İÇERİK Detay YAZARLARIMIZ
:: Anasayfa
:: Haberler
:: Yazarlar
:: Sesli Makale
:: TARIM
:: ÇEVRE/DOGA
:: KENT ve YAŞAM
:: SAĞLIK
:: BİLİMSEL GELİŞMELER
:: İNANÇ
:: SİYASET
:: ÇALIŞMA HAYATI
:: DÜŞÜNSEL
:: TOPLUMSAL
:: SAGLIK İÇİN SPOR
:: KİŞİSEL GELİŞİM
:: EKONOMİ
:: EGİTİM
:: YARGIDAN
:: GÜVENLİK
:: TEKNOLOJİ
:: HOBİLER
:: MAĞAZİN
:: TOPLUMSAL YÖNLENDİRME HABERİ
:: DOGAL AFETLER
:: ULUSLARARASI(DİPLOMASİ)
:: KÜLTÜR-SANAT
:: İNSANLIK
:: TARİH
:: İLETİŞİM
Genç Yazarlarımız
Reklam

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed


Adrese Git
YSK KARARI KAOS OLURMUŞ

 HATİP DİÇLENİN MİLLETVEKİLLİĞİ YASAL UYUMSUZLUKDAN DOLAYI DÜŞTÜ.

 

Bunun üzerine Bdp meclise girmeme kararı aldı, meclise girmeyeceğim demek aba altından sopa göstermektir, sopalı siyaset zorbalıktır. Zorbalıkla siyaset aynı karede duramaz, zorbalara karşı zorbalık hakkı herkesin, herkesimin vardır. Yalnız burada düşülen yanılgı yasaları zorbalık gibi algılamaktır. Yasaları demokrasilerde yasama yapar ve burada yasalar tartışılarak ihtiyaçlara göre yapılır. Orada tartışılırken karşı çıkılır, sakıncaları anlatılır, uygulayıcılardan yani hukukçulardan düşünce alınır, bu konuda vatandaşın gelenekleri dikkate alınır, evrensel hukuk kuralları çerçevesinde yasa çıkar, nihai sonuçta çıkan yasa herkesi bağlar, vatandaşların bahaneleri olamaz. Yasaları değiştirme mücadelesi ise vatandaşların uyarıları, tepkileri ve beklentileri ile vekilleri aracılığıyla yasalar değiştirilebilir. Son olayda bir vatandaşın yasal kısıtlılığı var ve aday olmuş, seçilmiş ama mazbatasını alamıyor. Ben hukukçu değilim ama yasal yeterlilik seçmek içinde, seçilmek içinde gereklidir. Yasadışçılığı savunamayız, bir bahane üreterek şiddete başvuramayız. Yasaların değiştirilmesi talebi vatandaşların hakkıdır, şu söylenebilir, seçilmenin önündeki suç sayısı engeli azaltılmalı, şu suçlar seçilmeye engel teşkil etmemeli, yasalar buna göre düzeltilmeli gibi… Buna rağmen uygulamada olan bir yasa bizi mağdur ediyor bahanesiyle yasa dışına çıkılmamalıdır.

 

Bunu bahane eden Bdp’liler siyaset yapmakla aşiretçiliği karıştırarak daha önce yaptıklarının benzeri bir tehdit daha savurdular. Artık bizde de bu tehditler alışkanlık yapmaya başladı.

Her kararın ardından bu kararı yasaların verdiği yetkilerle alan kurumlara saldırma alışkanlığı başladı, kurumlara sahip çıkmak öncelikle devletin iktidarını kullanan hükümete düşer.

Sonra ise devletin bütün kurumları ve vatandaşları yasaları uygulayan devletin kurumunun yanında olur.

Vatandaşlar da yasaların adil uygulanmasını talep eder ve uygulandığında bu duruma rıza gösterirler.

Bdp li arkadaşlar devletimizin yasalarına saygılı, bağlı vatandaşlığın neresindeler. Sorunlu vatandaş izlenimi toplumun diğer fertlerince hoş karşılanmaz. Birlikte yaşadığınız insanlar umurunuzda olmayabilir, kutsal davanız için bütün yoldaşlarınızı harcayabilirsiniz, çünkü sizin için insan hayatı kutsal değil anlaşılan. Siz sorunun çözümünden yanamısınız, sorunu barışçı yöntemle demokrasi içinde çözmek istiyormusunuz. Hükümet tarafından atılan adımları görün, sizde üzerinize düşeni yapın. Siz, biz diye ayırmak istemiyorum ama artık sizin mızıkçılığınıza alıştık, çıkardığınız sorunlarla başa çıkma kapasitemizde var, isterseniz böyle devam edelim. Son mızıkçılığınıza gelince insaf yasalar ortada yasa size değil siz yasaya uymalısınız.

 O zaman neden cezalı, ceza almış vatandaşları aday gösteriyorsunuz. Bunu sadece Bdp de yapmadı diğer partilerde yaptı bunlar seçilsin dokunulmazlık zırhı kullanılarak ceza almaktan kurtaralım. Allah aşkına başka adam mı yok Bdp de, Chp de,  yaptı şimdi neden cıkamıyor seçilenler deniyor, bu durum yasalara karşı hile degilmidir. Suç işlemişsen, cezalıysan adaylığın yasalara aykırı ise dur bir düşün ve bağırıp çağırıp ortalığı velveleye verme.

Her şeyin bir sınırı var demokratik özgürlüklerin sınır ise yasalardır. Demokratik siyasetin sınırı şiddetten uzak durmaktır. Siz nerede duruyorsunuz, elinizde silah dağdasınız, dağda elinde silah olanları, ancak elinde silah olanlar karşılar, hele hele yasa dışı silahlı grupsanız yasal vatandaşlık haklarınızı da kaybedersiniz. Yani siyaset yapamazsınız. Siz bu karşılaşmayı kendiniz organize etmektesiniz. Allah size ve sizinle birlikte yaşayanlara kolaylık versin, biz demokratlara veriyor da…

Silahsız, şiddetsiz barış içinde yaşamak istiyorsanız, dağdaki yasal olmayan silahlı grupları silah bırakmaya teşvik edin, ikna edin. Yoksa yasalarımız onları sav dışı etmeyi öneriyor. Yasal silahlı güçlerde yasaların verdiği yetkiyle onlarla mücadele ediyor. 30 yıldır bu durum devam ediyor, ölüyoruz öldürüyoruz bu durumdan bizde memnun değiliz. Memnun olmasak da sınırlarımız içinde yasal düzeni korumak için, gerekirse şiddete de başvurulur, yasal düzenin üst kurumu olan devletin böyle bir hakkı var, silahlı güçlerde bunun için vardır. Şimdi gelelim Ysk kararına…   

