BİRLİGİMİZİN GARANTİLERİ

(Birliğimizin Garantisi Üç  D)

İnsanların topluluk halinde yaşama ihtiyacı duydukları konusun da toplumbilimciler hem fikirler… Tartışma hangi ölçüler de, hangi kurallarla kimin yönetim ve denetimin de toplumsal hayat yaşanacağı üzerine olduğunu görüyoruz.. Bu ortak yaşam için ortak kanaatler, üzerine ortak yaşam kuralları çıkaran toplumların ortaklaşa yaşamı daha yüksek standartlarda becerdiklerine de tanığız…  Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da bunu nispeten başarıyoruz, aslolanın daha iyi nasıl yaşanır üzerine düşünmek olduğunu bu yazı da bunun için yazıldığını belirterek hayırlısıyla başlayalım…

Ben birlikte yaşamanın üç D ile daha iyi olacağını düşünerek bu üç D, üzerin de duracağım, nedir bu üç D?

1-   Dil  2- Din  3- Devlet olduğunu düşünüyor,  Siz isterseniz sıralamayı kendi önem sıranıza göre degiştirebilirsiniz… Hemen bu arada şunu belirtelim bu üç D deinsan içindir, insanı daha iyi yaşatmak içindir… İnsanı daha iyi yaşatalım derken, insanın da bir parcası olan dogal düzenin de daha iyi olması için ne gerekiyorsa onu da yapmayı unutmayalım hatırlatmasıyla üç D’nin ilk d sini incelemeye çalışalım mı?  

Dil nasıl toplumsal hayata katkı sunar? En basit anlatımla bu yazıyı yazdığım dili bilmiyorsanız bu yazıdan hiçbir şey anlamayacağınızı garanti ederim… Olayı biraz daha genişletirsek toplumsal hayatın için de dil birligi olmadan nasıl yaşarız? Bazılarını duyar gibiyim başka dil kullananlar ne olacak? Onlar kendi araların da yerel dillerini konuşurken toplumun resmi dili olan dili de öğrenerek toplumsal hayata katılacaklar ki, hem kendileri,  hemde toplumun diger fertleri sorun yaşamasın… Dil sadece kendi aramızda iletişime yarayan bir  araç degil, dil aynı  zamanda egitimin de dili, bilim gibi hayatı anlamamıza yardımcı olan bir araçların da dilidir… Bu nedenle dil birliğinin toplumsal birliğimize katkıları saymakla bitmez… Size önerim bu üç D’nin hayatımızda olmadığın da ne olacağı üzerine düşünmemizdir…

Sonra ikinci D, olan dine geldiğimiz de ise bence şunları görüyoruz..   Din toplumsal hayat için ne yapıyor farkındamıyız? Bana göre din toplumsal hayata kural ve kaide veriyor, biz toplumsal hayat kurallarımızı n bazılarını dinimizden alırız… Mesela din paylaş der, biz sosyal güvenlik kurumları kurarız, zekatla, infakla, fitreyle, sadakayla paylaşarak hem dini bir vazife hem de toplumsal bir vazife yerine getirmiş oluruz… Başka bir örnege gelmek isterseniz, aşagı yukarı bütün dinler insan öldürmeyeceksin derler… Biz insanlar da bu öneri üzerine devletin yasalarıyla insan öldürenleri cezalandırırız…  Din insanın kişisel ve toplumsal ahlak ve adalet ölçülerine de değerler silsilesine de kurallar verir… İnsan ve toplumlar için din önemlidir, kişisel otokontrol saglar, buna dayalı olarak insanın toplumsallaşmasına büyük katkılar sunar…  Üçüncü D ye geldiğimiz de ise şunları görürüz…

Devletin toplumsallaşmaya etkilerini düşünün, güvenlik, egitim, ulaşım, alt yapıları düşünün, devlet,n vatandaşları için yaptığı saglık kurumlarını düşünün.. Devletin toplu hayata katkılarını düşünün de toplumsal birliğimiz için önemini de anlarız diye düşünüyorum… Burada yapılan tartışmalar ise siyasal tartışmalardır… Devlet nasıl işleyecek, kim yönetecek, nasıl yönetecek, kim, kimi nasıl denetleyecek kim kimi, nasıl temsil edecek? Devletin öncelikleri ne olacak, paylaşım sorununu nasıl çözecek, vergilendirme ölçülerine olacak? Bunlar devletin nasıl işleyeceğine dayalı kurallar olan anayasaya yine toplum tarafından yazılır…  Yönetim sistemi ne olacak gibi tartışmaları bunun üzerine yapılır… Bu tartışmalara bizde zaman zaman katılıyoruz… Anarşistlerin dışın da devletin varlığını sorgulayana denk gelmedim…  Onlar da insanların kişisel gelişmişliklerine dayanarak kendi sınırlarında duracakları varsayımına göre hareket ediyorlar olsa gerek… Anarşistlerin dışında hepimiz devletin toplumsal hayat için gerekli olduğunu görüyoruz ve bu görmeye dayalı olarak da biliyoruz…  Bu bilinçle toplumsal hayatın için de yaşamak dilegiyle, selam ve sevgilerimle..

Hüseyin Benek – 30.4.17 --- vatandasfikri.com