RUHUNU ARAYAN ADAM
Kastamonu dayım, ruhumu kaybettim eskiden ruh mimarları veliler varmış… Neredeler acep…
En yakını bana Şeyh Şabanı Veli imiş, Ben ise ruhunu kaybetmiş, Şeyhin kapısını çalmak icabet etmiş…
Gittim, fiziki olarak çok güzel mamur edilmiş, ben fiziki arayış içinde değilim ki, bana ne ki bina güzelmiş…
Baktım oralara birkaç eski kilim keçe, birkaç eşya, buraya tarihi hava vermiş, ben hava aramıyorum ki…
Oradaki görevlilerden birine sordum Şeyh nerede, bana öyle baktı ki gözlerinde okudum, bu adam delimi ne? Neredeyse 450 yıl önce öldü dedi, bana güldü..
Ben Umursamadım Ruh arayışındaydım… Ben ruh ararken biri çıktı bana 3 tanesi on liraya tesbih al dedi, ben teşbih mi yapıyorsun dedim, beni anlamadı, onun derdi para, benim ki ruhta, anlayamadık birbirimizi, anlamadıkta, burada ruhumu bulamadımda.. En yakın ruh mimarı nerede bana dediler, senin reçeten Hacı Bayram velide.. Sordum bu veli nerede? Ankara da bu Veli dediler… Ruhumu kaybettim ama aklım yerinde, İndim Ankara ya sabahın körün de…
Gittim Hac bayram Veliye, Tarihi doku, tarihi havayla yeniden mamur edilmiş, sabah namazımı kıldım, öyleye kadar oralarda gezindim, kimi yasin’i şerif, kimi teşbih, kimi takke satmaya çalıştı bana… Bir misci abi Mekke var, Medine var dedi… Bana ilginç geldi, bakayım Mekkeye, Medineye dedim, adam gösterdi misleri… Bu arada elinde şırıngayla bana mis de sıktı, güzel de kokuyordu, ama ben mis aramıyordum ki, bana ruhsuz her şey zaten kötü konuyordu ki… Orada da aradığımı bulamadım, Ögle olmuştu kıldım öyle namazını ayrıldım oradan da.. Nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum, ruhumu arıyordum Ankara sokaklarında.. Bilmeden Hamam önüne doğru gitmişim, Alltındag Belediyesinden sola döndüm ki, Karşıda bir minare, biraz ilerledim, o an, aklıma Mehmet Akif Ersoy, safaat geldi, böyle ruh aradığımda hep ona giderdim… Karşımda ki Caminin Tacettin Dergahı olduğunu anladım, baktım daha ikindiye çok vardı, pakı gezerken istiklal marşımızın dörtlüklerini bir ahit şeklinde park duvarlara yazdıklarını gördüm… İstiklal marşımızı defalarca okumdum, bunu yazan büyük ruhlu adama saygı duydum, onu örnek almam gerektiğini anladım, yıllar öne okuduğum Safaattan dörtlükler aklıma gelmeye başladı… Biraz Kendimize gelmek için M. Akif Ersoy’a kulak verelim mi, nede olsa dertdaşız, biz ruhumuzu kaybetmişiz o ruh veriyor bize…
“Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile...
Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!
Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir;
İstemem, dursun o payansız mefahir bir yana...
Gösterin ecdada az çok benziyen kan bana!
İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yadigar,
Çok değil, ancak Necip evlada layık tek şiar.
Varsa şayet, söyleyin, bir parçacık insafınız:
Böyle kansız mıydı -haşa- kahraman ecdadınız?
Böyle düşmüş müydü herkes ayrılık sevdasına?
Benzeyip şirazesiz bir mushafın eczasına,
Hiç görülmüş müydü olsun kayd-i vahdet tarumar?
Böyle olmuş muydu millet canevinden rahnedar?
Böyle açlıktan boğazlar mıydı kardeş kardeşi?
Böyle adet miydi bi-perva, yemek insan leşi?
Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan...
Hey sıkılmaz, ağlamazsan, bari gülmekten utan! ...
"His" denen devletliden olsaydı halkın behresi:
Payitahtından bugün taşmazdı sarhoş naresi!”
Orada baktım parkta güzel, vakit aralarında parka uzandım yattım…
Üçüncü vakit buradaydım, yatsıyı kıldım, dergaha misafir olacaktım, baktım dergah kapalı, anladım burada da ruha giden yollar tıkalı… Gittim ucuz bir otel buldum, kay uyudum, kah uyutuldum, uyandım ruhumu hala bulamamıştım… Alamadım hızımı, ver elini Nevşehir Hacıbektaş Veli dergahına.. Aklıma geldi şu dörtlüğü…
“Hikmet Arar İsen Özüne Bir Bak
Arap'ta Acem'de Rum'da arama
Hakikat nurunun aslı hakikat
Aynada yansıyan nurda arama
Özünü bilenler özrü silendir
Turaplık rızayı teslim edendir
Gerçek Abdal Hakk'a hayran olandır
Kibir ile gurur horda arama
Aslolan göze nur gönülden gelir
Sevgi muhabbette asuman erir
Ebedi sevgiyi bu toprak verir
Kudus Arafat'ta Tur'da arama
Varlık ummanında göz ol da bak
Vahdet ateşinde benliğini yak
Ayağa kalkarsan hizmet için kalk
Zulmedenden olup zorda arama” Hünkar, Hacı Bektaşi Veli
Anladım Velim, anladım, Vahdet ateşinde benliğimi yaktım, Ayağa hizmet için kalktım, hak/hukuk yolunda hizmet ettikçe hem kendimi hem ruhumu buldum… Yunusa ruhum nerede, üstat diye sormadan geçemezdim onada düşünce dünyamda sordum şu cevabı aldım… “Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Bir gönülü yaptın ise
Er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır ettin ise
Binde bir ise az değil
Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki Hak'kı göre
Er odur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil
Erden sana nazar ola
İçin dışın pür nur ola
Beli kurtulmuştan ola
Şol kişi kim gammaz değil
Yunus bu sözleri çatar
Sanki balı yağa katar
Halka matahların satar
Yükü gevherdir tuz değil - Yunus Emre
Bir elimde Safaat, Bir elimde Malakat, dilimde Yunusca sözler, Gönlümde Kuranat, karşımda akılla, bilimle inceleyeceğim malukat… Buldum Ruhumu, Ben bendeyim, Ben her şeydeyim, Her Şey Birazda bende, Sen de.. Bak geçmişiz hayatla, doğayla, canlarla iç içe … İyi bak Kendine, selam ve saygılarımla…
M. Akif Gökalp – 22.10.2019 – vatandsfikri.com
Kaynaklar
|