 

YSK’NIN KARARI TAM METİN

 

Karar No    : 1022

Karar Tarihi    : 21/06/2011

          

12 Haziran 2011 tarihinde yapılan XXIV. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde Diyarbakır İli Seçim

Çevresinden bağımsız milletvekili seçilerek buna dair mazbatası verilen Mehmet Hatip Dicle ile ilgili olarak,

milletvekili aday listelerinin kesinleştirilerek 29 Nisan 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmasını

takiben ancak henüz seçim yapılmadan önceki bir aşamada; 

1-09/06/2011 günü itibariyle yazılı ve görsel medyada, adı geçen hakkındaki bir mahkûmiyet

ilamının Yargıtay’ca onanarak kesinleştiği, sözü edilen mahkûmiyetin milletvekili seçilmesine engel

oluşturacak nitelikte olduğu yolunda çeşitli yayınlar yapılması, 

2-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı  İlamat  İnfaz Bürosunun Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığına

hitaben re’sen düzenleyip gönderdiği 09/06/2011 gün ve 2848  İlm. sayılı yazısında; Diyarbakır bağımsız

milletvekili adayı Mehmet Hatip DİCLE hakkında terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan dolayı

verilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının 22/03/2011 tarihinde onanarak kesinleştiği, kararın 02/06/2011 tarihinde

kendilerine gönderilmesi üzerine cezanın infazına başlandığı bildirilerek buna dair bir kısım belgelerin yazı

ekinde gönderilmesi, 

3-Mehmet Hatip DİCLE vekilleri Av. Fuat COŞACAK ile Av. Muharrem  ŞAHİN tarafından Yüksek

Seçim Kurulu Başkanlığına gönderilen 09/06/2011 tarihli dilekçede de; Mehmet Hatip DİCLE’nin milletvekili

seçilmesine engel bir durumunun olmadığına dair bir karar verilmesi talebinde bulunulması, 

Üzerine, bu ihbar, bildirim ve başvurular nedeniyle öncelikle 09.06.2011 tarihli ara kararı ile ilgiliye

ait nüfus ve adli sicil kayıtları ile kesinleşmiş mahkûmiyet kararı aynı gün getirtilip 10.06.2011 tarihli ara

kararı ile savunması için Diyarbakır  İl Seçim Kurulu Başkanlığına yazı yazılmış, Mehmet Hatip Dicle

vekilinin 17.06.2011 tarihli dilekçesinde; hükmü veren mahkemeden mahsup kararı alındığını bildirmesi

nedeniyle aynı tarihte verilen üçüncü bir ara kararı ile sözü edilen mahsup kararı getirtilmiş, ayrıca adı

geçenin savunması için yazılan yazı ve tekide cevaben Diyarbakır İl Seçim Kurulu Başkanlığının; belirtilen

hususlarla ilgili savunma yapması için ilgiliye yedi günlük süre verildiği ve buna ilişkin yazının 14.06.2011

tarihinde tebliğ edildiğini bildirmesi nedeniyle bu sürenin de beklenmesinden sonra adı geçenin ve

avukatlarının Diyarbakır İl Seçim Kurulu’nca saptanan beyanları ile tüm belge ve bilgiler değerlendirilerek; 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

İncelenen olayda;

Mehmet Hatip Dicle, 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan XXIV. Dönem Milletvekili Genel

Seçimleri’nde Diyarbakır  İli Seçim Çevresinden bağımsız milletvekili adayı olmak için 11 Nisan 2011

tarihinde avukatları aracılığıyla İl Seçim Kurulu’na başvurmuş, belgeleri üzerinde Yüksek Seçim Kurulu’nda 

yapılan  incelemede  adı geçenin terör örgütüne üye olmak suçundan dolayı milletvekili seçilmesine engel

geçmiş mahkûmiyeti bulunduğunun saptanması nedeniyle adaylığının iptaline karar verilip bu husus

kendisine tebliğ edilmiş, sonrasında adı geçenin bu işleme karşı 298 sayılı Kanunun 131. maddesinde

düzenlenen  şikâyet başvurusunda bulunarak ilgili mahkemeden 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A

maddesi uyarınca aldığı kararı da ibraz etmesi üzerine ilgilinin milletvekili seçilme koşullarına yeniden sahip olduğu saptamasıyla adaylığının kabulüne karar verilmiş ve 29 Nisan 2011 tarihli 27919 sayılı Resmi

Gazete’de yayımlanan milletvekili kesin aday listesi ile Diyarbakır İli Seçim Çevresi için düzenlenen birleşik

oy pusulasında ismi yer almıştır. 

Ancak, seçimden üç gün önce 09.06.2011 tarihinde yazılı ve görsel medyada, adı geçenin

yargılandığı bir başka davada verilen mahkûmiyet kararının Yargıtay’ca  onanarak kesinleştiği ve bu

mahkûmiyetinin milletvekili seçilmesine engel oluşturduğu yolunda haberler yayınlanması, yine aynı tarihte

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz Bürosunun da bu hususu açıklayan bir yazıyı ve ekinde buna dair

belgeleri göndermesi, bu gelişmeler sonrasında Mehmet Hatip Dicle vekillerinin de adı geçenin milletvekili

seçilmesine engel bir durumu olmadığı yolunda karar verilmesi isteminde bulunmaları üzerine konu

araştırılıp ilgili mahkeme ilamları, infaz belgeleri, yazışma örnekleri ve adli sicil kaydı gibi belgeler getirilerek

incelendiğinde;  

Mehmet Hatip Dicle’nin evvelce adli sicil kayıtlarına geçen ve milletvekili aday listelerinin

kesinleştirilmesinden önceki aşamada Yüksek Seçim Kurulu’nca değerlendirilen geçmiş mahkûmiyetlerinin

dışında, 23.10.2007 tarihinde işlediği terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan dolayı yargılandığı

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.02.2009 gün ve 2008/136 Esas, 2009/46 Karar sayılı ilamıyla 3713

sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8

ay hapis cezasına mahkûm edildiği, temyiz edilen kararın Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 22.03.2011 gün ve

2009/11118 Esas, 2011/1798 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve dosyanın mahalline gönderilmek üzere

