KAOSMU(KARGAŞA MI), GELECEK? PROVOKASYONA(KIŞKIRTMAYA) MI GELECEGİZ?
Kaos gelecek diye korkutuluyoruz, gerçekten de kaos mu gelecek, bu bir iktidar oyunu olabilir mi? Ben gidersem tufan, ben durursam ortalık süt liman… Madem kaos gelecek kaygımız var, bunun önlenmesinin yollarını düşünmek gerekmez mi? Gerekir o zaman düşünelim mi?
Kaos kimin eliyle, kim tarafından yapılacak? Bizim elimizle büyük güçler tarafından, Allah, allah bizim elimizle başkaları öylemi biz salakmıyız ki kendi ülkemizi kaosa sürükleyelim!!! Degiliz de abi, hep böyle oluyor, bunun için tekraren kaygılanıyoruz… Başkaları bizim üzerimizden bizim ülkemizde operasyon yapıyor öyle mi? Bizde buna karşı önlem alamıyoruz öylemi? Alamazsın çünkü sen mini etegenien, türbanına, kültürüne vatandaşının saygı duyamıyorsan, Ülkenin kurucusunun heykellerine sık sık saldırıyorsan ve bunlar çatışma nedeni yapılırsa, kaosun, kargaşanın kapısını kim acıyor dersiniz? Üst akıl mı, yoksa akılsızlık mı? Kim önlem alması gerekir?
Öncelikle devlet, sonra devleti idare edenler, sonra siyasiler ve biz vatandaşlar, öylemi evet… Bu gruplardan kim kaosun yolunu açar herkes açabilir, biz genelde muhalefetin açtığını düşünürüz… Oysaki iktidarlar daha çok provokasyona, kaosa neden olurlar, bunu siyasi tarihi okuyanlar bilir… Sonra toplumumuzun içinde ki sosyolojik farklılıkları kullanarak kaosu, karmaşayı tetiklerler diye kaygılanıyoruz, öyle mi evet… Kim ne için kullanılabilir, bir sosyolojik haritamız var mı, varsa bu kullanılacaklar ne için kullanılacak önlem almak gerekmezmi? Efendim bir inanç grubu bizim genel olarak kabul ettiğimiz inanç grubunun dışında inanç istekleri var, bunlar üzerinden kaos olabilir diye kaygılanıyoruz … O zaman o inanç grubuyla onlardan daha çok sen diyaloga geç sorunları çöz, onlar kendilerini bu ülkenin aslı unsuru saysınlar… Onlara adaletle yaklaş ki onlar provokasyon, kargaşa tuzağına düşmesinler… Sonra bir topluluk dili ve kültürü üzerinden rahatsızlıklarını belli ediyor, bu sorunlar uzun süredir yaşanıyor, provokasyona düşerler kaygımız var… Devletimizin bir geleneği var, bir sorunu önce görmek, önlem almak, çözmek yerine, onu bastırmayı tercih ediyor… Bastırılan her şey yok olmuyor, baskı altında tutmak için ciddi bir enerji harcıyoruz… Oysaki bu sorun başladığında önlemler alınmış olsaydı durum bu noktaya gelirmiydi, bence gelmezdi…
Son olarak iktidarlar tepki gösterenleri genel olarak sevmezler ve provokasyona gelmekle suçlarlar, muhalefet de tepkilerinin dozunu ayarlayamaz ve provokasyon izlenimi verirse… Taraftarlar, siyasal hırslarının da etkisiyle birbirlerine iyi gözle bakamaz hale gelirler… Örnegin son adalet yürüyüşü, son Teröre karşı, Mescidi Aksa mitingleri muhalefetimizin provokasyona ve kargaşaya düşmeden, demokratik sınırlarda tepki gösterme olgunluğuna ulaştığını gösteriyor… Şimdi iktidar da iktidar olgunluğu gösterecek ve toplum siyaset eliyle gerilmeyecek ve provokasyona acık hale getirilmeyecek… Sonra toplumun din üzerinden de gerildiğine tanık oluyoruz, bazı cemaatler dini yorum ve düşüncelerinin fitneye, fesatta, kaosa provokasyona neden olacağını düşünmeden söylem ve eylem içine girebiliyorlar…Dikkat etmeliler… Din kargaşaya neden olmaz toplumsal uyuma ve barışa neden olur diyoruz…
Öncelikle sorumlu olan iktidar siyasilerine ve tüm siyasal, dinsel, toplumsal taraflara, kaos ve provokasyon(kışkırtma) için kullanılacak malzeme vermeyelim, bizim ve ülkemiz üzerinde böyle operasyon amaçları olanların tuzağına düşmeyelim… Önerisi ve temennisiyle selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek --- 31.7.17 – vatandasfikri.com
|
|