SOMA SORULMADAN, KAZALAR ÖNLENEMEZ
(Kazaların Ne kadarı Kaza?)
Çaycuma’dan Kozan’a, Soma’dan Ermenek’e, Oradan asansör kazalarına kadar, kazayı da aşan, için de iş cinayetleri de diyebilecegimiz bu ölümlerin önüne ancak bu kazalar da sorumluluğu olanların hak ettikleri cezalara carptırılmasıyla bu kazaları azalatabiliriz. Devletlerin mantığı, isyter işçi, ister patron bütün vatandaşların yaşam hakları vardır. Bu temel yaşam hakkının yanı sıra, sağlıklı şartlar da çalışma hakkı da her vatadaşın hakkıdır. Bu hakları Anayasamız ve uluslararası sözleşmeler garanti altına alır, devletlerin iktidar gücünü kullananlar (Yasama, Yargı, Yürütme erkleri) bu hakların kullanılmasını gözetirler… Genel olarak böyle iken biz de ne olur?
İşçi hayatı önemsenmez, ölenler ölür nasıl olsa dışarda milyonlarca işsiz vardır, onlardan biri ölenlerin yerine geçer, düşüncesi varsa, ki var görünmesine rağmen ben böyle düşünüldüğüne inanmak istemiyor, patronları ve Çalışma Bakanlığı Yetkililerini kazaya gebe, sağlıksız şartları barındıran iş yerlerine karşı önlem almaya, Adalet Bakanlığını, Baroları bu davaları izlemelerini rica ediyorum. Bu olaylar da çok ortalarda görünmeyen ve tam olarak ne iş yaptıklarını bilmediğim, Hak İş, Türk İş, Memur Sen, gibi tatlı su sendikacılarına/sandukacılarına da bu olayların sizi de ilgilendiriyor diyor, onlardan da bu tür olaylara tepki göstermelerini bekliyorum… Dünyaya rezil olacagız, olduk, kaza karnemiz çok kabarık, Dünyada hep birinci sıralardayız, rica ederim dikkat edelim… Kazalara şöyle bir baktığımız da, karşımıza çıkan manzara içler acısı… Neden?
İş sadece ölenlerle kalmıyor, onu sevenler var, onların canları da yanıyor, bir müddet sonra can acısı geçiyor ekonomik olarak ölene bağlı olan kadın ve çocukların sayısı artıkca sorunumuz sadece bir iş kazası olmaktan çıkıyor bir sosyal sorun olmaya başlıyor… Bu nedenle kazalara yaklaşırken kasıt mı, ihmal mi, kaza mı diye sormalıyız…
Soma, Çaycuma Kozan ve Ermenek’ deki kazalara kaza diyebilirmiyiz?
Kaza, adı üstünde, beklenmeyen, kontrol edilemeyen bir olgudur, ama Soma da, Maden için için gaz salıyor havaya, bu olay adeta kaza degilim, ihmalim diye bagırıyor, duyan var mı?.
Hele Adana Kozan da Göksu Irmağı üzerindeki Gökdere Köprü Barajı’nda derivasyon tüneli kapağının patlaması sonucu ölen 10 işçi, sonuç ne oldu, ihmali olanlara cezalar verildi mi?İşte davanın seyri, tutuksuz 17 sanığın yargılandığı davada Nisan 2015’te karar çıktı. On kişi ceza alırken 7 kişi beraat etti. Sanıklar, 146 bin ile 45 bin lira arasında, 24 ay taksitli para cezasına çarptırıldı. İhmalleri engellemek için tepbirleri artırmak, ihmali olanları cezanlandırmak gerek, gerisi faso, fiso…. Diger kazalar da durum ne?
Olay Nisan 2012’de Çaycuma’da gercekleşiyor, 252 metre uzunluğundaki köprünün 48 metrelik bölümünü çöküyor. Köprüden yaya olarak geçmekte olan 4 kişi ve içinde 11 kişinin bulundugu minibüs köprünün yıkılmasıyla Filyos Çayı’na düşüyor. Kaza mı, ihmal mi, olduğu anlaşılamayan bu olay da 15 kişi ölüyor. Soruşturma başlıyor, 3 yıl süyüyor, sonra ne oluyor Nisan 2015’te tamamlanıyor. Sonuç içler acısı, sanki soruşturma sorumluların suçsuzluğunu kanıtlamaya dönük çalışmaya dönüşüyor… Çaycuma Cumhuriyet Başsavcılığı, bilirkişi raporuna göre olayda kusurları bulunmasına rağmen soruşturma izni verilmeyen Çaycuma Belediyesi, Karayolları 15’inci Bölge Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri Şube Müdürlüğü görevlileri hakkında işlem yapılmasına yer olmadığına karar veriliyor. Aynı olay da İTÜ tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun da ise ihamller sıralanıyor. Köprünün çökme sebebi olarak, a) ayaklardaki oyulma, b) erozyonu önlemek için suyun enerjisini düşürmek amacıyla yapılan bariyerin yüksek su debisi sebebiyle yıkılması gösteriliyor… Yani gören gözlere kaza geliyorum diyor….
Hele Soma’dan sonra Ermenek’te meydana glen kaza, 18 kişinin canına maloluyor, neden yandaki eski madene su birikmiş, bu aradaki alan maden çıkarmak için kazılarak incelmiş ve işçiler çalışırken madene su dolmuş… Ya insaf edelim, buna kaza denilebilir mi? Artık ufak defek kazaları dikkate almamaya başladık, kaza kanıksanmaz ama kanıksamaya başladık gibime geliyor… Neden, önlemler alınmamaya devam ediyor, ihmali olanlar yeter, cezalar almıyor sa ki toplumun kanaati öyle…
Kazaları önlemek için bir sistemli prağram gerekir, bu sistem anlayışı şu olabilir: İnsanların tasarlayıp inşa edebileceği ideal sistem hatasız işleyen sistem değildir, çünkü bu zâten mümkün değildir. Sağlıklı sistem en az hata verecek şekilde tasarlanan, doğru malzeme ve teknikle yapılan, arızalandığında en kısa zamanda, en doğru yöntemle, optimum maliyetle normal durumuna döndürülen sistemdir. Yani, köprü ayağı aşırı yağışta da ayakta kalabilmelidir. Kömür madeninde metan gazı biriktiğinde veya sıcaklık yükseldiğinde elektrikli makinelerin sensörleri ikaz vermeli, yan da ki eski madene ne kadar yaklaşılacagı önceden bilinmeli, böyle durumlar da her türlü faaliyet hemen durdurulmalı, en önemlisi de sensörler devre dışı bırakılmamalı, raporlar bilinçli sümen altı yapılmamalıdır, ihmal olduğun da ise ihmali olanlar cezalandırılmalıdır ki… Kazalar önlenebilsin… İşçilerin saçma sapan kazalar da ölmediği bir ülkede yaşmak dilegiyle, selam ve saygılarımla…
M.Akif Gökalp – www.vatandasfikri.com --- Mayıs 15
Kaynak: ÖMER FARUK NOYAN - Celâl Bayar Üniversitesi
|