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği, henüz kesinleştirme işlemlerinin yapılmadığı ve

mahkûmiyet bilgilerinin adli sicil kayıtlarına işlenmediği bu aşamada Mehmet Hatip Dicle’nin avukatları

aracılığıyla 11 Nisan 2011 tarihinde bağımsız milletvekili adaylığı için Diyarbakır  İl Seçim Kurulu’na

başvuruda bulunduğu, ayrıca 15 Nisan 2011 tarihinde de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe

vererek onama kararına karşı itirazda bulunulmasını istediği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının

incelemeyi takiben 11 Mayıs 2011 tarihinde bu istemi reddederek ilgililere tebliğe gönderdiği, ayrıca dava

dosyasını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla mahkemesine ulaştırdığı, ilgili mahkemenin de

kararın “22.03.2011 tarihinde kesinleştiği” yolunda  şerh düşüp bir örneğini infaz için 02.06.2011 tarihinde  

Ankara   Cumhuriyet   Başsavcılığına   gönderdiği   ve   ceza  bildirme  fişi  düzenleyerek mahkûmiyet

bilgilerinin bu tarihten sonra adli sicil kayıtlarına işlenmesini sağladığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı

İnfaz Bürosu’nun ise, hükümlünün Diyarbakır İli Seçim Çevresi’nden bağımsız milletvekili adayı olduğundan

bahisle, durumu 09.06.2011 tarihli bir yazı ile Yüksek Seçim Kurulu’na bildirdiği saptanmıştır. 

Tartışılıp sonuca bağlanan hukuki sorunları sırasıyla değerlendirecek olursak; 

1- Seçim yargısı yönünden incelenmesi ve çözüme kavuşturulması gereken hukuki sorunlardan ilki,

seçimden önce kesinleşmiş mahkûmiyeti bulunan Mehmet Hatip Dicle’nin milletvekili seçilme koşullarını

taşıyıp taşımadığına ilişkindir. 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 76. maddesinin 1. fıkrasına göre, yirmibeş yaşını dolduran her

Türk milletvekili seçilebilir. 

Milletvekili seçilmeyi engelleyecek şartlar ise aynı maddenin ikinci fıkrasında şu şekilde belirtilmiştir.

“En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu

hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına

hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı  kötüye

kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından

biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.” Anayasa’daki bu düzenleme

doğrultusunda, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11. maddesinde de benzer hükme yer verilmiştir. 

 Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, bazı suçlardan mahkûm olma veya belirli süreyi aşan

hapis cezasına mahkûmiyet halleri milletvekili seçilme konusunda kesin engel oluşturmaktadır. Sayılan

mahkûmiyetlerin milletvekili seçilmeye engel olabilmesi için kesinleşmesi yeterlidir; infaza başlanmamış

olması veya kişinin bu mahkûmiyetinden dolayı  şartla salıverilmiş bulunması yahut cezanın tümüyle infaz

edilmesi (bihakkın salıverilme) sonuca etkili değildir. Yüksek Seçim Kurulu’nun istikrar kazanmış olan ve

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararlarıyla da uyumlu bulunan uygulamasına göre, ceza mahkûmiyeti

nedeniyle milletvekili seçilebilme yeterliğini kaybetmiş olan kişilerin bu hakka yeniden sahip olabilmeleri

ancak, mahkûmiyete konu suçun sonradan yürürlüğe giren bir yasa ile suç olmaktan çıkartılması yahut

cezanın çekildiği veya çekilmiş sayıldığı tarihten itibaren yasada öngörülen üç yıllık süre geçtikten sonra

hükümlünün ilgili mahkemeye başvurarak “yasaklanmış hakların geri verilmesi” kararı alması hallerinde

mümkündür. 

İncelenen olayda, Mehmet Hatip Dicle’nin 12 Haziran  2011 tarihinde yapılan Milletvekili Genel

Seçimi’nden önce 22.03.2011 tarihinde kesinleşen ilâmla, terör örgütünün propagandasını yapmak

suçundan dolayı 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm olması nedeniyle seçim tarihi itibariyle ve halen

milletvekili seçilme koşullarını taşımadığı kuşkusuzdur. 

Öte yandan vekilleri, adı geçenin başka bir suçtan dolayı tutuklu olarak yargılandığını, o davada

tutuklu kaldığı sürenin kesinleşen cezasından mahsubu gerektiğini, bu amaçla hükmü veren mahkemeye

başvurarak mahsup kararı aldıklarını, ilgilinin şartla salıverildiğini, halen yargılaması süren diğer suçtan ise

tutukluluğunun devam ettiğini, bu nedenle milletvekili seçilmesine bir engel kalmadığını ileri sürmüşlerse de,

mahsup kararı yukarıda belirtilen ve seçilme yeterliğini yeniden kazandıran nitelikteki kararlardan değildir.

İnfaza ilişkin olan bu karar, Türk Ceza Kanununun 63. maddesine göre hüküm kesinleşmeden önce

gerçekleşen ve  şahsî hürriyeti sınırlama sonucu doğuran (gözaltı, tutukluluk gibi) bütün haller nedeniyle

geçirilmiş sürelerin hükmolunan cezadan düşülmesini sağlar; mahkûmiyet süresini değiştirmediği gibi,

mahkûmiyet kararını ve sonuçlarını da ortadan kaldırmaz. 

Nitekim Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin mahsup işlemine ilişkin olarak infaz sırasında verdiği

15.06.2011 gün ve 2011/580 D.İş. sayılı kararı ile bu karar sonrasında hükümlü hakkında yeniden

düzenlenen 17.06.2011 tarihli müddetname getirtilerek incelenmiş olup, kararda; hükümlünün başka bir

suçtan dolayı halen Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması devam eden 2010/444 Esas sayılı

dosyada 24.12.2009 tarihinde gözaltına alındığı, 26.12.2009 tarihinde tutuklandığı ve tutukluluk halinin

sürdüğü, 1 yıl 8 ay hapis cezasına dair kararın ise 22.03.2011 tarihinde kesinleştiği saptamasına yer

verilerek, hükmün kesinleşmesinden önce gerçekleşen toplam “453” günlük gözaltı ve tutukluluk süresinin

mahkûm olduğu 1 yıl 8 ay hapis cezasından mahsubu gerektiğine işaret edildiği, müddetnamede ise;

hükümlünün kesinleşen 1 yıl 8 ay hapis cezasından dolayı mahsup işlemi nedeniyle 09.06.2011 tarihinde

şartla salıverildiği, bihakkın tahliyesinin 08.11.2011 tarihinde gerçekleşeceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. 

