VATANDAŞIN BİR GÜNÜ
Vatandaşımız sabahleyin uyandı, çay suyu koyacak ocağı yaktı, ilk yaptığı iş Rus veya İran doğal gazını kullanmak oldu, sonra yüzünü yıkadı, yıkarken tıraş olması gerektiğini düşündü ve illeetttin marka tıraş bıçağı İngilizlerindi, diş fırçalamak için diş macununa elini attı collgeetttin marka macunda yabancılarındı. Bunları biz üretemez miydik veya yerlileri var mıydı düşünmedi çünkü henüz uyanamamıştı.
Sonra evden çıktı, aracının marşına bastı, araba Alman, yakıt ise Arabistan menşeli idi, sonra arkadaşından bir kitap isteyecekti aklına geldi ve hemen cep telefonuna el attı, samsuni telefonundan arkadaşının nokkayyisini aradı, bu arada bu telefon şirketi vanndof-un ise İngilizlerindi, arkadaşının telefon şirketi ise aaalveaaal ise İtalyandı, ne için aramıştı? Kitap isteyecekti evet Suçlular ve cezalılar kitabını istedi bu kitap da bir Rus yazara aitti. Neden bize ait bir kitap okumuyordu düşünmedi bile, günü tüketimle o kadar dolmuştu ki düşünmeye zaman bulamıyordu.
İş yerine geldi bilgisayarının düğmesine bastı wiinndof-fus onu karşıladı, Amerikan üretimiydi, sonra nesskayvesini yudumladı, bu da bilmem nerenindi bizim olmadığı kesindi. Sonra arkadaşına markete gittiğini ve bir şey isteyip istemediğini sordu, oda cips ve kulaa almasını istedi ikisi de yabancılarındı, kendisine sigara ve sakız almaya gidiyordu oda yabancıların ürettiği sakız ve sığaraydı aldı. Sigara da zaten yerli marka kalmamıştı, sakızda ise iki biledik üç markamız vardı, onu da sanki utandıklarından mı ne, rafta en gerilerde bir yere koyuyorlardı. Ola ki birinin gözüne açarparda yerli sakız alırlardı. Evet, bir toplum kendi kültürünü ve yeteneğini ancak bu kadar gerilere atabilirdi, bunu fark etmedi bile, onun için aradığını bulmak önemliydi ve buluyordu.
Sonra akşam oldu eve dönecek sansunisinden eşinin altelini aradı altel ise Fransa’nın ürettiği bir cihazdı ama ulaşamadı, adının Türk kendisinin yabancı olduğu sabit telefonu aradı, sanırım bu Arap kökenli bir sermaye şirketiydi. Karısına niye cep teline bakmadın diye kızarak ne istediğini sordu. Oda çamaşır ve bulaşık deterjanı istedi, arkasından bir de parfüm alda ter kokumuz hissedilmesin dedi. Bu arada bankaya gitti bankamatikten para almaya, adı dilim dönmüyor ama bazıları öyle güzel söylüyor ki ehsicibi diye yabancı sermayenin bankası olduğunu biliyordu ama düşünmek istemedi, düşününce insanın huzuru kaçıyordu.
Sık sık bu ülkenin vatandaşlığıyla övünen vatandaşımız markete girdi, hennkkelller üretimi bulaşık ve çamaşır deterjanlarını aldı, Alman malıydı, sonra kozmetik reyonuna(bölümüne) geldi, ay-von marka bir Fransız parfüm aldı. Sonra gözüne asırlık Türk rakısı takıldı, 3-4 ay olmuştu epeydir içmiyordu, bir 35’lik de kendine aldı, belki Tekelin satıldığının farkındaydı, belki değildi, hafızasını zorladı son olarak Tekeli nereden hatırladığını düşündü, Tekelden işten atılan işçilerin direnişinden hatırlıyordu. Evet, ne yazık ki tekelde yabancıydı, evine dönerken çocuklara bir dondurma ve kula alayım dedi, en çok reklamı yapılan marka en iyi gibi algılandığından, aldagidiver marka dondurmayı aldı ve eve giriverdi. Sonra elle-ci marka tv’lerini açtılar ailecek, herkes memnundu, hanımın parfümü alınmış, çocuklara kola ve dondurma alınmıştı, kendisine de rakı almıştı, belki çocuklar erken yatarsa rakının verdiği rahatlıkla sevişme planları yaptı içten içe.
