|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
MHP ve MİLLİYETÇİLİK |
MHP ve MİLLİYETÇİLİK
Ülkemiz siyasetinin temel sorunlarından biri de muhalefetin öneminin yeterince kavranamamış olmasıdır. Bunu iktidarlar muhalefetin öneri ve tepkilerine kulak tıkayarak yapmakta, muhalefet partileri ise aralarında toplumsal sorunların gündeme taşınması için ortak ve güçlü tepkiler verememeleriyle, yapmaktadırlar. Demokratik bir hak olan muhalefet, böylece cılız bırakılarak önemsiz hale getirilmiştir. Ortak tepkiler veremediğimiz zaman tepkilerimizin yaptırımı da az olmakta veya hiç olmamaktadır. O zaman muhalefete düşen ortak sorunlarda, ortak tepkiler geliştirmektir. Bu nedenle kendi aralarında tartışmaları en aza indirerek iktidarın yönetme ve yürütme işindeki yanlış uygulamaları üzerinde yoğunlaşmaları gerekmektedir. Siyasette genel bir deyim vardır, “iktidar yozlaşır, mutlak iktidarsa mutlaka yozlaşır” yozlaşmamak için de, iktidarı denetlemek yasal sınırlar içinde tutabilmek için görevini iyi yapan muhalefete ihtiyaç vardır. Bu muhalefet denetimi ise demokratik işleyişe ciddi katkılar sunar.
Muhalefet partilerinin toplumsal olaylarda etkili olabilmeleri için muhalefet koalisyonlarına ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Örnek: Antiemperyalist cephe olabilir, demokratik işleyiş cephesi olabilir, çevreci cephe olabilir, gölge kabine bakanlar olur ve diğer muhalefet partilerinin de yardımları ile denetim, istenilen seviyede yapılabilir.
MHP gençlik hareketi izlenimi vermekten sıyrılarak ülke sorunlarını çözecek merkez sağ parti izlenimi vermeye başlamıştır. Parti gençlik hareketi olma vasfını biraz, biraz ülkücü gençlere bırakmalıdır artık. Ama bu bırakış kopuş olmamalıdır, aynı zamanda amaç birliği çerçevesinde gönül bağı devam etmelidir. Milli duyarlılığı olup da MHP’li olmayan gençlere de ülkücü olabilmenin önü böylece açılmış olacaktır. Ülkemiz gençleri arasında böyle düşünüp de kendine yer bulamayan on binlerce milli duyarlılığı yüksek gençler olduğunu görüyorum. Bu yapı Türk Ocağı gibi olmalı ama gençliğe ve halka da yakın durmalıdır.
Nitekim, halkımız çatışmadan uzak duran, siyaseten diyaloga ve uzlaşıya dayalı partilere oy vererek siyasetin kavgasız, gürültüsüz yapılmasını onayladıklarını ortaya koymuşlardır. Siyasetle uğraşanlar da artık toplumsal gerilimlere neden olacak söylem ve eylemlerden uzak durmalıdır. Farklı düşünmenin demokrasinin bir gereği yaratanın bize bir hediyesi olduğunu bilerek siyaset yapmamız ülkemiz siyasetine nitelik kazandıracaktır. Siyaset yaparken tabiki önceliklerimiz olacaktır. Sosyal demokratsan çalışanlardan yana tavrınla ve demokrasi talebinle öne çıkacaksın. Milliyetçi isen milli duruşun gereklerini siyasete taşıyacaksın, liberalsen sermayenin alanını genişletecek düşünsel özgürlükleri öne alacasın, muhafazakârsan gelenekseli tercih edeceksin sosyalistsen işlerin, işleyişin devlet tarafından yapılmasının gerektiğini savunacaksın…
Fakat bunları yaparken, bütün bunların vatanının, vatandaşın önüne geçmeyecek şekilde yapacaksın ki farklı düşünceleri de hain ilan etmeyeceksin.
Milli ruhu muhafaza ederek merkez sağ parti görünümüne MHP kendini kavuşturmalıdır. Hayatın getirdikleri karşısında zaman, zaman değişim de gerekmektedir. Bunun için hem kişisel hem de kurumsal değişimler yapma becerilerimiz olmalıdır. Ancak tavrımız hayatın getirdiklerine karşı durma olabileceği gibi kabullenme de olabilir. Hangi olay bizim lehimize, hangi olay bizim ve milletimizin aleyhine? Biz, hangisine karşı değişir, hangisine karşı değişmez tavırlar sergileyeceğiz, bunu karşılaştığımız olaylar ve biz belirleriz. Ülkemizin aleyhine olan olaylar karşısında değişmeyeceğiz tabii ki şartları ülkemizin lehine çevirme çabalarımız devam edecek. Ama hayat değişimi bazen dayatır ve kabullenmek zorunda kalırız...
O zaman kontrollü bir değişim modelimiz olmalı ki ne yönde değişeceğimizi ne yönde değişmeyeceğimizi ne yönde değişimin gerekli olduğunu bilerek değişelim.
Değişimden bahsetmişken Mehmet Akif’in ifadesi değişim düşüncemize ışık tutacak, sınırlarımızı daha iyi anlamamıza kaynaklık edecek niteliktedir;
“Ne odunmuş babanız olmadı bir baltaya sap!
Ona siz benzemeyin, sonra ateştir yolunuz.
Meşe halinde yaşanmaz o zamanlar geçti;
Gelen incelmiş adam devri, hemen yontulunuz.
Ama dikkatli olunuz: Bir kafanız yontulacak;
Sakın aldanmayın; incelmeye gelmez kolunuz” (*)
Konumuza devam edecek olursak, MHP’nin demokratik çizgi ve çatışmasız siyasete yönelmiş olması bu patimizin oylarını daha da artırır düşüncesindeyim. Bu partimizin ulusal meselelerde ki duyarlılığı, karakteristik özelliğidir. Keşke ülkemizin kurumları satılırken de vatandaşın önüne düşüp CHP ile birlikte hareket ederek güçlü bir muhalefet geliştirselerdi bu gün belki de kurumlarımız satılmamış olacaktı.
Bu partimiz mevcut karakteristik özelliklerinden uzaklaşmamalıdır. Her zaman milli ruhu yüksek bir seviyede tutarak iç işleyişini demokratik hale getirmesi belki de merkez partisi olma özelliğini verirken, kendisi kalmayı sağlayarak değişimi de gerçekleştirmiş olacaktır. Milliyetçiliğini daha çok vatanseverliğe ve antiemperyalist çizgiye oturtmaları halinde toplumsal tabanının genişleyeceğini ve oylarını daha da artıracağını düşünerek bu partimize başarılar dilerim.
Ayrıca, Ülküdaşlığımızı ülkedaşlıkla harmanlayarak başarılı bir toplumsal yapıya kavuşmak dileklerimle; selam ve sevgilerimi sunarım...
(*) Bizlere rehber bir kitap (safahat) bırakan M.Akif Ersoy’u saygı ve rahmetle analım, bu kitabı fırsat buldukça okuyalım ve çocuklarımıza da okutalım!
M.Akif Gökalp www.vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|