Görüldüğü üzere, adı geçenin henüz infazı tamamlanmamış ve seçilme yeterliğini kaybetmesine

neden olan mahkûmiyeti bulunmaktadır. Kaldı ki, cezanın tümü mahsup işlemine konu edilmiş ve cezasını

09.06.2011 tarihi itibariyle bütünüyle çekmiş sayılsa dahi Anayasanın 76 ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11. maddesinden kaynaklanan milletvekili  seçilme engelinin devam ettiği ve 5352 sayılı Adli

Sicil Kanunu’nun 13/A maddesinde öngörülen “cezanın çekildiği tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmiş

olması” koşulu gerçekleşmediğinden, “yasaklanmış haklarının geri verilmesi”ne ilişkin bir karar almasına,

dolayısıyla bu aşamada milletvekili seçilme hakkına kavuşmasına yasal olanak bulunmamaktadır.  Bu 

itibarla,  ilgilinin  seçimden  önce  seçilme  yeterliğini kaybettiği ve halen bu yeterliliğinin bulunmadığı açıktır.

2- Çözümü gereken diğer bir hukuki sorun ise, seçilme yeterliğinin seçimden önce kaybedildiğinin

saptanması halinde, tutanağın iptaline karar verme yetki ve görevinin Yüksek Seçim Kurulu’na mı yoksa

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne mi ait olduğuna ilişkindir. 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 76 ncı maddesi ile 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 11

inci maddelerinde yer alan niteliklere sahip olmayanlar ile engelleri bulunanlar, milletvekili seçilemeyecekleri

için milletvekili adayı da olamazlar. Bu nedenlerdir ki, adaylar hem Siyasi Partiler Kanunu uyarınca siyasi

parti ön seçimlerinden önce aday adayı sıfatıyla, hem de Milletvekili Seçimi Kanunu hükümleri gereğince

milletvekili adayları olarak önce geçici liste; daha sonra da kesin liste halinde ilan edilirler. Bu ilanlar,

adaylara karşı olabilecek itirazlara zemin hazırlamak ve il seçim kurulları ile Yüksek Seçim Kurulu

tarafından 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 23. maddesi uyarınca yapılacak inceleme sırasında

dikkate alınmak üzere uyarılarda bulunmalarına olanak sağlamak için yapılır. 

İl seçim kurulları ile Yüksek Seçim Kurulunca, itiraz ve ihbar üzerine yahut re’sen yapılan

incelemeler sonunda milletvekili adaylık koşullarına sahip olmadıkları veya engelleri olduğu anlaşılanlar

listeden çıkarılırlar ve yasa hükümlerine göre yeniden düzenlenen listeler, Milletvekili  Seçimi  Kanunu’nun

24 üncü maddesi uyarınca kesin aday listeleri olarak ilan edilir. Adaylıkların kesinleşmesi, seçim hukuku

yönünden bu kişilerle ilgili belli bir statünün oluşmasını sağlar. Geçici ilan üzerine adaylar hakkında,

adaylığa engel herhangi bir yasal nedene dayanılarak itiraz edilmesi veya bu yönde re’sen inceleme

yapılması mümkün ise de, kesinleşmesinden sonra bu listelerde, ölüm veya istifa nedeniyle Milletvekili

Seçimi Kanunu’nun 25. maddesine göre yapılacak kaydırmalar dışında hiçbir değişiklik yapılamaz. 

2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun, “Seçimin veya tutanağın iptali” başlığını taşıyan 39.

maddesinde, oyların döküm, sayım ve partilere dağılımına ilişkin itirazlar sebebiyle yapılan yeni sayım ve

döküm sonuçlarına göre milletvekili tutanaklarının  iptaline değinildikten sonra dördüncü fıkrasında,

“yukarıdaki fıkralar dışında milletvekillerinden bir veya birkaçının tutanaklarının iptaline karar verildiği

takdirde…..” hükmüne yer verilmiştir. Oyların döküm, sayım ve partilere dağıtımına ilişkin itiraz sebepleri

sayıldıktan sonra getirilen bu hükmün, ileride değinileceği üzere milletvekili seçildikten, tutanak verilip

kesinleştikten sonra, mutlak iptal sebeplerinden birinin saptanması halinde verilecek tutanak iptal kararlarını

amaçladığı anlaşılmaktadır. 

Öte yandan, aynı Kanunun 42. maddesinde, bu Kanunda özel hüküm bulunmayan hallerde 298

sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan 

hükümlerinin  uygulanacağı  belirtilmiştir.   Sözü  geçen  298  sayılı  Kanunun  130   uncu maddesinin

dördüncü fıkrasında ise, adaylığın kesinleşmesinden sonra da belli nedenlerle adaylığa itiraz edilebileceği

öngörülmüştür. Bunlar, adayın Türk olmadığına, yaşının kanunda gösterilenden küçük olduğuna, okur-yazar

olmadığına ve seçilme yeterliliğini kaybettiren bir mahkûmiyeti bulunduğuna dair itirazlardır. Ayrıca

ayrıntıları Yüksek Seçim Kurulunun 16.03.1999 gün ve 371/194 sayılı kararında vurgulandığı üzere, Türkiye

Cumhuriyeti Anayasası’nın milletvekili seçilme yeterliğini düzenleyen 76. maddesinde öngörülen, “kişinin

yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmış olması” koşulunun yerine getirilmemesi de tam kanunsuzluk haliniteliğinde bulunmaktadır. Dolayısıyla, aday listelerinin kesinleşmesinden sonra dahi, yukarıda sayılan tam

kanunsuzluk hallerine ilişkin hususlarla sınırlı olarak adaylara itiraz edilebileceği gibi, bu hususlar Yüksek

Seçim Kurulu tarafından re’sen de incelenebilir. 

Yüksek Seçim Kurulu’nun, 29 Kasım 1987 tarihinde gerçekleştirilen XVIII. Dönem Milletvekili Genel

Seçimlerine katılıp seçilen bir milletvekilinin seçimden önce kesinleşen mahkûmiyetleri bulunduğunun

seçimden yaklaşık bir yıl sonra ihbar edilmesi üzerine önüne gelen bir uyuşmazlık dolayısıyla verdiği

26.12.1988 gün ve 311 sayılı kararında belirtildiği üzere; adaylığın kesinleşmesinden sonra da adaylığa

itiraz edilebilir veya belirli koşulların re’sen incelenebilir olması, kesinleşmiş milletvekili aday listelerinde

seçimlerden önce bir değişiklik yapılmasını gerektirmez. Zira, Milletvekili Seçimi Kanununun 25 nci

maddesi, aday listelerinin kesinleşmesinden sonra, oy verme günü saat 17.00’ye kadar bir değişiklik

yapılmasını yasaklamış, sadece ölüm veya istifa halinde sıraya göre adayların kaydırılacağını öngörmüştür.

