VATANDAŞI BOGMAK!!!
( Vatandaşı, patronlar ve sermayenin, kamu kurumlarının, Burjuva ve ileri gelenlerin, siyasetcilerin, din adamları ve tahrikatların boğması)
Vatandaş nasıl bogulur hakları yok sayılarak, nasıl bogulur, kendisine hizmet etsin diye kurulmuş kurumların vatandaşı hizmetci sanmasıyla, itmesi kakması veya tepeden bakmasıyla, vatandaşı küçük görmesiyle bogulur…
Vatandaşın bogulmaması için bir kamu kültürü bir burjuva kültürü gerekir ki sanırım biz de ikisi de yok.. Ya da tersine oluşmuş… Bu konu üzerin de biraz duralım, vatandaşları uyaralım, boganlara da sınırlarını hatırlatalım ne dersiniz?
Evet konumuz vatandaş nasıl bogulur/bogluyor?
a) En çok bogulandan başlayalım işçi vatandaşlar gecen de maden de fiziken boguldular, yandaki eski maden de biriken suyla… Nasıl oldu, onu haberlerden dinlediniz, biz burada işçilerin nasıl asgari ücrete çalıştırıldığını nasıl çalışma sürelerine uyulmadını, nasıl zamanın da ücretlerinn ödenmediğini, ayrıca çalışma esnasında nasıl kötü davraranıldığını duyduk, gördük, işçiler bunu yaşıyor… Yaşarken, bu saçma sapan davranışlarla zaten bogulduklarını, bu işe toplumun bir çözüm bulması gerektiğini hep beraber anlamaya/anlatmaya çalışıyoruz… Evet, bu ölen insanların bazılarının kaç aydır maaş anladıklarını haberlerde ölen işçinin eşinden duyuyoruz, kanımızı emdiler, canımızı yaktılar, kaç aydır maaşlarını alamıyorlardı, evimizin diregini canlı canlı madene gömdüler, diye aglarken duyuyoruz, ne sendika, ne de bu işçileri bogan Çalışma alanını düzenleyen Çalışma bakanlığı bu konularla ilgilenmiyor, yada kagıt üzerin de ilgileniyor görünüyor… İşçi de yer de işsizligin bu kadar yüksek olduğu patrona nasıl tek başına dirensin… Para için her türlü vahşiligi kültür haline getirmiş patronlara kim dur diyecek merak ediyorum… İşçileri ne fiziken bogun, nede haklarını gasp ederek bogun, sizin ve bu toplumun herkesten çok çalışana ihtiyacı var… Kültürlü patron çalışanının haklarına riayet eden patrondur, kültürlü patron, daha pahalı, daha iyi, daha lüks bir arabaya binmek için işçilerinin haklarını gasp etmez, kültürlü patron vergisini verir, işçisinin sigorta pirimini yatırır, işçilerinin ücretini onların geçim standartlarını düşünerek verir, iş yerlerinde işçi sağlığına ve iş güvenligine dikkar eder… İşçiler de o zaman bogulmaz… İşçilerin ne madenler de ne de baraj inşaatlarında, ne sosyal hayatın için de bogulmadığı bir ülke hepimize refah ve mutluluk getirir… Böylece sermaye tarafından işçi vatandaşların boğulmadığı bir ülke oluruz…
b) Kamunun vatandaşa tavrı, kamu çalışanlarının vatandaşa karşı tavrı da sorunludur, hem de ne sorun… Vatandaşa hizmet etmek için kurulan ister güvenlik kurumları, ister sağlık kurumları, ister egitim kurumları ne hale gelmiştir… Kimi kez oradan yararlanan vatandaşların haklarına sahip çıkma sorumsuzluğu nedeniyle kimi kez de, daha çok da bu nedenle, orada çalışanların sorumsuzluğu nedeniyle kurumlar tersine işler hale gelmiştir… Nasıl mı güvenlik kurumu vatandaşın güvenlik sorunu haline, sağlık kurumu sağlık sorunu haline, egitim kurumu egitim sorunu haline gelmiştir… Ben bu zaman kadar tapu dairelerine, hastanelere, okullara, sosyal güvenlik kurumlarına gittiğim de şunu bana hatırlatmışlardır… Sen gereksizsin, neden buradasın, neden buraya geldin, sen vatandaş olarak kurumumuzun karşısında küçüksün küçüklüğünü neden bilmiyorsun, mesajını bana verdiler… Oysa ki bir hiyerarşi varsa tepede bu kurumlar, altta biz vatandaşlar yok… Kurum olarak, o kurumun çalışanı olarak benim için varsın, o kurumda çalışan olarak bulunma nedenin benim sorunlarımı halldesin diyeee… Bu alanda da onlarca bogma nedeni yaşıyoruz, yaşatıyorlar… En son örnekler ise yeşil alanların işgal edilerek ticarete acılması ve buralara vatandaşların ücretli girmesidir ki… Şehir hayatında parklar önemlidir, Kentlisinin acık hava pencereleridir, buraların ticari alana çevrilmesi vatandaşın bogulması degilmidir? Devletin, ayrıca inanç ve düşünce boğmaları da hepimizin malumudur…
c) Burjuva ve yönetim kültürünün olmaması, vatandaşların örgütsüzlüğü de vatandaşın boğulma nedenleri arasındadır.
