|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
YARATILIŞ DESTANI |
YARATILIŞ DESTANI
Destanlar milletlerin kahramanlıklarını anlatan hikayemsi şiirlerden sayılır, Destanlar acısından zengin olan milletlerin tarihleride başarılarla doludur. Türk milletine bu acıdan baktığımızda adeta tarihlerini destanlarla yazmışlardır. Destanların önemli özelliklerinden biriside içeriğinde yaşanmış olayların agırlıkta olmasıdır. Türkler kökleri neredeyse tarih öncesşne kadar giden millet oldukları için Destanlar acısından zengindirler. Bunlardan bazılarıyla ilgili bilgiler paylaşalım ve bazılarını da sizler edinerek üzerinde düşünün öneririm.
Bu destan ilk Türk destanlarından olduğu bilinmektedir, Türk destanlarının başlangıcı olarak kabul gören bu destanlarda yaratılış hakkında milletimiz kültüründe şaman geleneklerinin hüküm sürdüğü dönemlere aittir. Türk milletinin ilk yazılı ve sözlü kültüründen izleri günümüze taşımaışlardır.
Halen Türkintanın bazı bölgelerinde eklemeler veya çıkarmalar yapılarak söylenmektedir. İsterseniz bu destanlara kısaca bakalım.
Yaratılış destanı
Yaratılış destanında ki düşüncelerden bir kesit: Her şeyin sahibi olan Tanrı bir gün yukarıda mavi gökleri yarattı, sonra bu muaazzam evrenin içine dünyayı yerleştirdi. Önce gök, sonra da yagız yer yaratıldı sonra bir eksik olan insan… Diye devam eder
Alp Er Tonga Destanı
Yaratılış desatnından sonraki ilk büyük Türk destanıdır. Milattan önceki Türk İran savaşlarını ve Saka hükümdarı Alp Er Tonga’nın yiğitliklerini anlatır. Alp Er toga M.Ö 7 yy yaşamış olan bir Saka hükümdarıdır.
Şu destanı
Destana adını veren Şu’nun M.Ö 4 yy. da yaşadığı düşünelen bir saka hükümdarı olduğu düşünülmektedir. Ne yazıkki Destanın hiçbir yazılı netni bulunamamıştır. Divanü Lüğati Türk’te kısa bir özeti yer lamktadır.
Destan – 2 Oguz Kaan Destanı
M:M 209-174 tarihleri arasında hükümdarlık yapmış Mete (Motun) Han’ın hayatıyla ilgili bir destandır. Türk destanlarından en önemlilerinden ve en bilinenelerindendir. Türk kültürünün destanlarla taşındığı zamanlardan İslam dininşin ekisine girildiğinde ise Oğuz nağme olarak Türkler arasında yaşamaay devam etmiş bir destandır. Edinilen bilgilere göre askeri çoşturmak için kopuz eşliğinde söylendiği anlaşılan bir destandır. Oguz kaan destanının günümüzde üç degişik şekilde söylendiği görülmektedir. Birincisi İslamiyeten önceki döneme ait söyleniş şekli ikincisi ise İslamiyetten sonraki şeklidir. Üçün cü şekil ise tamamen islami ölçüler dikkate alınan şekilde söyleniş biçimidir.
Kültür bir milletin bilincini oluşturan gelenekten gelen olgulardır, biz Türkler bunu yazılı hale getirmezden önce sözlü olarak Destanlarla yapmışız, kültürümüzü kuşaktan kuşaga Destanlarla aktarmışız toplumumuzda okuma yazma oranı arttıkcada Destanlarımızı yazılı hale getirmişiz. Kültürel kopukluğun yaşanmaması için bunlardan süzülen kültürü özümsememiz gerekir düşünceleriyle selam ve sevgiler.
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|