Şu halde, az önce sözü edilen nedenlerden biriyle yapılan itirazın kabul edilmesi halinde de, kesinleşmiş

aday listesinde ve buna göre hazırlanan birleşik oy pusulasında hiçbir değişiklik yapılmayacak; ancak

mevcut listelerle gidilen seçimi takiben anılan 130 uncu madde ile 2839 sayılı Kanunun 39 uncu maddesi

uyarınca Yüksek Seçim Kurulunca tutanağın iptaline karar verilebilecektir. 

Nitekim, 24 Aralık 1995 tarihinde yapılan XX. Dönem Milletvekili Genel Seçimine katılıp seçilen bir

milletvekilinin geçmiş mahkûmiyeti nedeniyle seçilme yeterliğinin bulunmadığına dair seçim sonrası yapılan

itiraz üzerine verilen 11.02.1996 gün ve 71 sayılı  kararda da benzer ilke dile getirilerek; Yüksek Seçim

Kurulu’nun süregelen içtihatlarında, 298 sayılı Kanunun 130. maddesinde belirtilen tam kanunsuzluk

hallerine dayalı itirazları süre kaydı aramaksızın kabul ettiği ve tam kanunsuzluk halinin varlığını saptadığı

takdirde seçilenin tutanağının iptaline karar verdiği belirtilmiş ve emsal kararlar sayılmıştır. 

Yine, 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan XXI. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde milletvekili

seçildikten sonra Türk vatandaşlığını kaybeden bir kişinin durumunun tartışıldığı 17.05.1999 gün ve 1585

sayılı kararda da, seçimden önce var olan seçilme yeterliğine engel bir tam kanunsuzluk halinin seçimden

sonra herhangi bir yolla öğrenilmesi üzerine konunun Yüksek Seçim Kurulu’nca inceleneceği, seçimden

sonra oluşacak bir yetersizlik nedeniyle alınacak kararın ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ait olduğu ifade

edilmiştir. Aynı dönemde seçilen bir başka milletvekilinin askerlik yükümlülüğünü yerine getirmediğinin

seçimden üç yıl kadar sonra ileri sürülmesi üzerine verilen 16.03.1999 gün ve 371 sayılı kararda da bu ilke

doğrultusunda işlem yapılarak, ilgilinin milletvekili tutanağının iptaline Yüksek Seçim Kurulu’nca karar

verilmiştir.  

Kaldı ki, Anayasa’nın 79. maddesi açıkça seçim süresince olduğu gibi seçimden sonra da “seçim

konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları,  şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ….” görevini

Yüksek Seçim Kurulu’na vermiştir. Madde metninde geçen “yolsuzluk” deyiminin seçimle ilgili tüm kanuna

aykırılıkları ifade için kullanılan, bu bağlamda, milletvekili seçilme yeterliğini düzenleyen Anayasa’nın 76 ve

2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 11. maddelerindeki şartların gerçekleşmemesinden kaynaklanan

kanuna aykırılıkları da kapsayan bir kavram olduğunda kuşkuya yer yoktur. 

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ile açıklamalar ve istikrarlı biçimde sürdürülen uygulamayı

gösteren emsal kararlar karşısında, seçim tarihi itibariyle seçilme yeterliliği bulunmadığı saptanan Mehmet

Hatip Dicle’nin milletvekili tutanağının iptali gerektiği, bu kararı verme yetkisinin de Yüksek Seçim Kurulu’na

ait bulunduğu açıktır.   3- Adı geçenin milletvekili tutanağının iptali üzerine bir başka adaya milletvekili tutanağının verilip

verilmeyeceği hususuna gelince; 

10.06.1983 Tarih ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 39. maddesinin yukarıda değinilen

dördüncü fıkrası Tasarı’da 35. maddenin 4. fıkrası  olarak; “Yukarıki fıkralar dışında milletvekillerinden bir

veya birkaçının tutanaklarının iptaline karar verildiği takdirde, tutanakları iptal olunan milletvekilleri yerine,

aynı partinin, 29 uncu madde gereğince belirlenen listesinde sırada bulunana tutanak  verilir.”  şeklinde

düzenlenmiştir. 

Danışma Meclisi’nde madde numarası 37 olarak değiştirilmek suretiyle benzer biçimde kabul edilen

metin Milli Güvenlik Konseyi Anayasa Komisyonu’nda  39. maddenin 4. fıkrası olarak; “Yukarıdaki fıkralar

dışında milletvekillerinden bir veya birkaçının tutanaklarının iptaline karar verildiği takdirde, tutanakları iptal

olunan milletvekilleri yerine, 34 ve 35 inci madde esaslarına göre sıradaki adaya tutanak verilir” biçiminde

değiştirilmiş ve bu haliyle kabul edilerek yasalaşmıştır. 

Görüleceği üzere Tasarı, sayım, döküm ve oyların adaylara taksimi ile ilgili itirazlar dışındaki bir

nedenle milletvekili tutanağının iptali durumunda sıradaki adaya tutanak verilmesini, sadece siyasi parti

listelerinden aday olan milletvekilleri yerine ve yine aynı siyasi partinin listesinde yer alan bir sonraki aday

bakımından mümkün kılmaktadır. Oysa, yasalaşan metin bu sınırlamayı kaldırarak, bağımsız adayların

tutanaklarının iptali halinde de tutanağın en fazla oy alan bir başka bağımsız adaya veya siyasi parti

adayına verilmesini emredici biçimde hükme bağlamıştır. 

Nitekim, bu değişikliğin gerekçesi Anayasa Komisyonu Raporu’nda; “….Yapılan bu düzenlemede

milletvekillerinden bir veya bir kaçının tutanaklarının iptaline karar verildiği takdirde bunların yerine

milletvekillerinin dağılımını düzenleyen 34 ve 35 inci madde hükümlerine  göre diğer adaylara tutanak

verileceği vurgulanmıştır. Gerçekten bir partiye mensup adayın tutanağı iptal edildiği takdirde tutanak

verilecek aday o parti listesinde yer alan bir aday olacaktır. Ancak bir bağımsız milletvekilinin tutanağı iptal

edildiği takdirde milletvekilliği kuşkusuz nispî temsil sisteminde milletvekilliğini hak kazanacak partiye veya

bağımsız adaya ait olacaktır. Bu bakımdan öncelikle bu husus belirlenecek, milletvekilliği bir partiye

verilecekse, parti listesinde bu milletvekilliğinin hangi adaya ait olacağı ise ayrıca tespit olunacaktır. Bu

hususlar ise 34 ve 35 inci maddelerin birlikte uygulanmasını gerektirmektedir.” denilerek açıklanmıştır. 

