LÜZUMSUZ KAVGALARIN KAHRAMANI OLMAK
Sınırlarını bilmeyenlere sınırlarını hatırlatmak için hayat bazen kavgayı gerekli kılar, bazen daha büyük davalar için kavga ederiz, bu vatandır, devlet düzenidir, bağımsızlığımız içindir, devletin gücünün adil ve hizmet için kullanılması talebi içindir… Bu kavgalar gereklidir, bu gerekli kavgalarda kahramanlık ise kutsal görevdir… Ama hayatın içinde öyle olaylar yaşanır ki, olsa da, olmada hiçbir önemi olmayan nedenlerden dolayı kavgalar olur, kimi boşluktan dolayı, kimi kendini bu küçük kavgalarıyla kanıtlamak için, kısacası lüzum kavgalarla kahraman izlenimi yaratmak için kavga edenlere tanık oluruz..
Bir taksici arkadaşım anlatıyor, adam bindi taksiye gidiyoruz, benim her olayıma müdahale ediyor, bulaşsam kavgaya hazır bir havası var, içimden dedim ki, işte bu tamda lüzumsuz kavgaların kahramanı… Bulaşmadım, kavga çıkmadı, ama o kadar gerildim ki, kavga etsem rahatlayacaktım, korktuğumdan değil, böyle bir nedenden dolayı, böyle biriyle, kavgayı kendime yakıştıramadığımdan dolayı kavgadan kaçındım…
Başka bir arkadaşım anlatıyor, dolmuş biletçisi, herkese kötü davranıyor, biri çıkıyor düzgün davranmasını söylüyor, ona da sert çıkıyor, haksızsın be adam geri adım atsana, yok lüzumsuz kavgaların kahramanı olacak ya… Atak mı, atak, cesaretlimi duruyor cesaretli, karşısındakinde de aynı vasıflar var, kendince de haklı, kendi sınırlarını aşan, herkese hakaret vari davranışlarda bulunan birini uyarıyor… Sonuç kavgayla sonuçlanıyor, değer mi, değmez, toplum içinde nasıl yaşanır, toplumsal hayatın kuralları nedir? Benim sınırım nerede başlar, nerede biter, ben ne kadar yetkili olursam olayım bir sınırım var ve bu sınırlar içinde hareket etmezsem soruna neden olurum, düşüncesi olmalı değil mi? Ama bu lüzum kavgaların kahramanlarında, bu özellik yok denecek seviyede…
Bazı kamu görevlileri var, devletin arabasıyla, devletin silahıyla, devletin temeli olan vatandaşa hava atar, kendini dev aynasında görür, lüzum kahramanvari davranışlarda bulunur… Oysaki bu görevlinin yetkisi, o silahı makam aracı da vatandaşa daha iyi hizmet etsin diye verilmiştir… Zaten maaşını da vatandaş ödediği vergilerle verir… Bu kahraman edasıyla vatandaşa hava atan, kamu görevlilerinin makamı önemli değildir, kamu makamları devlet adamı ciddiyeti gerektirir, kahramanlık gerektirir mi?? Evet… Yasaların uygulanması için, toplumun çıkarlarının korunması için, bazı haksız kazanç peşinde olanlara karşı gerçek kahraman gibi milletin çıkarını savunmayı gerektirir, suç işleyenlere karşı toplumun hukukunu koruyan bir kahramanlık gerektirir kamu görevlisi olma sorumluluğu… Lüzumsuz kahramanları her alanda gördüğümüz gibi…
Bazı lüzum kahramanları mahallede de görürüz, bunlar genellikle yeni yetmelerdir, üç beş arkadaş yan, yana gelir… Oradan geçen emsallerine laf atarlar, onları taciz ederler, onların bu davranışına cevap verilmesi durumun da, adamlar lüzumsuz kavgaların kahramanı ya… Kavga çıkar hatta yaralanmayla, ölümle sonuçlanan kavga da olur bu tip kavgalar, kimse bir şey kazanmaz sadece, anlık lüzumsuz kahramanlık duygusu için her iki tarafta sorun yaşar, başını belaya sokar… Ben bu tip davranışlara itlik diyorum, it dalaşı diyorum, yapanları da köpeklere hakaret olacak ama it gibi görüyorum… Gençlerimizi, bu tip kavgaların içinde olmamaları için uyarıyorum, rica ediyorum.. Delikanlı adama bu tür kavgalar yakışmaz diyorum…
Kavgalarımız, davalarımızın kavgası olsun, davamız, ülkümüz ise, milletçe, fertçe daha iyi yaşamak olsun, kavgalarımız bize yakışsın, yüzde yüz halı olsak bile kavga etmeyelim yüzde, iki yüz haklı olmayı bekleyelim… Kavgalarımız anlık öfkelerin ürünü olmasın, davalara dayansın, amaçlı kavgalar olsun, düşünmeden hareket eden ucuz kahramanlık kokmasın, düşünerek kavganın gerekliğine kanaat getirerek kavga edelim diyeceğim… Lüzumsuz kavgalardan uzak durulması isteği, dileğiyle, selam ve sevgilerimle…
M. Akif Gökalp – 9.9.17 – vatandasfikri.com
|