GÜNAHSIZ KİMSE, TAŞI O ATSIN!!
Hükümet Hizmet gerilimi, öncelikle yanlış bir gerilim, Hükümet devletin yürütme gücü, yani devletin iktidar gücünü kullanıyor. Ayrıca yasama daki güçü de çok baskın, bu güçü de kullanarak sık sık yasa yapıyor, yani yürütme yasama, şimdiler de biraz da yargı hükümetle beraber bu nendeledir ki, hem bir de savcıları bile dinlemeyen güvenlik güçleri var, hem istikbarat teşkilatı var, hem de devlet imkanından, ihalelerinden yararlanmak isteyen, yararlanan sermayedarların destegi var, kısacası güçler bariz şekil dengesiz, buna rağmen hala Yürütme sıkıntıyla karşılaşıyorsa orada ciddi sıkıntılar var demektir. Ben ta baştan bu yolsuzluk operasyonunu hükümetin lehine cevirebilecegini düşündüm bunu çürük elmaları temizleyerek yapabilirdi, yapmadı, ne kadar haklı olursa olsun operasyon yapan polislerin, soruşturma yapan savcıların böyle hedef yapılması ve görevden alınması hoş olmamıştır… Bunu dünya görüyor, bunu tarih yazıyor hep tartışılacaktır… Bura da hükümete tuzak varmıdır yokmudur ancak somut deliller çıktıkca ortaya cıkacaktır…
Hükümetin darbe yapıyorlar lafı, yavaş yavaş inandırıcılığını kaybediyor, işin taha tuhafı hükümetin 1000 lerce kamu görevlisini görevden alarak darbeciler gibi davrandığına tanık oluyoruz… Bu kavga da herkes kirleniyor, bu kavgada günahsız olan taş atsın dediğimiz de taş herkesin elin de kalacak gibi görünüyor. Evet günahsız olan taşı atsın, atabilirmiyiz?
Daha kötü idalar var, bu bir rant kavgası diyenler var, bu söylemleri haklı çıkaracak ifadeler var. Bu tartışmanın tarafları iki tarafda dindar, iki taraf da dini kavramlar kullanıyorlar, hem birbirine hem de dini kavramlara zarar veriyorlar. Hadi birbirlerine zarar vermelerini anladım, ara da tam anlayamadığım bir sorun var, ama dine zarar verir boyuta doğru ilerliyor, taşınıyor bu gerilim. O zaman şunu demeden gecemiyoruz, siz kendi nefsiniz için, dini mi kullanıyorsunuz? O zaman günaha batmışsınız demektir, günasız taşı atsın dediğimiz de hepiniz durun derim…
Daha dün “Dar’ül Harp” fetvaları ile oturduğu evin elektriğini kaçak kullanan, bugün elektirik şiketinden ihale peşine düştüyse, vergi vermeye haram gözüyle bakan dünün dinidarları bugün, acaba nereden ihale alabilirim, toplanan vergilerden hak edilmeyen hak edişleri kasamıza aktarırız derdindeyse, devleten aldığı fahiş kazançlı ihalelerden elde ettiği gelirle kendi vicdanını rahatlatmak için cami yapıyor, okul yapıyor ve sık sık Hacca ve ümreye gidiyorsa, bunlar hazineden haksız yere alınan para olduğunu bilmiyor mu? Ara da dürüst işlerini yapanları ayırarak bunların vebalinin büyük olduğunu hatırlatarak, bunları kendi çalışarak kazandığını düşünüyorsa…
Daha önce almak istemiyorken, hatta laik devlet dinsiz devlet diyorken, şimdi bu devletin ihalelerinin peşinde koşmamız ne kadar ahlaki… Ben devlet ihalelerin de ki karları dün fahiş bulurdum bugün de fahiş buluyorum… Fahiş kazanç ister devletin ihalesinden olsun, ister normal şartlar da olsun dinle ne kadar bağdaşmaktadır? Günahsız olan taş atsın hala atıyorsanız, iman meselesi üzerine tekrar takrar düşünmeliyiz…
Ayrıcaklıklar yaratılarak aldıkları ihaleler aracılığıyla edindikleri servetin küçük bir kısmıyla yasak savmak babın da yardımmlar yaparak edindikleri büyük servetlerin helal olduğunu sananlar. Lükse herkesten çok daha kolay alışanlar, garajlarında tirilyonluk arbaları varken, yanında çalışanlara 850 lira verirken elleri titreyenler, ihtişam, servet, güç ve bunlar bu dinin neresin de, ben Kuranı okudukca zengin olmadığıma dua ederken siz bu toplumdan zenginleşenler, 1 hak etmenize rağmen 2 kazanarak servet yapanlar sizden ricam din adına haretket ediyoruz demeyin, kendinizle birlikte dini de kirletmeyin, din kirlenmez diye düşünürüz ama dinimizin yaşandığı her yer de böyle sorunlar varsa ki var, dışardan bakanlar bu durumu bizim dinimize bağlamazlar mı? Bu olanları nitekim bağlıyorlar ve belki de dünyanın çoğu müslüman olacaktı dindarlar şuan da dünyanın birçok yerinde yaşanılanlar gibi davranmasaydı… Büyük vebal altındayız, bilelim…
Dünya da islamı en iyi yaşayanlardan biri biziz bunun nedeni laiklik, demokrasi cumhuriyet güçler ayrılığı ilkleri olmasın, dinin özgürce yaşanmasını sağlayan bunlara sahip çıkalım şu yaşanılan luzumsuz kavgaları sulhla sonuçlandıralım der. Dünya da İslam adına haret ettiğini söyleyen fanatik grubların da ne yapılıp edilerek durdurulmaları gerektini de belirterek, dünya da iletişimin ve ulaşımın artmasından dolayı herkesin birbirini rahatca gördüğünü, burada yapılanın ertesi gün Avustralya da izlendiğini artık bilelim ve orada din adına adam öldürüldüğünü, burada din adına adaletsizlik yapıldığını, şura da kadınlara din adına zulümler yapıldığını artık herkes görüyor… Bir de biz görsek sorunu aşacagız… Günahsız olan taşı atsın dediğimiz de taşın elimiz de kalma zamanını yaşıyoruz…
Dindarlar olarak iman tazelememiz gerekiyor, M.Akif'in ifadesiyle Kuran'ı asrın itirakine hitap ettirmemiz gerekiyor. Biz de asrı iyi okuyarak dinimizi yaşamamız gerekiyor, sevelim sevmeyelim ülkemizde bunu iyi okuyanlardan biri de hizmet olduğunu düşünüyorum ve görüyoruz… Ama hizmetin sosyolojik bir sivil yapı olarak kalmasını arzu ediyoruz ve her iki tarafında hem kendilerine, hem de dine daha fazla zarar vermeden kavgadan bir an önce dönmeleri gerketiğini altını çiyoruz…
Ülke bir gemidir bu kavga artık gemiye ciddi zararlar vermektedir, geminin delinmesi demek batmamız demektir. Durmak için batmamızı mı bekliyorsunuz battıktan sonra durmasanız da olur…
Kim günahsız, o taş atsın….
Selam ve sevgilerimle….
|