DEMOKRASİ KAZANDI
(Neden Demokrasi Kazandı?)
Demokrasi, vatandaşların vekilleri aracılığıyla yasa yaptığı, yöneticilerini seçtiği ve güçler ayrılığına (yasama, Yargı, Yürütme güçlerinin Ayrı Kurumlarda Olduğu) dayanan bir siyasal sistemdir… Sistemlerin en az arızalısıdır, bunun için ben şahsen siyasal tercihimden önce demokratım, demokrasinin kazanmasına bu nedenle sevindim, yani Ekrem bey değil de, Binali bey kazanmış olsaydı yine demokrasi kazanacaktı, çünkü vatandaşın istediğinin yönetmesi demek demokrasinin kazanması demektir… Demokrasi kazandı ama demokratik yönetim sergilenemezse demokrasi kazanılmış olmaz… Bunun için siyaset yapan taraflara, öncelikle kazanan partili arkadaşlarımıza bazı uyarılarım olacak, kaybeden parti yetkililerine ve arkadaşlarımıza bazı önerilerim olacak…
Önce kazanan partili arkadaşlarımıza tavsiyem, zafer sarhoşluğuyla sevincinizi bile abartılı yaşamayın, karşı taraf üzüntülüyken aşırı sevinç rahatsız edebilir… Hele hele kazanılan belediyelerde 1989 daki hatalar kesinlikle yapılmasın, oradaki çalışanlar düşman ilan edilmesin… Ben 1989 da, Bir ANAP’lıların yönettiği bir belediye çalışıyordum, sosyal demokrat olmama rağmen sosyal demokratların kazanmasına sevinemedim… Neden? Şimdilerde mobing, denen iş yerinde lüzumsuz baskı ve yıldırmalara tanık oldum… Bunların yanlış olduğunu yaşayarak gördüm, o baskılar yerel iktidarların genel iktidara taşınmasının önünü tıkadı, umarım o hatalar yapılmaz…
Sık, sık yapılan hatalardan biride, vatandaşların ekseriyetinin önemsediği kültürel değerleri önemsemediklerini her fırsatta belli eden, partililerin, parti yöneticilerinin de partileri adına olumsuz mesajlar yaydıklarına tanık oldum… İletişimciler hep söyler, kültürel degerleri içermeyen mesajların bile etkili olmadığını iletişim dersleri gördük, bu partili arkadaşlar bırak kültürü önemseyen mesajlar vermeyi kültürü yok sayan mesajlar topluma her fırsatta vermeye çalışmışlardır… Bu çalışmaları sonucu partileri hep kaybetmiş, son iki seçimdir kültürel değerli önemseyen mesajlar ve adaylarla kazanmaya başlanmıştır… Şimdi bu partimizin önünde ciddi sınav vardır, bu sınav toplumun ekonomik kaynaklarından toplumu en adil şekilde yararlandırmaya çalışmak, olmalıdır… Umarım bu zaman kadar yapılan adaletsizlikler ortadan kaldırılır, toplumda kutuplaşmaya neden olan etnik ve dini siyasi söylem olmaması için bu zaman kadar olduğu gibi bundan sonrada dikkat edilir… Gelelim kaybeden partili arkadaşlarımıza…
İlk hata neydi derseniz, kendi zenginini yaratmak için tüm kamu ihalelerini 5-6 şirkete verilmesi olabilir mi, bırakın işçileri, sermayedarlar bile bundan rahatsız oldu… İşe alımlarda önce cematci olamayana lınmıyordu, şimdi partili olmayan alınmıyor, bunlar adaletsizliğin topluma yayılmasına neden oluyordu… Seçim sonuçları bunların sonucu olabilir mi?
Sonra karşı tarafı öyle suçladılar ki kafirler, sisiler, zilletler, teröristler gibi siyaseten en uc ve toplumu gerecek olan söylemler… Hem parti yetkililerince hemde sosyal medyada troller denen, ben onlara iftiracı, fitneci/fesatcı gruplar diyorum, tarafından en saygısızca kullanıldı… Kamu görevlileri, bunlara din görevlileri de dahildir aşırı bir şekilde kamu kimliklerini yok sayarak taraf oldu… Sürekli eleştirdiği tek parti dönemine benzer uygulamaları demokrasi kültürüne zarar verecek şekilde kullanıldı… Dini söylemlerin siyaset üzerinde etkisi azaldı, çünkü dini alanla siyasi alan farklı olması gereği toplumca anlaşıldı, umarım artık din siyaseten bu yoğunlukta kullanılmaz… İnsanlarımız Cumhurbaşkanlığı sisteminin güçler ayrılığına dayanmadığını fark etti… İstediği kanunu çıkaran, yargıya baskı yapabilen, denetimsizce hükümet eden, bir kişide bu kadar yetkinin olmasından rahatsız oldu ve bu rahatsızlıklarını sandığa yansıttı…
Şimdi her iki gruba da şunu hatırlatıyorum yolun sonu, reis bitti, kafirler kazandı taş yağacak, İstanbul zillete teslim oldu, İstanbul kurtarıldı gibi düşmanlık içeren siyasi söylemlerin tabanda ciddi sorunlara neden olduğunu sizde görüyorsunuz… Demokratik siyasetle, başka şeylerin karıştırıldığını görüyorum, vatandaşlık hakkı olan herkes aday olur, diğer vatandaşlar da adaylardan birini şehri, ülkeyi yönetmesi için seçer, seçilen yönetir, seçilmeyen yönetimi devreder… Yani bazı Ortadogu ülkelerinde olduğu gibi yönetim yüzünden toplumsal çatışma çıkmaz… Vatan herkesindir, vatandaş olan herkes aynı hak oranına sahiptir, demokratik sistem yönetimlerin devralınmasını ve devredilmesini seçimlere bağlar… Yani güçlü olan değil seçilen yönetir…
Vatanımızın, daha iyi yönetilmesini, vatandaşlarımızın toplumsal barış içinde yaşamasını istiyorsak ki, ben her siyasal grubun istediğini düşünüyorum… Bunun için çalışmalıyız, söylemlerimize dikkat etmeliyiz der… Daha demokratik bir istemde, daha adil bir ekonomik düzende, daha mutlu huzurlu bir toplumda, yaşamak dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek --- 24.6.19 – vatandasfikri.com
|