Milliyetçilik faşizm ilişkisi
Milliyetçilikle, faşizm arasındaki çizgiye bakarak milliyetçiliğimizi inceleyelim. Devletler kurucu unsurlar aracılığıyla kurulur, bu kurucu unsur bazen dini inanışlardan etkilenir ve kendini öyle ifade eder, ben Hıristiyan’ım, ben Müslüman’ım der, bazen de ben Türküm, Almanım der, bazen de ben işçi sınıfıyım diyerek böylece birliğini sağlayarak devletleşmeye gider.
Bizim burada değineceğimiz kendini milliyet unsuru ile ifade edenlerin faşizme kayma olasılığıdır.
Avrupa son yüzyılda genel olarak İngiliz, Alman, İtalyan, Fransız milletinden olduğu ifadesiyle hareket edenlerin devletlerini ve iktidarlarını etkilediği görülmüştür. Bunlardan ikisinin milliyetçiliği ırkçılığa kaymış ve Avrupa çok sıkıntılar yaşamıştır.
Buradan şu anlaşılmamalıdır, milliyim diyenlerin, dinleriyle bağları, dindarım diyenlerin, milliyetleriyle bağları az veya çok devam ettiği unutulmadan degerlendirmemizi yapamlıyız.
İktidarı ele geçiren bu Irkçılıklar sadece başka ırklara kaşı fanatik tavırlar sergilemiş, kendi düşüncesinin dışında ki kendi milletinden de olmasına rağmen bunların saldırgan tavırlarından farklı siyaset yapanlar da nasibini almıştır.
Mussolini ve Hitler, İktidarlarını sınırlandıracak her mekanizmayı önce yok etmişler, sonra otoriter tavırlarıyla yanlış kararlarına itiraz edecekleri saf dışı bırakmışlardır.
Bu durumda alınan kararlar tartışılmadan, değerlendirilmeden, yanlış, doğru, getiri, götürü hesapları yapılmadan, alımış bu değerlendirmelerin otoriter iktidarlarda yapılamayacağı bu iki uygulamada ortaya çıkmıştır.
Bu sistem ve yöneticileri insanlığın başını ağrıtmıştır, insanlar bundan sonra siyaset bilimimin en önemli ayağı olan iktidarı nasıl denetleriz, nasıl kendi sınırları içinde tutarız olmuş, devletin iktidar gücünü erkler ayrılığı altında Yasama, yürütme, yargılama diye güçler ayrılığı ve dengesi içinde paylaştırılmasına özen gösterilmiştir. Böylece iktidarların otoriter yöntemlere ve faşizme kayması engellenmeye çalışılmaktadır.
Ülkemiz milliyetçiliğine gelindiğinde faşizme kayma olasılığı varmıdır, bazı siyaset bilimcilere göre her milliyetçiliğin faşizme kayma olasılığı vardır. Bana göre hem vardır, hemde yoktur, neden vardır, neden yoktur üzerine biraz duralım isterseniz.
Vardır; içinde bulunduğunuz siyasi grubun demokrasi kültürü yoksa siyasi birlikteliklerini sadece kendi ırklarına dayandırıyor, bu birlikteliği, dini inanç gibi, sosyalistlerin yaptığı gibi sınıfsal temelli, yaklaşımlarla, demokrat içerikle zenginleştirilemezse faşizme kayma olasılığı yüksektir.
Yoktur; demokrasi ile zenginleşmiş bir siyaset benimsemiştir, kendi grubu içinde din birliğinin önemini kavramıştır, gelir dağılımındaki adaletsizliği görerek bu konuda adaleti sağlama çabasına girmiş ve bun yaparken ırki bir ölçü de kullanmıyorsa ırkçılığa kaymaz diye düşünüyorum.
Bütün bunlara rağmen devlet iktidarının güçler ayrılığı ilkesiyle paylaştırılmış bir sitem, hem demokrasinin, hem orada siyaset yapan farklı siyaset yöntemini benimsemiş grupların adeta sigortasıdır.
Bunun adına demokrasi denmiştir, milliyetçiliğimizi, dindarlığımızı, sosyalizmimizi demokrasiyle zenginleştirerek bizim gibi düşünmeyenler ve inanmayanlar için düşüncemizi, İnancımızı, siyaset yapma yöntemlerimizi tehlike olmaktan çıkaralım der, böylece milliyetçiliğimizi faşizme kayma olasılığından da korumuş oluruz dileği ve düşüncesiyle selamlar, saygılar.
|