Kuşkusuz, tutanağın tam kanunsuzluk nedenlerine dayalı olarak iptali halinde 2839 sayılı Kanunun

34 ve 35. maddelerindeki esaslara göre sıradaki adaya tutanak verilmesi, ancak 298 sayılı Kanunun 130.

maddesinde öngörülen olağan ve olağanüstü itiraz süreleri içinde yapılan itirazlar veya aynı süre içinde

re’sen başlatılacak incelemeler üzerine verilecek kararlar bakımından mümkündür. Tutanak, bu sürelerden

sonra yapılan itiraz ve inceleme nedeniyle iptal edildiği takdirde, sıradaki adaya tutanak verilemez.   

Bu itibarla, Diyarbakır İli Seçim Çevresinden bağımsız aday olarak milletvekili seçilen Mehmet Hatip

Dicle’ye verilen milletvekili tutanağının seçilme yeterliğine ilişkin tam kanunsuzluk hali nedeniyle 298 sayılı

Kanunun 130/4 ve 2839 sayılı Kanunun 39/4. maddeleri uyarınca iptaline, Diyarbakır İl Seçim Kurulu’nca

2839 sayılı Kanunun 34 ve 35 inci maddelerindeki esaslara göre sıradaki adayın tespit edilerek milletvekili

tutanağı düzenlenmesine karar verilmesi gerekmiştir.  S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Diyarbakır İli Seçim Çevresinden bağımsız aday olarak milletvekili seçilen Mehmet Hatip Dicle’ye

verilen milletvekili tutanağının seçilme yeterliğine ilişkin tam kanunsuzluk hali nedeniyle 298 sayılı Kanunun

130/4 ve 2839 sayılı Kanunun 39/4. maddeleri uyarınca iptaline,

2- Diyarbakır İl Seçim Kurulu’nca 2839 sayılı Kanunun 34 ve 35 inci maddelerindeki esaslara göre

sıradaki adayın tespit edilerek milletvekili tutanağı düzenlenmesine, 

3- Karar gereğinin Diyarbakır İl Seçim Kurulu Başkanlığınca derhal yerine getirilmesine ve Mehmet

Hatip DİCLE ile vekillerine tebliğ edilmesine, 

4- Karar örneğinin Resmi Gazete’de yayımlanmasına, 

5- Karar örneğinin; 

a) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, 

b) Diyarbakır İl Seçim Kurulu Başkanlığına,

gönderilmesine, 

 

 

21/06/2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. 

Başkan   Başkanvekili   Üye     Üye  

Ali EM    Turan KARAKAYA  Bahadır DOĞUSOY   Hüseyin EKEN

Üye    Üye    Üye    Üye

M.Zeki ÇELEBİOĞLU Muharrem ÇOŞKUN  Mehmet KÜRTÜL  Nilgün İPEK

Üye    Üye    Üye   

Halim AŞANER  Sadık DEMİRCİOĞLU Yüksel ÖZTÜRK

        

Gönül ister ki yasal sakıncalı vatandaşlar yasal sınırları gözeterek aday olmasın, yine ister ki seçim kurulu bu tip kararı seçimden önce alsın, ama yasalara uyulmama alışkanlığı edinilmesin, yasalar kamu kurum ve kuruluşları dahil bütün vatandaşları bağlar. Selam ve sevgiler…

 

