TARIM ve MERA ALANLARININ KORUNMASI
Toplumsal düzen ne ile sağlanır, korunur hukuk kurallarıyla, yani toplumsal sözleşme olan Anayasayla, Kanunla şimdi size tarım alanlarının korunması ve amaç dışında kullanılmamasını, öngören, emreden anayasamızın 45 maddesini, ondan önce kanunların anayasaya aykırı olamayacağını ve herkesi bağlayacağını belirten 11 Maddelerini sizinle paylaşacağım… Bu artık iyiden iyiye toplumsal soruna dönüşecek olan tarım alanlarının, meraların amaç dışı kullanılmasıyla ilgili örnekler vereceğim.. Gerçi bunu her yerde görüyoruz, ama ben beş örnekle somutlaştıracağım… Tarım ve mera alanlarını koruyor muyuz, yoksa ranta mı kurban ediyoruz? Önce korumayı öngören anayasa maddeleri…
“MADDE 11- Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.” Bu şu demektir tarım alanlarını ve meraları kanunlarla oynayarak amaç dışı kullanamazsınız…
“MADDE 45- Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır. Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır.” Bu maddeye rağmen biz ne yapıyoruz işte size örnekler…
Birinci örnek, Bursa, adı üstünde yeşil Bursayken şimdi rahat, rahat artık beton Bursa diyebiliriz, ben şuna girmiyorum, vatandaş yaptı, devlet yaptı, hükümet göz yumdu, şu suçlu, bu suçsuz yukarda Anayasadan maddeler, burada da tarım alanlarının işgalinden bahsedeceğim.. Yıl 1994 Bursa’ya gittim, şehrin yakınları, bir vadi olan ova Şeftali bahçeleriyle doluydu, çok yerde tarım yapılıyorken… Uludağ’a çıktım teleferikten yeşil Bursa’ya baktım karşıdaki çevre yolu ile aradaki boşlukta yarı yarıya tarım arazileri vardı… 2015 yılında yine gittim teleferik özelleştirilmişti, kişi başına 30 liraya çıkıyorduk Uludağ’a, sömürülmeyi sineye çektim yine de çıktım… Teleferikten 11 yıl sonra Bursa’ya yine baktım gördüğüm manzara içler acısıydı, o koskoca ova, apartman tarlasına dönmüş durumdaydı… Yukardaki kanunlarında kanunu olan anayasa tarım arazilerini koruyamamıştı.. Diğer dört örnek ise yaşadığım şehir Ankara dan olacak…
Ankara tarım arazilerine sahip çıksaydı kendini besleyecek kadar çevresinde ova vardı, Çubuk ovası, biz bu ovanın adını Yıldırım Beyazıt ve Timur savaşından dolayı sık sık duyarız… Ankara’nın Kuzey Doğusunda yer alan Çubuk ovasının durumu ne derseniz neredeyse yarısına yakını işgal edilmiş durumda, işgal aynı hızla devam diyor.. Sonra İnçek tarafında, yani Güneybatı tarafında Gölbaşı sınırları içindeki ova hızla işgal ediliyor… Kazanda durum daha vahim, Yeni Kentte durum diğer yerlerden farksız.. Atatürk Orman Çiftliği ise kamu eliyle hızlı bir şekil de işgal ediliyor… Ankara Sincan arası 30 kilometre ovaydı şimdi apartman tarlası oldu… Tarım tarlaları hızla apartman tarlasına dönerken, bu yetmezmiş gibi ormanlar ve meralar ise kiralama yöntemleriyle 49 yıllığına kişilere tahsis edilirken… Sivil Toplum Örgütleri TBB, TZOB, ÇMO, muhalefet partilerimiz CHP, MHP, İYİP, SP, BBP,VP muhalefet partileri, çevreci avukatlar, ne iş yapıyor derseniz?!! Sadece izliyorlar, gazeteler ise aldıkları inşaat reklamlarına bakıyor, siyasetçiler ise bu binayı bizim adamlar mı yapıyor başkaları mı, partiye ne kadar bağış gelecek ona bakıyorsa…
Sadece tarım alanları, meralar, ormanlar işgal edilmiyor, Anayasa da rantçılar ve bu rantçılara izin veren hükümetler tarafından yok sayılarak adeta işgal ediliyor… En üst hukuk kuralları olan Anayasa yok sayılırsa, toplumsal düzenler sözleşmeye, anayasaya, kanuna, hukuka dayanması gerekirse, biz bunları her fırsatta deliyorsak!!! Bu rant hastalığı yüzünden hem kanunsuzluğa, hem de gelecekte açlığa doğru hızlı adımlarla ilerliyoruz demektir… Allah hepimize yasalarımıza, topraklarımıza, mera ve ormanlarımıza sahip çıkma bilinci versin… Bu değerlerimizi korumak dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
M. Akif Gökalp –25.5.19 – vatandasfikri.com
|