TARIM İÇİN DESTEK BEKLERKEN, KÖSTEK GELDİ
(Et, canlı hayvan, buğday, arpa ve mısırda gümrük vergisi indirimi)
(Gümrük vergilerinin indirilmesiyle ilgili kararda, üreticimizin maliyetleri dikkate alınmamıştır.)
Bu kararın Et, canlı hayvan, buğday, arpa ve mısırda gümrük vergisi indiriminin, üreticiyi etkilememesi mümkün değil, çiftçiler teşvik, destek beklerken köstek geldi diyebiliriz… Oysa ucuz üretimin temel nedeni maliyetlerin düşürülmesidir, maliyetleri düşük, teknolojileri yüksek üretim yapan ülkelerden ithalatı bu kadar kolaylaştırmak, kendi üretim yeteneğimize balta vurmak demektir. Ben size bir örnek vereceğim, Ruslar 20 yıl önce bizden tavuk alırlardı, şimdi almıyorlar neden? Ruslar bizden domates alırlardı, şimdi almıyorlar neden çünkü ürettiler… Biz ise üreten ülke iken üretemez durumu düştük, bu düşüşümüzün nedeni nedir derseniz yanlış politikalar, biz ülke olarak tüketimi teşvik eden ülke konumundayız… Bu son karar da yine üretimi değil tüketimi teşvik eden bir karardır…
Örgütlü olamayan çiftçiler bu karara yeteri tepki gösterememekte ve tepkisizliği onay kabul eden hükümete hatalar yaptırmaya devam etmektedir… Üreticiler olarak (CHP+MHP+SP+İP+BBP+DSP) muhalefet partilerinden daha ciddi tepkiler bekliyoruz… TZOB’den de muhalefetle birlikte hareket ederek bu tepkileri sadece basın açıklaması seviyesinden, yanlış kararlardan döndürecek seviyede tepkilere taşıması gerektiğini hatırlatıyoruz… Sonra başka neler yapılabilirle devam ediyoruz…
Tarım alanın da yapısal sorunları henüz çözülmeden, çoğu üründe verimlilik rakamları yükseltilmeden, maliyetleri artıran girdi fiyatları düşürülmeden, tarladan markete pazarlama kanallarındaki fiyat makası kapanmadan, bu sorunlar çözülmeden ithalat kapılarını açmak, gıda fiyatlarının geçici bir süre düşeceğini, örnegin döviz fiyatlarının artması durumunda daha çok artacağını söyleyebiliriz… Üretimi teşvik etmemek, tüketimi teşvik etmek hem dış ticaret açığını artıracak, hem de çiftçilerimizi olumsuz etkilemeyecek, uzun vadede ülke olarak daha pahalıya beslenmemize neden olacaktır…
Daha az maliyetle üretmek ve beslenmek için yerli üretimin desteklenmesi, verim artışı, ekilmeyen alanların ekilmesi, sulanamayan alanların sulamaya açılarak üretimin artırılması gerekmektedir…
Enflasyonla mücadele etme gerekçesiyle, üretim yetegemizin baltalanmayla sonuçlanacak bu politikanın ithalatı ucuzlatmaya ne kadar katkısı olacak dersek… Canlı hayvanlarda yüzde 135’den yüzde 26’ya, karkas ette yüzde 100’den yüzde 40’a, buğdayda yüzde 130’dan yüzde 45’e, arpada yüzde 130’dan yüzde 35’e, mısırda yüzde 130’dan yüzde 25’e indirilen gümrük vergileriyle ilgili olarak, “et, canlı hayvan, buğday, arpa ve mısırda gümrük vergisi indiriminin, üreticiyi etkilememesi mümkün değil” dedi.
Girdi fiyatları maliyeti artırmaktadır, örneği petrol üzerinden değerlendirirsek, bizim çiftçilerimizin neden rekabet edemediğinin göstergesini görebiliriz… Tarımda gelişmiş çoğu ülkeden mazot fiyatlarının yüksek seyrettiğini, ABD’de litresi 2 lira 38 kuruş, Rusya’da 2 lira 22 kuruş olan mazotun Türkiye fiyatının 4 lira 37 kuruşu, olduğunu maliyeti yükseltme acısından nereden bakarsanız bakın yüz de, yüz katkısı olmaktadır…
Gübreye baktığımız da ise şunları görüyoruz“ABD’de toptan fiyatlarla DAP gübresinin tonu 1100 lira, Avrupa’da 1270 lirayken, Türkiye’de ise 1665 liraya çıkmaktadır.