Evet çocuklar dondurmalarını yedi, kulalarını içti ve yattılar, oda eşi ile baş başa kaldı, başladılar cilveleşmeye, sonra adam rakı aldığını, hazırlayıp getirebilir misin dedi, karısı biraz bozularak zıkkım iç diyerek ortamı bozmamak için rakıyı hazırladı oda sevişmek istiyordu anlaşılan.
Rakı bitti bitecekti ki, bizim vatandaş daha bir cıvık cıvık hareket ediyordu, normalde çok sert görünmeye çalışırdı, bu rakı adamı cıvıtıyor mu ne diye düşünerek karısına güzel sözler söylemeye başladı. Karısı da şaşırmıştı, genelde böyle sözler söylemezdi karısının da hoşuna gitti ve yatak odasına giriverdiler, cilveleşmeler, sevişmeler derken aklına karısının hamile kalma ihtimali geldi, zaten üç çocukları vardı, başka çocuk istemiyorlardı, geçenlerde eczaneden utanarak aldığı prezervatif aklına geldi ve hemen aldı kullandı.
Sevişmeleri bittiğinde içkinin ve sevişmenin verdiği rahatlıkla tam uyuyacaktı ki banyo aklına geldi, sonra sarhoş sarhoş kusul abdesti almanın tedirginliğini yaşayarak yatakta oturdu kaldı. Banyomu sabah yapsam daha iyi olur diye düşünürken prezervatifin kutusunu gayri ihtiyari eline aldı ve üzerinde ithal maldır yazıyordu.
Tam işte o zaman uyandı, sabahtan bu yana kullandığı araçları gereçleri düşündü, sonra aklına F-16 yaptığımız yalanlarını sonradan gazetelerden öğrendiğini hatırladı, ama o iktidar döneminde değil başka iktidar dönemi gelince yazıyordu gazeteler. Bu haberlerde işin aslını öğreniyordu vatandaşlar, montaj yapıyormuşuz ve elektronik savaş başlığı ise dost düşman diye kendi yazılımından dolayı ayırdığından, biz kendi düşmanımızı ve dostumuzu kendimiz seçemiyormuşuz, ne acı değil mi, düşünerek tank üretim hikayesi aklına geldi. Tank fabrikası yalanları ise cabası ve abartmasıydı bizi yönetenlerin. Günümüze geldiğimizde, şimdi yapılabiliyor muyduk acaba uçak veya tank, sonra bir yetkilinin uçak modeli göstererek yaptığı basın toplantısı geldi aklına, ilaçlama uçağına benzer bir model duruyordu ortada, tank işinde ise tankların tamirinin bile yabancılara yaptırıldığı aklına geldi… Bunları uçak ve tank yapmayı geçtik, başbakanımız bir baba yiğit arıyordu araba yapmak için, biz araba da yapamıyorduk. Ne uyutulduk diye hayıflandı, keşke uyanmasaydı, tüketimin verdiği morfin etkisiyle yaşasaydı mutsuz olmuştu.
Uykusu kaçtı, içkinin rahatlığı gitti bizi yıllar yılı nasıl uyutmuşlar diye hayıflanarak kendi kendine konuştu durdu. Ben buna, bir vatandaşın uyanması diyorum, inşallah hepimize nasip olur. Bu durumdan rahatsız olmayan bir vatandaşın olduğunu sanmıyorum, ama kanıksamalar yüzünden biz uyanarak bizi yönetenlere tepki gösteremiyoruz. Şimdi iktidarı destekleyenler tek sorumlu biz miyiz diye sorduklarını duyar gibiyim, hayır 57- 58 hükümet mi görev yapmış hepsi sorumlu, ama şu anda sorumluluk makamında kim varsa o daha çok sorumlu, üstelik de eli en güçlü olan bu iktidar.
Bizi yönetenler ise tam bir tiyatral yetenekle, don kişot vari yel değirmenleriyle bizim adımıza dövüşüyorlar, muhalefete bakarsan, iktidar her icraatında haksız, iktidara bakarsan bütün olumsuzlukların nedeni hiçbir yönetim sorumluluğu olmayan muhalefetindir. Sanırım biz uyanıncaya kadar durum böyle devam edecek, uyanmak dileğiyle, selam ve sevgilerimle…
|