TÜRK AYDINLANMASI
Bildiğimiz gibi Türkler İslam öncesi de kendi birliklerini oluşturacak bir dil ve din birliğine sahiplermiş, Müslüman olduktan sonra küt diye eski kültürlerle bağımız kopmamış, kopmaması da gerekir, ister din olsun, ister diğer töresel kültürler, bizi biz yapan değerler, özelliklerdir, evet özelliklerini kaybeden toplumlar kendilerini kaybeder, değişim, dönüşüm, uyum gibi aşamalarla yeni duruma kültürümüzü hazırlamak başka bir şeydir… Böyle değişimler toplumsal zihin karışıklıkları yaratmaz…
İşte bu nedenle bir Türk aydınlanması çalışması zaruridir, bunu din üzerinden de yapabiliriz, felsefe üzerinden de yapabiliriz, bunun üzerine tartışmalar yapılıyor ve yapılmalıdır da.. Bu tartışmalara aktif katılanlardan birinin Prof. Dr. Mevlüt Uyanık olduğuna tanık oldum, sevindim, bu felsefi anlan da yapılan çalışmalar bir de dini alanda yapılan çalışmalar var bunuda Namık Kemal Zeybek yapıyor… Bizim toplumda bir anlayış var farklı çalışmalara yerleşik inanç ve düşünce sistemine saldırı gibi bakıyoruz, oysaki toplumlar aynı inanç ve düşünce içinde alternatif yolları da düşünmesi gerekmez mi? İşte bu çalışmalar bu acıdan desteklenmeli, desteklenemiyorsa bu çalışmaları yapanlar kösteklenmemelidir..
Türk aydınlanması nereden başlatmak gerekir derseniz, bir yerden ta başlatmak gerekirse bu Cumhuriyettir, daha geri gidersek tanzimat fermanları, meşrutiyet ilanı daha gerilere gidersek, gitmeliyiz de dini yorumlarıyla Maturiti, Ahmet Yesevi, Ebu Hanefi, Hacı Bektaşi Veli, Yusuf Has Hacip gibi düşünürlerin düşüncelerinden ve inanç üzerine yorumlarından yararlanarak ta o tarihlerde yakılan aydınlanma ateşini günümüzde beslemiş oluruz, tüm siyasilerimiz, entelektüellerimiz, tüm akademisyenlerimiz, tüm yazar çizerlerimiz o günlerde atalarımızın yaktığı aydınlanma ateşini bugün beslemezsek bu ateşin son 400-500 yıldır neden az ısıttığını düşünmezsek korkarım hem toplumsal sorunlar, hem ekonomik sorunlar, hemde siyasi sorunlar yakamızı bırakmayacaktır… Bunun için bu köklerimize dayanan, Cumhuriyetle bu ateşin yeniden harlandığını görüyoruz, başlatılan aydınlanma çalışmalarını bir Türk felsefe inşası ile taçlandırmak zorundayız… Hatta bu inşayı çok kısa zamanda çok çalışarak, yapmazsak hem teknoloji de, teknikte, hem felsefe de, hem siyasal düşünce de, hem dini düşünce de çok eksiklikleri olan ve sık sık kolay savurulan bunların eksikliklerini yaşayan bir toplumuz… Bunun hepimiz farkındayız, modernizme ve post modernizme istemeden d olsa geçmişliklerimiz, bu kadar hızlı teknolojik değişimin etkilediği toplumsal değişimine hazır olmadan yakalandık, göç yolda düzülür ama nere gideceğiniz bellidir… İşte bu aydınlanma ateşi toplumun nere gideceğinin kültürel olarak yön bulma çalışmalarıdır… Örnegin gelinen noktada ben Alevi dini düşünce yorumunun da üzerinde ciddi şekilde durulması gerektiğini düşünüyorum, çünkü onlar bizim eski kültürümüzle yeni inançlarımızı çok iyi sentezlemeyi başararak bir Türk İslam anlayışı ortaya çıkarmışlardır… Bunlar üzerine durulmalıdır, bunlar düşünsel güncelleşmelerin kaynakları olabilir derim…
Din barışın iyiliğin, ahlakın, adaletin kaynağı olması gerekirken görülen olmadığıdır, ama bunu Hacı Bektaşi Veli dini yorumlarıyla, dini düşünceleriyle, yaşamın diger alanlarına ilgili düşünceleriyle yapmıştır… Bizim dini düşünce üzerine yaptığımız en önemli hata, Arab kültürüyle karışmış fıkıh anlayışında ısrar etmemiz olduğunu düşünüyorum. Bunun üzerine İlahiyat fakülteleri umarım çalışıyordur… Başka kültürle karışan Din, Din olmaktan çıkar o kültürün geleneği olur, Kültürünüzle sentezleyemediğiniz din size uzak din olur, görünürde inanıyorsunuzdur ama gerçekte bildiğinizi okuyorsunuzdur… Dini alana girmek istemedim ama hayatın gerçeği bu, din bir sosyal gerçek, bizim inancımızın bizce yaşanmasıdır, bunun üzerine de düşünmek lazımdır..
Ama asıl önemli olan bir Türk felsefesinin inşasıdır, bu aslında şu demektir, bunun içinde dini düşüncenin algılanması da vardır, öte yandan toplumumuzu geleceğe doğru hazırlamak, yaşamı, varlığı, var olanı, var olacakları sorgulamak değişimleri, bu sorgulamaya dayalı olarak öngermek ve toplumsal düşünsel, fiziki, sosyal, ekonomik, teknolojik olarak gelcege hazırlanma çalışmaaldır aslında aydınlanma.. Bazı muhafazakarların bu tür sözcüklerden de rahatsız olmasın gerek yoktur, bunları heybemize goyacagız, gelecek yolundaki göçümüzde bu aydınlanma üzerinden güncelleştirdiğimiz düşüncelerle ürettiklerimiz bize rehberlik edecektir… Selam ve saygılarımla
M.Akif Gökalp – 27.1.17 --- vatandasfikri.com
|