Bu Üyenin Diğer Yazıları
TARIM ve HAYVANCILIKTA ÜRETİCİ SORUNLARI
MUHALİFLER İTTİFAKLAMI, İTTİFAKSIZ MI?
MUHALEFETİMİZİN HALİ ve DESTEGİMİZ
Kriz ve Buğran Uyarısı!!
DIŞ GÜÇLER, KİM SEÇİLSİN İSTİYOR!'?
DEPREM BÖLGESİNİN YARALARI SARILIYOR!!
İKİ İNSAN TİPİ, İKİ DAVRANIŞ!!
FİAYTLARI ÜÇ HARFLİLER Mİ ARTIRIYOR?
DİYANETİN MİLLİ BAYRAMLARA DUYARSIZLIĞI!!
KAMUCU EKONOMİ
MUHALEFET/HÜKÜMET NE İŞ YAPAR ??!!
BASİT HESAP, HÜKÜMET, PATRON BUNU YAP!!
YEM ve HAYVANCININ EKONOMİSİ
BAŞKETTE, KASTAMONU GÜNLERİ 16
SİYASAL MÜLAHAZALAR
TOSYA
KİM SAÇMALIYOR?
BAŞARI, BAŞARISIZLIK !!
ANAYASAYI, DENETİMİ, DEVLETİ PRANGA GÖRMEK!
ASGARİ ÜCRET
EKONOMİK VATANIN KORUNMASI
İÇKİDEN ÖLENLER!!
Kim İç Kim Dış Güç Biraz Karışık Gibi!!
YANLIŞ ANLAŞILAN TEVEKKÜL
ÇİFT DİKİŞ (Vergide)
OSMANLICI MI, CUMHURİYETCİ MİYİZ?
KASTAMONU, TEŞVİK ZENGİNİ Mİ, FAKİRİ Mİ?
PURSAKLARIMIZIN SORUNLARI
VİRÜSLE KİŞİSEL MÜCADELE
Kamu araçlarının Amaçları Dışında Kullanımı
8 MART KADINLAR GÜNÜ
ŞEHİTLİK
OZAN AHMET TAŞKIN (AHMEDİ)
ÜRETENE/ÜRETİME NEFES
Muhafazakâr Lüks
KAZAKİSTAN
İLK KADIN MİTİNGİ
SU İÇTİĞİM DEREDE, ARTIK YÜZEMİYORUM!!!
İHLALLİ GEÇİŞE ORANTISIZ CEZA!!
ATATÜRK ANLAYIŞLARI, TARTIŞMALARI
ATATÜRK KASTAMONU DA (1925)
RUHUNU ARAYAN ADAM
SURİYE DE KİMLE ÇATIŞIYORUZ?
MÜNAZARA/MÜNAKAŞA FARKI
HAYVANCILIĞIMIZIN YEM SORUNU
30 AĞUSTOS ZAFER GÜNÜNÜ KUTLARKEN
MARKA KONSENSÜSÜ(Uzlaşma) KADAR!!
KİTAPLI YAŞAM
TARIM ve MERA ALANLARININ KORUNMASI
MİLLET OLARAK KADERİMİZİN YAZILDIĞI YILLAR
TÜRK GÜNÜ (3 Mayıs Türkçüler Günü)
YÖNETİCİYE ÖĞÜTLER
KURULTAY
KİM KAZANDI?
BELEDİYE BAŞKANI SEÇMEK!
SEÇİM TARTIŞMALARI
ÇEVRE BİLİNCİ!
ÜLKÜCÜ, Partici TAVRI…
İLKESİZLİK!!
HDP İLE KİM İTTİFAK YAPIYOR?
EKONOMİDEN NE ANLIYORUZ? (Ekonomik Amaçlarımız?)
AMAÇ/İDEAL NASILSA NETİCE ÖYLE ÇIKAR!!
ASENA
YEMEN CAN YEMEDE!!
KARS'LILAR adayları ÇETİN NAZİK’İ Karşıladı
METNİN BAĞLAMINDAN KOPARILMASI
İKİ PATRON |İKİ ÜLKE
BEKA SORUNU VAR MI?
KİMLİK BUNALIMI YAŞAYANLAR!!
KARS DA YEREL SEÇİMLER
KİRA, MALİYETİ BASKISI
ASGARİ ÜCRET
DÖNEM ve KİŞİ KUTSAMALARI
EMEKLİLİK SORUNLARI -1
EMEKLİLİK SORUNLARI
PARKLARIN TİCARETE ACILMASI
NEDEN SÜREKLİ OYUNA GELİYORUZ?
BEN YAPMADIM O YAPTI…
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ (STÖ) KAMU KURUMU AYRIMI
Krizden Çıkış Yolları
ÖNEMLİ SORUN!!!
SORUNLU DEVLETLER, İSRAİL
Bakandan Talihsiz Açıklama!!
YOKSUNLUKLARIMIZIN KULLANILMASI!!
TOSYALI SİYASETEN TEMSİL HAKKI İSTİYOR
Tosya Temsil Hakkı İstiyor
HERKESİ SUÇLAYARAK AKLANMAK…
KAÇAK GÜREŞEN SİYASİLER
MEDYA AMBARGOSU! Medya Tek Ses mi Oldu?
KİM DÜŞMAN?
ŞEHİR KÜLÜPLERİ (Tosya Şehir Kulübü)
ÜLKÜ, ÜLKÜCÜ, ÜLKÜ OCAĞI
ANKARA GEZİM
(Milli Törenlerin Milli Kalması)
CANAKKALE VE VATAN SEVGİSİ
TOPLU TAŞIMA
MİLLİ – GAYRİMİLLİ
BİZ SİZİ İYİ TANIRIZ (PKK/PYD)
NE ÖNEMLİ? (Kastamonu’nun Kayıpları, Kazançları)
Alkışlamanın Maliyeti Nedir?
SURİYE VE BARIŞ!!
SİYASİLERİN KARARINDAN VATANDAŞ NASIL ETKİLENİYOR?
BİZE TÜRK DERLER!!
SİYASİ TATMİN
ASGARİ ÜCRET LÜKSE KUBAN EDİLDİ
SIGINMACI SORUNU
İŞÇİ ÖRGÜTLENMESİ VE HAK ARAYIŞI
İğrenç İki Olay
TOSYA DA KAMU GÜCÜ ÇEVREYİ KORUMAK İÇİN KULLANILDI
BİR HAK ARAMA HİKAYESİ
ASGARİ ÜCRET NE KADAR OLMALI?
BUGÜN NEYDİ?
MİLLİ EKONOMİ
BAYRAMLAR KİMİN BAYRAMI?
TÜRKİYE İYİ OLACAK…
DEVLETLERİMİZ
VURUN ABALIYA (Vergi Yükü)
HÜKÜMETİMİZİ ALDATAN, ALDATANA !!!
AŞIRI ANTİBİYOTİK KULLANIMI
LÜZUMSUZ KAVGALAR
YÖRESEL ÜRÜN
GERÇEK VERGİ ŞAMPİYONU
SOSYAL MEDYA SOYTARILIKLARI
YENİ PARTİNİN AYAK SESLERİ
SİYASAL BARIŞ
İKTİDAR MUHALEFET İLİŞKİLERİ
KAMU MALLARI KAMUNUN MU, YÖNETİÇİLERİN Mİ?
TARIMA, ÇİFTÇİYE SON DARBE
SAHİPSİZ TOSYAM!!
TOSYA BAGEVİ GÜMÜLCİNE’ DE
SORUNLARIMIZIN KAYNAGI
DEMOKRASİ REFERANDUM
İDEALİST (ÜLKÜCÜ) HAYAT YOLU
DOĞAYLA BARIŞIK YAŞAMAK MÜMKÜN
AŞIK VEYSEL (1894-10-25 --21 Mart 1973)
GALİP ERDEM (ÜLKÜCÜ DÜŞÜNÜR)
DEVLET HÜKÜMET AYRIMI
TERCİHE SAYGI
MUHALEFETE YARDIMCI OLMAK LAZIM
DOĞRU TERCİH İÇİN GERÇEK BİLGİ
TÜRK AYDINLANMASI ATEŞİ
ANAYASA DEGİŞİKLİGİ ve VATANDAŞA RAPOR
ANGARALI KABADAYILAR
TARİHLEŞMİŞ TARİHDE KALMAK
MEÇLİSTE(SİYASETTE) ADAP
YENİ MERKEZ SAĞ MHP'YE Mİ, MHP HAZIR MI?
YAZ SAATİ, KIŞ SAATİ HANİ BUNUN ORTASI?
M. AKİF BİZE SESLENİYOR!!
TERÖR TUZAGI
EKONOMİMİZ EKONOMİK Mİ?
ATATÜRK KASTAMONU DA
LOZAN
GÜVENLİK AÇIĞI
BİRLİK RUHU
TOPLUMLARIN VURUCU GÜCÜ
DARBEYE DARP……
SILAHİ RAHİM
MHP’DE DEMOKRASİ RÜZGARI
KAYYUM ZARARLARI
MHP
BAYRAK
BAYRAK – KİTAP – SİLAH
!!DEMOKRASİ ENGELLERİ!!
BALKAN TÜRKLERİ
BAYRAMLAR, BAYRAMOLA
DİL VE KÜLTÜR BİRLİGİ
TERÖRİSTE TESLİM OLMAK
MİLLİ REFLEKS
SURİYE SORUNU VE TERÖR BELASI
YENİ ZAMLARDAN SONRA ASGARİ ÜCRET KAÇ LİRA OLDU?
KAZDIĞIN HENDEĞE DÜŞMEK
HÜKÜMET KARŞITLIĞI FANATİZMİ
MHP = DAVA
MHP ÜZERİNDEN PARTİ İÇİ DEMOKRASİ
Ücret Asgari, ÖLÜMLER AZAMİ!!
NERE DE ESKİ BAYRAMLAR?
30 AGUSTOS ZAFER BAYRAMI
KUT’UMUZU/KÜLTÜRÜMÜZÜ KAYBETMEK!!!
HÜKÜMET KURULAMADI. Neden?
ASKERLİK
HERKES GÖREVİNİ YAPACAK!!
MİLLET OLMA GEREGİ
SOMA SORULMADAN, KAZALAR ÖNLENEMEZ
TÜRK/TURAN KÜLTÜRÜ
İŞGAL (Ekonomik, Kültürel)
TÜRKLER DE BİRLİK
UNUTMA!!!
ALTINDAN TASMA
SEVGİYLE KOŞANLAR
SIĞINMACI SORUNU!!
M.KEMAL ANKARA'YA NEDEN GELDİ?
BEN, ÜLKÜCÜYÜM/ ÜLKÜCÜ KİMDİR?
ÖĞRETMEN/ÖĞRETEN
BARIŞ MI, SAVAŞ MI?
ÇOCUKLAR/GENÇLER/MİLLET
TERÖRLE TOPYEKÜN MÜCADELE
TERÖRİZMLE TOPYEKÜN MÜCADELE
ŞEHİTLERİMİZ VE GAZİLERİMİZ
BAYRAMLAR
SOMA MADEN KAZASI ÜZERİNE
SEÇİMİN KAZANANI MHP
O ARTIK GÖNÜLLERİN REİSİ
MİLLİYETCİ YAŞAM TARZI- 7
MİLİYETCİ YAŞAM TARZI -6
MİLLİYETCİ YAŞAM TARZI - 5
MİLLİYETCİ YAŞAM TARZI -4
MİLLİYETCİ YAŞAM TARZI - 3
MİLLİYETCİ YAŞAM TARZI -2
MİLLİYETCİ YAŞAM TARZI - 1
KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ
BİZ, ANGARALI BOZGIRIN GENÇLERİYİZ
KASTAMONU DA YEREL SEÇİMLER(MEHMET YILDIRIM)
KASTAMONU DA YEREL SEÇİMLER (TAHSİN BABAŞ)
KASTAMONU DA YEREL SEÇİMLER(HAYATİ HAMZAOĞLU)
GÜNAHSIZ KİMSE, TAŞI O ATSIN!!
M.AKİF ERSOY
TANRI, TÜRK'Ü KORUSUN!
BOZKURTLARLAR - MANKURTLAR
ORHUN YAZITLARI
ŞEHİTLİK, GAZİLİK
MARŞLARIMIZ TÜRKÜLERİMİZ
İTAAT - İSYAN
BİZ KİMİZ, BİZ MİYİZ?
İSLAM'IN MİLLİYETCİLİGE BAKIŞ AÇISI
SİYASET'TE ÜSLUP SORUNU
Millet/Türk Milleti
YARATILIŞ DESTANI
İNSANLIĞIN YETİMLİĞİ
MUHSİN YAZICIOĞLU
GÖK RENGİ, GÖK BAYRAK
SİVİL SAVUNMA
MİLLİYETÇİLİK AYAKLAR ALTINA
İZMİR İKTİSAT KONGRESİNDEN GÜNÜMÜZE
OSMANLI 1299-1923
BAĞLAR
İŞSİZLİK VE ÇÖZÜM YOLLARI
TARİH BİLGİSİ
CUMHURİYET NEDİR?
VATANDAŞIN BİR GÜNÜ
9 IŞIK
KÜRT SORUNUMUZ
İSTİKLAL YOLU
ŞEHİD
MÜSLÜMANLAR VE SURİYE
MİLLET SORUMLULUĞU
CAMİ-CEMAAT İLİŞKİSİ
FANATİK ALĞILAMA
SURİYE MESELESİ
ÇEVRECİ
5 HAZİRAN ÇEVRE GÜNÜ
siyaset içi dışı
Milliyetçiliğin faşizmle imtahanı
TOPLUMU SEVİMSİZ HALE GETİRENLER
H.Z. MUHAMMED
SAFAHAT'DAN ANLADIKLARIM - 1
KUTLU DOĞUM HAFTASI H.Z. MUHAMMED (s.a.v)
ÇANAKKALE SAVAŞI 1915-1918
İstiklal Marşı, M. Akif Ersoy
ŞEHİRLER
MHP ve MİLLİYETÇİLİK 2
MHP ve MİLLİYETÇİLİK
KÜLTÜRLÜ OLMAK KOLAYDIR, KÜLTÜRSÜZLÜK ZOR
PKK NIN TERÖR ARACILIĞIYLA, VATANDAŞLARI SÖMÜRMESİ
MİLLİYETCİ YAŞAM TARZI
YSK KARARI KAOS OLURMUŞ
KASETLİ SİYASET ÜZERİNE SANARYOLAR
DEVLET BEYE ŞANTAJA İZİN VERECEKMİYİZ?
MİLLİYETÇİLİK NEDİR?
KÜTAHYA DPÜ’SİNDEKİ OLAYLAR VE ÜLKÜCÜLER
KAHRAMANLARINI KAYBEDEN MİLLET
SİYASET  
VATANDAŞ, CHP ve CHP’Lİ
HÜSEYİN BENEK

