MEÇLİSTE(SİYASETTE) ADAP
Şimdi partilere de partililere de bakıyorum haklılar, ve her olaydan siyasal ve ekonomik rant çıkartma alışkanlığı burada da devam ediyor… Bir kavga oluyor, daha önceleri de oldu ama olmasın istenirdi, yine öyle istiyoruz… Kavga karşılıklı hak ve hukuka saygısızlığın sonucu, sınırlarını bilmeyenlerin çıkardığı istenmeyen durumdur… Şimdi at gözlüğümüzü çıkaralım bu olayı inceleyelim ne dersiniz, lütfen siyasal körlük yapan gözlüğünüzü sizde çıkarın… Yoksa olayın sonuca bakar suçlu ilan edersiniz, nedenine bakar suçlu ilan edersiniz. Olayı neden sonuç ilişkisi içinde inceleyelim görüntüler var izleyelim, o görüntülerde hangi milletvekili kürsüde konuşuyor hangi vekiller engellemeye çalışıyor, hangi vekiller onun konuşmasını sağlamak için onu savunuyor… Veya kürsü de konuşmak yapmak üzere gelen biri engelleniyor mu, engelleyenler kim, engeli kaldırmaya çalışanlar kim? Bu arada ilk saldıranlar kim, saldırıya karşılık verenler kim, meclisin gerilmesine katkı sunan köpek giremez afişini karşı gruba kim göstermiştir, neden meclis bu kadar gerildi gibi onlarca sorularla at gözlüğü takmadan değerlendirme yaparak, neden bu olay oldu, sonuçları ne kadar kim etkiledi gibi bu olaya ve her olaya yaklaşmazsak herkes haklı gibi olur… Nedeni ise kendi haklılığına odaklanmış bir gözlükle ve zihinle olaylara, bilgilere bakarsak, gerçek nedeni, sonucu haklıyı, haksızı göremeyiz… Öteden beri meclisimizde siyasetimizde üslup, usul sorunu vardır, adap sorunu vardır, umarız bunlar aşılır. Bu kavga hangi görüşmeler yapılırken olmuştur? Anayasa değişikliği maddeleri görüşülürken olmuştur… Anayasada ne yapılmak isteniyor da muhalefet karşı çıkıyor, hemde sert karşı çıkıyor?
Bu zamana kadar bağımsız olan, olması gerektiği Anayasa da yazan Cumhurbaşkanı partili olabilir diye yazacak… Bunu yerel düşünürsek Valinin, Belediye başkanı gibi partili olması demek diyebiliriz.. Demokrasi kültürü zayıf olan toplumlarda bence bu sorun olur, devletin vatandaşlar arasında tarafsız kalmasını sağlayacak mekanizma zayıflar.. Bunun için üzerinde umarım düşünülerek yapılıyordur bu değişiklik… Yada kanunlarla demokratik işleyiş tabana yayılır, lideri denetleyecek vekiller ön seçimlerde parti üyeleri tarafından seçilirler… Evet, demokrasimizin en önemli sorunu vekilleri parti üyelerinin belirlemesi değil liderlerin ve genel merkezlerin belirlemesidir. Bunu sadece CHP farklı bir uygulamayla ön seçim yapmaktadır… Vekiller ön seçimlerle seçilmezse yasama ve yürütme benzeşmesi yaşanacaktır…
Sonra HSYK üyelerini hakimlerin seçmemesi ise yargı bağımsızlığına gölgedir.. Efendim maddeye bağımsızlık yanına tarafsızlık da ekliyoruz sorunu kökünden çözeceğiz demek biraz kolaycılık olsa gerek.. Oysa tarafsız ve bağımsız yazmak yerine tarafsız ve bağımsız olacak düzenlemeler yapmak gerekmez mi? Bunun da yolu Yüksek yargı Üyeleri kendi aralarında seçimle birinci sınıf hakimler arasından Yüksek yargı üyelerini seçerler… HSYK üyelerini Hakimler savcılar birinci sınıf hakimler ve 20 yıl hizmet etmiş hukukçu akademisyenler arasında yine hukukçular seçerler desek yargı daha bağımsız olmaz mı? Yargı neden bağımsız olmalıdır dersek yargı hükümetin icraatlarının hukuka uygunluğunu denetlerde ondan… Yasama ve yargı güçlendirilmeden yetkiler tek ele verilirse denetim sorunu çıkar, denetim sorunu ise kullandığınız arabanın freninin olmaması haline benzer bir haldir, düşünsenize gaz var debriyaj var, ama firen yok!! Allah korusun nasıl duracağız duvara toslayarak…
Bu nedenle bir makama yetki verirken sorumluluk da verilmelidir, bu sorumluluk makamını denetleyecek mekanizma da kurulmalıdır… Bu temennilerin yanına, Ne diyorduk meclis üyeleri vekiller bir birlerine karşı adap ve edep sınırları içinde hareket etmelidir… Konuşmalar dinlenmeli, mantıklı düşünceler değerlendirilmedir, ama yine o gözlük yok mu, o gözlük bizi kör eden o gözlük iktidarsak muhalefetten iyi düşünce çıkmayacağını, muhalefetsek de iktidardan iyi bir uygulama olmayacağının dışında bizi siyasi kör etmiş durumdadır.. Böyle olaylar ya toptan milletimize yada milletimizin içinde bir grup vatandaşımıza umutsuzluk aşılamaktadır… Biz millet olarak aynı gemide yani aynı ülkede yaşıyoruz, bu geminin sag salim gelişmiş ülkeler arasında ki hedefine ulaştırılması sorumluluğu hepimizindir… Öte yandan mecliste çözülemeyen sorunlar sokağa yansımaktadır, bu nedenle meclisimizde sorunlarımızı çözmek toplumsal barışımızın da sigortasıdır, çözülmesi dileğiyle selam ve sevgilerimle…
M. Akif Gökalp --- 13.1.17 – vatandasfikri.com
|