhalefet hizmete aday oluyor ben yapabilirim, mevcut hükümetten daha iyi yapabilirim diyen muhalefet, bir devlet yönetim alternatifimizdir, o olmadığı zaman demokrasi olmaz, biz iktidarlara mahküm kalırız... İllede bir siyasetci alkışlamak zorundaysanız muhalefeti alkışlayın öneririm... Gelelim iktidar alkışlamalarımıza...
Bu ciddi bir sorumluluk isyeten bir iş, bir karar alınacak zamanında alınmıyorsa toptan, topluma zarar veriliyor demektir...Örnegin Dogu Akdeniz enerji yataklarıyla ilgili G.Kıbrıs Rum kesimi 2003 den beri Ak Denize kıyısı olan ülkelerle anlaşma yapıyormuş... Herkesle yapmış kim kalmış Lübnan ve Suriye, biz aradan gecen 17 yıldır neden yapmamışız? Sonra olaganüstü günler için ayrılan akceler seçim döneminde harcanırken biz alkışlamışız, son krediler üretim için degil de yine araba ve inşaatlar için düşürülürken yine alkışlamışız... Bunları sormasak, iyi mi, kötü mü, doğru mu, yanlış mı diye düşünmeden alkışlar, her kararın önünü arkasını düşünmeden neden sonuç ilişkisi kurmadan bizimkiler süper ya dersek, krizlerle uyanırız, kendimizi çok kaptırmışsak hatta uyanamayız bile.... Dış politikada önemli yanlışlar yapıldı, muhalefet bize anlattı anlatmadı, biz görecegiz, nereden görecegiz medyadan medyayı kim kontrol ediyor? Hangi medya kimin sesi, nereden haber alırsak doğru kanaat oluşur? Haberin doğrusu nedir, bilgi kaynaklarımız nedir, bilgilerimizin/haberlerimizin doğruluğunu hangi kaynakla test edebiliriz gibi düşüncelerimiz yoksa, deliler gibi alkışlarız, sonuç ne olur?
Gelinen noktadan kim memnun, neden memnun, kuru inatlamı memnun, yoksa iyi sonuçlar alındı da ondan mı memnun, memnunuz!!?? Ekonomiye bakalım mı? Emin olun bakmasak iyi, hiç olmazsa moralimiz bozulmaz diyorsanız o zaman alkışlamaya devam ederiz... Biraz yakın kriz tarihimize bakalım mı?
2001 krizinde dolar kaç lira artmıştı, biraz gerilere gidelim devalüasyon nedir onu bilerek... Ulusal paranın deger kaybı...
“Adnan Menderes Hükümetince, 4 Ağustos 1958 tarihinde devalüasyon yaparak 2,83 TL olan ABD doları 9 liraya çıkarılmıştır.”
“Süleyman Demirel hükümeti tarafından 10 Ağustos 1970 tarihinde gerçekleştirilen devalüasyonla 1 ABD doları 9 liradan 15 liraya çıkarılmıştır. “
Yaşı müsait olanlar bilecek, Evevit/Erbakan hükümeti tarafından 1974 yılında Kıbrıs barış hareketi yapıldı, Batılı devletler bize ambargo uyguladılar… Sonrası yıllarda ülkemiz için siyasal şitdetin zirve yaptığı dönemler olmasına ragmen 1978 yılında ABD dolarının fiyatı 19 liraya ulaşabilmiştir… Sonrasına bakalım mı?
Tansu Ciller hükümeti dönemin de, “Ocak 1994'te dolar bir günde %14 değer kazanmış, Ocak ile Nisan ayları arasında 3 ayda lira, dolar karşısında %160'ın üzerinde değer kaybetmişti”
1998 yılında Türkiye'nin en önemli ticaret ortaklarından Rusya'nın krize girmesi ve 1999 yılında yaşanan Marmara Depremi'nin bütçe üzerinde yarattığı ek baskılar, ekonomik sıkıntıların katlanmasına neden olmuş, bunlara dayalı 2001 krizi gelmiş, bu krizi sık sık duyarız… Neden bize bakın o dönemlerde şunlar oldu, bunlara razı olun diye mesaj verir günümüzün yöneticileri, oysa ne teknoloji, ne ekonomik imkanlar, ne itletişim, ne ulaşım, nede arac ve gereçlerin, nede kişilerin iş yapabilme kapasitesi aynı degil 20 yılda dünyada teknikler, teknolojiler çok degişti… Neyse 2001 krizinin sonucu olarak 684 bin TL olan dolar kuru, dalgalı kura geçilmesiyle birlikte 1.2 milyon TL'ye yükseldi… Yani %100’de yüz’e yakın TL deger kaybetti… Günümüze gelelim mi?
Önce kriz var, catıyı tamir etmeliyiz diyen hazineden sorumlu bakanı hükümetten attılar, sonra önlem almalıyız diyen, önlemleri acıklayan Başbakanı görevden aldılar, sonuç geldiğimiz noktaya, önceki krizileri aşan, hatta krizin bir üst aşaması olan ekonomik soruna buhran, diyorlar… Buraya neden geldik?
Aldık uluslararası finans kuruluşlarından borç paraları 330 milyar dolar, sattık bu zaman kadar yapılan fabrikaları, kurumları geldi 75-80 milyar dolar.. Elde oluştu 400-410 miyar dolar sıcak para.. Bu paralar gelirken ne yaptık, örnegin 2011 yılında 105 milyar dolar dış ticaret acığı, zararı verdik… Bu paralar ithalata, başka ülkelerden aldığımız mallara gitti, ne kadar para gitti, 19 yılda bir trilyon dolara yakın para… Sonra geri kalanı ne yaptık yol yaptık, alt gecit üst gecit, ibadethane yaptık, mevcut hastaneleri kapattık, hastane yaptık, mevcut havaalanları kapattık havaalanı yaptık, fabrika yapmayı unuttuk… Bu aralar hep alkışladık sanki miting degil alkışlama seansları yaptık… Sanatcıları, muhalefeti alkışlamakla, iktidarı alkışlamanın farkını anlayamaz, iktidarın her yaptığını hukuki, her yaptığını ekonomik, sosyolojik olarak en doğru bulursak, bu noktaya gelmemiz kacınılmaz olur… Şimdi ne olacak?
Daha önceki krizler nasıl aşıldıysa bundan da öyle cıkacagız işsiz kalacagız, aşsız kalacagız, yoksulluk yaşayacagız, sabredecegiz, bu sefer iktidarın savurganıklarını alkışlamayacagız, bir vali bir, iki milyonluk lüks arabaya binmeyecek, devasa kamu binaları yapılmayacak, bizim yaptığımız zorunlu tasarrufun yanına onları da davet edecegiz... Bundan böyle üretmek için fabrika yapacağız, tarımsal alanları islah edecegiz, sulama ve enerji üretimi için baraj yapacağız, üretecegiz bölüşecegiz, gerekirse iktidarı degiştirecegiz bu sorunları aşacagız… Aşmak dilegiyle, Selam ve Saygılarımla..
Hüseyin Benek –5.9.2020 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
1* https://www.haberturk.com/devaluasyon-nedir-tarihte-yasanan-devaluasyon-ornekleri-2098180-ekonomi
2* https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-45226072#:~:text=1994%20krizi&text=
Bu%20d%C3%B6nemde%2C%20%C3%B6zel%20bankalarda%20y%C3%
BCksek,1993%20y%C4%B1l%C4%B1nda%20ba%C5%9Fbakanl%C4
%B1k%20koltu%C4%9Funa%20oturdu.
|