HÜKÜMETİ ANLAMAK LAZIM AMA!!!
Hükümetimiz bazı ekonomi politikaları uyguluyor, 2006 dan sonra ucuz dövize dayalı ithalat politikaları uyguladı. Bu uygulama döviz bulmayı gerektiriyordu, kurumlar satıldı döviz bulundu, bunlar yetmedi, tüm sattıklarımız kadar bir yılda acık verildi… Örnegin 2010 yılında neredeyse özelleşmelerden gelen dolar kadar dış ticarette dolar acığı verildi, 71 milyar dolar… Döviz ihtiyacı devam ediyordu, ithalatımızı, ihracatımız karşılayamıyor ve borç almaya ihtiyaç duyuyorduk, bizim gibi iktidar şerbetini içmemiş insanlar bu satışlar, bu açıklar, bu borçlar sürdürülemez dendiğimizde herkes uçuyoruz diyorlardı… Bu olanları onlar alkışladı, biz haklı çıktık ama keşke çıkmasaydık, yıl 2011, 105 milyar dolar dış ticaret açığı verilmiş, neredeyse bu borçlarımızın beş biri kadardır… Derken, derken geldik 2018’e…
2011’e göre neredeyse yarı yarıya azalmış dış ticaret açığımız, ama satılacak kurum, işletme bırakmamışız, dünyada parasal daralma yaşanmaya başlamış, dış kaynak gelmez olmuş, bizim borçluluk oranımız arttığı için bize borç verenler vermede isteksiz olmuş, bu arada Suriye, Dogu Akdeniz gibi, sorular, etkin devletlerle anlaşma, uzlaşma sorunu, komşularla sınır sorunu, derken.. 2018 yılında dış acık, 55 milyar dolara düşmesine rağmen kapatamaz olmuşuz.. Seçimde ekonomiyi güçlü göstermek için olağanüstü akçeleri harcamışız, sonuç olarak… Bu durumlar TL’nin deger kaybetmesine neden olmuş bu arada ABD başkanı Rahip yüzünden tvit atmış, dolar TL karşısında görülmemiş deger kazanmıştır… 2019 da bu sorunlara bir de salgın sorunu eklenmiş adeta ekonomik kriz buğrana dönüşmüş, sizden ricam ekonomik kriz ile buğran hakkında bilgilenmenizi öneriyorum… Bu arada ithalata baglılığımız devam etmiş, doları kontrol etmek için 130 milyara yakın rezerv piyasaya verilmiş… Gelmişiz 2021’e…
Dış acık neredeyse yok, ama döviz(dolarda) yok, borç var gelir yok, bu borçlar öncelikle şirketlerin, sonra kamunun borçları ödenmesi lazım, enerji ve hammadde için ithalata dolar lazım, yabancılar kimi kez aşırı boçluluğumuzu, kimi kez bütçe, dış açıklarımızı, kimi kezde salgını bahane ederek borç vermemeye başladılar. Verenler ise dünyada en yüksek faizi bize uygulamak istediler… Hükümet bu duruma razı olmadı veya şu çözüm mantıklı gelmiş olabilir… Tam nı noktada Hükümeti anlamaya çalışalım..
Düşük TL örnegin 5 Lira, 10.000 doları var yabacının 50.000 TL, dolar 15 Lira adamın parası TL ile oldu 150.000 lira… Yüksek döviz ülkemizde ki hisse senetlerini, binaları, işletmeleri, arsaları yabancı para karşısında ucuzlattığı için direk yatırıma gelecek yabacılar için ülkemiz ucuzluk cennetine çevrilerek o ihtiyaç duyduğumuz dolarları.. Mal, bina, arsa, toprak, fabrika, işletme, kullanma hakkı satışlarıyla söz konusu dövizi getirmeyi planlamış olabilirler.. Anlamak mı lazım evet, ama bu noktaya gelinceye kadar bizim uyarılarımızı anlamayan hükümeti anlamamak mı lazım evet, işte böyle arada derede bir durumla karşı karşıyayız… Ne yapabiliriz?
Önce hükümetimiz para basacak ama bunu ev ve araba kredisi yerine öncelikle üretim için avans, teşvik verecek.. Bu basılan paranın %60’ı üretim için teşvik, avans, %40’ı ise geliri olmayanlara ve en düşük gelirlilere kredi kartları ve borçları kapatmak üzere düşük faizli kredi vererek hane halkı borçluluk oranın azaltılmasını, gıda, temel ihtiyaçları görülebilsin öneririm ki.. Kriz düşük gelirlileri ve gelirsiz olanları perişan etmesin..Önerimizdir, selam ve Sevgilerimizle..
Hüseyin Benek – 16.12.2021 – vatandasfikri.com
|