Burjuva kültürü olması demek, içinde yaşadığı, beslendigi toplumun diger alanlarıyla, diger sorunlarıyla da ilgilenmek demektir… Yani sosyal sorumluluğu olan paralılar demektir, yoksa sadece parası var diye bir insan kültürlü olmaz, sadece kaynakları, makileri kontrol ediyor diye de zengin olunmaz, bu kültür işidir, bu bilinc de parası olan, kültürlü kişilere çok ihtiyacımız vardır…
Vatandaşların örgütlenmesi de haklarının alınmasına, sınırını bilmeyen kurum ve kişilerin sınırlarına geri çekilmesine neden olacaktır ki, böylece vatandaşın daha az bogulmasını sağlayabiliriz…
d) Vatandaşın siyaset tarafından bogulması ise en ilginç bogulmadır, cün ki siyasetciler vatandaşın temsilcisi olduğu düşünülür ve öyle söylerler… Gercekten de öylemi? Bana göre degil … Önce temsilci olabilmenin önünde ipotekler var… Nasıl mı? İlk ipotek önseçimlerin olmaması, bu seçilme iine vatandaşın dahil olamamsı, ikincisi partilerin liderlerinin tek seçici oluşu, kimin temsilci olacagının üzerinde ki ipotegi ile vatandaşın siyaset hakkı boguluyor, sonra, parası olanları öne alan listelerden dolayı vatandaşın temsiliyete adaylığı engelleniyor, sonra, diploma arayışı, sonra kontenjanlar derken vatandaşın siyaset hakkı yok ediliyor, bu alanda da boguluyor ki…
e) Din adamlarının vatandaşı boğması ise, işin içine kutsallık sokuşturdukları için bu alanda ki sömürü ve istismarlar kolay da anlaşılamıyor… Bu alanda ki sömürü üstelik de o kadar gönüllü oluyor ki, diger alanlarda şikayet var ama bu alanda şikayet de yok… Cünki sen sömürülürken sevap kazandığını düşünüyorsun, sana öyle düşündürtüyorlar… Bu alandaki sömürüyü ancak dini bilgilenmeyle, bilinçli Mümin olan vatandaşların cabalarıyla aşabilirz, bunun için İlk baş vuracagımız kaynak Kuran dır, ikincisi ise Ssağlam kaynaklardan ve Kurana uygun sünnetlerden edinecegimiz ve kaynaklardır. Üçüncüsü ise iyi yazılmış ilmihaller ve dini düşünürlerin( M.Akif Ersoy, Nurettin Topcu, Saim Yeprem, Edip Yüksel, Ş.Ali Düzgün, A.İhsan Eliacık, Ayşe Sucu, A.Rıza Demircan, Adulaziz Bayındır,Hayri Kırbaşoğlu, İlhami Güler) daha adını ilk etap da hatırlayamadığım düşünürlerin yazarların yazıların dan bilgilenerek aşabiliriz ….
Sizi/bizi bogulmakdan kurtulmaya davet ediyorum, bizi geri plana atan her türlü davranış bizi bogma cabalarıdır. Bunun içindir ki, biz vatandaşlar olarak ilk önce sorumluluklarımızı yerine getirecegiz, sonra da bizim haklarımızı askıya alanlarla mücadele edecegiz ki… Bu ülke de adalet cereyan etsin, bu ülke daha yaşanılır bir ülke olsun, biz bu ülke vatandaşları da daha sağlıklı mutlu bu ülkede yaşayalım…
Selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – Mayıs 15 – www.vatandasfikri.com
Not: Yukardaki her grupda bogmayanların da olduğunu, bunların saylarının çok az olduğunu, onların sayılarını çogaltmak amacında olduğumuzu belirterek, onlara selam ve saygılarımı belirterek, onları bu eleştirilerden azade ederek, bogulmadan yaşamak dilegiyle...
|