Sosyal Zinciri Koparmak
Her şey bir bağ içindedir, bu bag ömrü düşünürsek bebek, çocuk, genç, orta yaşlı, yaşlı gibi ömür bir zincir içindedir…
Egitimi düşünürsek, harf, hece, kelime, cümle, pararaf, makale sonuçta bir bilgi//düşünce zinciri oluşturulur…
Üretim, ham madde, mamül madde, alet, makine, gördüğümüz birçok şey, bize ulaşır zincir içinde…
Üretim, Tarla, Tohum, fide, ürün, üretici, aracı, tüketici gibi zincir içindedir…
Bir işletmede zincire bakalım mı, bir hammade temin edenler, enerji temin edenler, makine ve tesisat temin edenler, çalışanlar, amirler, patronlar ve üretilen ürünü alan pazardakiler.. Bu zincirin neresi önemsiz, hepsi önemli…
“Zinciri koparmak” Deyimin kısaca deginmek gerekirse, anlamı, açıklaması, delirmek, çıldırmak."Başına gelenlerden sonra zinciri kopardı." Denilir, işte tam bu noktada zincirin diger halkalarından kopmamak, birlikte hareket etmek toplumsal sorumluluğun geregidiri vurgulayarak devam edelim…
Bu zincirin bir parçası diger parçasını dikkate almazsa kopma olur… Örnegin üretici aracıyı, aracı üreticiyi, imalatçı perakendeciyi, her ikisi tüketicinin alım gücünü düşünmezse zincir kopar zincir koparsa zincirin diger parçaları da ile yaramaz… Burayı açalım mı biraz…
Sen kasapsın, eti insanlardan senden alırken sen nereden alıyorsun mezbadan, toptancıdan, buralara hayvanlar kendileri bizi kesin et olmak istiyoruz diyerek gelmediklerine göre… Bir hayvan yetiştiricisi var degil mi? O hayvan yetiştiricisinin hakkını, hukukunu, üretimini düşünmezseniz, düşünmezsek hayvan üretimimiz azalır, et tüketimimiz aynı hızla devam eder ederse et fiyatları artar… O zaman ne yapmamız lazımdır diye düşünmek gerekmez mi? Gerekir düşünelim, bunu yaparken herkes kendini hangi zincirin bir parçası olduğunuda düşünsün..
Hayvan üretimi azaldı, et fiyatları arttı, sizde yöneticisiniz önlem alacaksınız ne yaparsınız? Bir yönetici et fiyatlarını düşürmek için dünyanın her hangi bir yerinde ucuz et bulup et fiyatlarını düşürme yolunu seçebilir..Bana göre bu yanlış seçimdir, neden? Kendi et tüketimini kendi üretemeyen toplumlar başka toplumlara ihtiyaç duyarlar, başka toplumlarda sizi kendine baglı kılarlar.. Üretiminizin iyice zayıfladığını gördüklerinde fiyatlarını artırırlar… Bunu da her alana yayın, her ürünün bir üretim ve tüketim zinciri olduğuna göre.. Yabancı üretim olan ürünleri ya kullanmamak lazımdır, yada çok tasarruflu kullanmak lazımdır ki, paralarımız yabancılara gitmesin toplumumuz fakirleşmesin… Son olarak.. Toplumun fertleri öyle veya böyle birbirine baglıdır, öğretmen öğrenciye, öğrenci öğretmene, doktor hastaya, hasta doktora, market müşteriye, müşteri markete, işçi patrona, patron işçiye, kişi aileye, aile topluma, devlet vatandaşa, vatandaş devlete …. Bu uzar gider… Bu bagı dikkate almayan herkes, toplumsal bagın kopasına az veya çok neden olur, bu zincirlerin içinde biri sorun yaşarken, zarar ederken eninde sonunda herkes rahatsız olur …. Bir hayvancılık örnegiyle devam edelim mi?
Çoban, Baytar, yem, buna samanda dahil, meralarda dahil, ahır, ilaç, bakım maliyetleri dahil, bunlar düşürülmedikce üretim maliyetleri ve et fiyatları düşürülemez… Hayvanların sayısı, üreme oranları artırılmadıkca İthalat ile fiyat istikrarı hiç saglanamaz saglanmamalıdır… Bu sene patates ve sogan ucuz, mandalina, limon, portakal ucuz neden ürün çok fazla, o zaman bunları ihraç etmenin yolu aranmalı ki.. Bu ürünleri üretenlerin gelecek yıl tekrar üretebilmeleri için bu sene ürünlerini maliyetlerinin üzerinde satmaları gerekir.. Bunu toplumsal düzenin ana aktörü devlet saglamalıdır, yada üretim fazlası başka toplumlara pazarlanılamayan, zayi edilen ürünün maliyetini karşılamalıdır ki…. Üretim zincirinin temeli olan üreticilerimiz zarar etmesin, zarar ettikleri için üretim güçleri kaybolmasın ve hevesleri/istekleri kaçmasın.. Kaçarsa, üretim düşer biz beslenmek için bile yabancıların üretimine ihtiyaç duyarız… Duymamak dilegiyle selam ve sevgilerimle…
Mehmet Akif Gökalp – 12.12.2025 ** vatandasfikri.com - Kastamonu
|