Maliyetleri artıran nedenlerin başın da, Avrupa’ya göre çok daha fazla sulama maliyetimiz var. Elektrik ve yem fiyatları, mazot içinde ki vergiler rekabet ettiğimiz ülkelerden daha yüksek. Tarım alanlarımız çok parçalı olduğu için kültürel işlemler daha da maliyetli. Hayvancılıkta en ucuz yem kaynağı meraları çok iyi kullanamıyoruz. Bütün bunlar maliyetlerimizi artırıyor.
Verimliliğin artırılması gerektiğini şu üretim dekar rakamlardan anlıyoruz… Ülkemizde dekar başına 270 kilogram buğday alınırken, bu rakam, Litvanya’da 456, Meksika’da 519, Fransa’da 735, Almanya’da 862, Belçika’da 941 kilogramı buluyor. Sığırda karkas verimi Türkiye’de 237,6 kilogramken, İngiltere’de 328,6, ABD’de 371,2 kilograma ulaşmaktadır. Girdi maliyetlerinin ve dönüme üretim rekoltelerinin rekabete nasıl yansıdığını düşünelim ve önlemler alalım… İthalat izninin kime verilmesi, nasıl verilmesi ise ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır…
Üretimin yetmediği durumlarda TMO yetkisinde kontrollü ithalat yapılmasıdır, verilen iziznlerd öncelikle Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Toprak Mahsülleri Ofisi Genel Müdürlüğü, Et ve Sür Kurumu gibi kamu kurumlarına verilerek, kar amaçlı kuruluşlardan bu alanın uzak tutulması gerekmektedir. Böyle bir iznin, tarım üretimini ve iç piyasayı bozmamış üretimin artığı gözlenmiştir. İndirilen gümrük vergi oranıyla yapılan ithalat, iç piyasada üretici fiyatlarının düşmesine, maliyetlerinin daha da artmasına neden olacaktır. Hayvan ithalatı ise…
Canlı hayvan ithalatı ise hayvancılığımıza vurulan direk darbedir… Bu yöntemle üretimin temeline dinamit koymuş oluruz, zaten az olan üretimi de geriletiriz. Geçmiş yıllar da görüldüğü üzere yeterli destek verildiğinde, ithalat yapılmadığında üretimin arttığı görülmüştür. İthalatla enflasyon mücadelesi politikasının bu şekilde devam etmesi üreticiyi, üretimden küstürecek veya vazgeçirecek ve bizi aynı teknolojide olduğu gibi tarım ürünlerinde de dışa bağımlı hale getirecektir. Şimdi canlı hayvanın üreticimize maliyetiyle ilgili kısa açıklamalarla sorun üzerine durmaya devam edelim…
Yerli üreticimiz karkası ortalama 26 lira 80 kuruşa mal ediyor, 28 lira 23 kuruştan satıyor. İthalat korkusu, üreticinin maliyetinin altında karkas satmasına yol açabilir. Sektörde en az parayı kazanan kesim üreticilerimizdir, ithalat doğrudan üreticimizi, üretimimizi vuracaktır.
Sorunu ithalatla çözmeye kalkışmak yerine ürün üzerinden teşvik ve desteklerle çözmeye çalışmalıyız… İthalat geçici bir çözüm olacağını hepimiz biliyoruz, bunda hükümetin ısrarında ise ithalat izni verilen şirketlerin baskısı olabilir mi sorusu da aklımıza gelmiyor değildir… Bunun için tarım ürünleri ithalatı TMO’ne verilmelidir… Son olarak…
Asıl sorun üretimden tüketime kadarki süreçte yaşanan verimliliktedir. İşletme yapıları, besleme yanlışlıkları, hayvan hastalıkları, buzağı ölümleri, pazarlama sıkıntıları, hayvan başı verim, piyasa istikrarsızlığı gibi birçok konu verimliliği doğrudan etkilemektedir. Dolayısıyla bunları çözmeye yönelik politikalar geliştirilmeli, kaynak ayırarak belli bir takvim çerçevesinde bu sorunlar çözümlenmeye çalışılmalıdır. Konuyla ilgili daha geniş bilgi için kaynakta verilen bağlantıdan bilgiler edinilebilir… Selam ve saygılarımla..
Mehmet Akif Gökalp -30.6.17 --- vatandasfikri.com
Kaynak: https://www.tzob.org.tr/basin-odasi/haberler/et-canli-hayvan-bugday-arpa-ve-misirda-gumruk-vergisi-indirimi%E2%80%A6
|