TOPLUMSAL  
KRİZLERİN TEMELLERİ
FİKRİ ADİL

ÖNERİLER  
UYUŞTURUCUNUN KİŞİLERE VE TOPLUMA ETKİLERİ
DERMAN ABİ

TOPLUMSAL  
DİNDAR, DİNSİZLER!!! DİNSİZ DİNDARLAR!!
SITDIK FANİ

TOPLUMSAL  
TARIM ve HAYVANCILIKTA ÜRETİCİ SORUNLARI
M.Akif GÖKALP

TOPLUMSAL  
CUMHURİYETİN YÜZÜ KADINLAR
Nevval SEVİNDİ

TARİH  
TÜRKLERİN TARİHDE YERİ ve ÖNEMİ
Tomris VAKANÜVİS

ŞİİR  
NORMALİ AŞMAK!
AHSEN'E SEVDALI

SİYASET  
CHP TARTIŞMANIN KEYFİLİĞİ
AYDIN FİKİRLİ

GELECEK  
YAPAY ZEKA ve METAVERSE NEDİR?
Şahin KAHİN

Reklam

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

                                    M.Kemal Atatürk


Adrese Git
Sitemiz en iyi 1024 x 768 çözünürlükte ve Internet Explorer ile görüntülenir...
EpoxSoft