TÜRK KÜLTÜRÜ/TURAN KÜLTÜRÜ
Bir topluluğun kültürünü şekillendiren degerleri vardır, bunlar nedir dersek, dildir, dindir,toplumun tarihi hikayesidir, çoğrafyadır yani vatandır, yaşam tarzlarıdır diyebiliriz…
Bunların hangisi önemli tartışması ise beyhude bir tartışmadır, dili bir kenara koyalım, millet nasıl olunur, dini yani millete hizmet eden, edecek olan, ümmet birligini bir kenara koyalım nasıl birlik sağlanır, tarih bilincimiz olmasın, daha çok gerilere gitmeyelim, 1800 ila 1918 arasına bakalım, neler olmuş bu bana göre Türk tarihinin en çalkantılı yılları ve ateşle imtihan dedikleri zamanlar ve hiç de abartı yok belki de eksikler var… İşte bu nedenle bizim milliyetciliğimizi körükleyen bize yapılan saldırılardır, bu saldırılar, bizde birlige neden olurken içe kapanmaya ve yabancılara karşı da haklı bir ön yargıya neden olan bir milli bilinç, kültür ortaya çıkarmıştır…
Teknolojik gelişmeleriin savaş aletlerinde ki gelişmelerle birleşmesinden uzak kalan milletimiz, göcebeligin verdiği dinamik toplum kültürününe karşı, teknik, teknolojik donanımlı toplumlar bize karşı galebe gelmiştir… Biz daha önceki dinamizmimizi savaş aletlerinin güçü karşısında kaybetmişizdir… İşte bu nedenle kültürel dönüşümümüzü hangi alanlarda eksiksek, o alanlarda daha hızla yapmalıyız, bunu mesleki beceriler kadar, Türkce yaşam tarzlarını da çocuklarımıza aktararak egitim alanında düzenlemeler yapmalıyız… Geç kaldık biliyorum, ama bunun ilk örnekleri Köy Egitim estütülerin de atılmıştı, bu büyük bir kültürel dönüşüme neden olacagı umut ediliyordu, yanlış bir kararla bu egitim sisteminden vazgeçildi… Şimdi çocuklamızı hayatın dışına atan bir egitim sistemi ile egitiyoruz, oysa ki Köy Etütülerin de Hayatın içinde gerekli olan teorik ve piratik bilgileri çocuklarımıza birlikte veriliyodu ve bizim kültürel yaşam tarzmıza daha uygun bir egitimdi… Şimdi hayatın dışında, kültürel aktarıma neden olacak yaşam tazrlarının dışın da bir egitimle çocuklarımız egitiliyor. Aslın da kültürel aktarımla, mesleki yeterlililik, her açıdan dünyanın bulunduğu noktayı iyi okuyarak kendimizi degerlendirme yapacak kadar, aynı anda gerekli bilgiler aktarılamıyorsa, çocuklarımız egitilemiyor demektir… Bunun için biz bilimsel alanda uzak durarak, iki batı tarzı yaşamlara özenerek yapılıyor ki iki de bizi biz olamktan uzaklaştırıyor…
Bu iki şekil de yapılıyor, bir hep batılı kaynaklardan yararlanıyoruz, bilimsel bilgiler evrenseldir buna mecburuz, ama Şiir de, Roman da degiliz. Bir genç M.Akif den daha çok batılı yazar çizeri tanıyorsa bu kültürel alanda kaybetmişiz demektir… İki dini bilgilerin ezbere dayalı olması, üstelik de anlamdığımız bir dil de ezbere dayalı olması bizi güçlü kılacak ikinci kültürel alanda da güçsüzlümüze neden oluyor. Biz afaki bir inanç içindedeyiz, neye, neden, niçin, nasıl inanıyoruz bilmiyoruz, ben şahsen inanıyormuyu zşüphesi içindeyim, toplumumuza şöyle baktığım da… Bu bilmeyiş de şovmen din adamcıkları tarafından hikayelerle Arab yaşam tarzını bize din diye sununuluyor ve bizim de çogumuzun bunun üzerin de hiç durmadan/düşünmeden kabul edişimiz dinin bize verecegi dinanizmi ve birlikteligi veremiyor… İşte bir boşluk daha…
Her boşluk soruna gebedir, ama kültürel boşluklar sorunlara gebedir. Fikri Adil
Tarih milletlere millet olduğunun, ortak bir geçmişinin olduğu bilincinin, birlikte acılar çekip birlikte başarmanın, zaferler ve mutluluklar yaşamanın geregini önemini anlatarak bizde ortak bir kültür yaratır .. Bizde durum nedir? Hemen söyleyeyim bu alanda da sorunlar azımsanamayacak kadar çok…
Bana göre, Tarih konusun da üç hata yapıyoruz, ikisi bize ait digeri ise atalarımıza… Önce Atalarımıza ait olan hatadan bahsedecegim , Atalarımız tarih yazmayı önemsememiş, bu belik de göçebeligin verdiği bir durumdur bilemiyorum, Ama yazan yazmış, Orhun yazıtlarını yazanlardan Allah razı olsun… Biz tarihi bilgilerimize daha çok Doguda ve kuzey de Çin, Hind, İran, Rus Batı da ise Roma ve Yunan kaynaklarından ulaşmak zorunda kalıyoruz… Bu yazım ise ne kadar tarafsızdır siz tahmin de bulunun… Yani yazılı kaynak sıkıntısı var, olanların ise tarafsızlığı tartışılır… Daha gercekci bilgilere ulaşmak için bu kaynakların karşılaştırılmalı okunması gerekir, biz böyle bilimsel çalışmalara daha yabancıyız…
Bizim ise iki hatamız var, tarihi atalarımızı yüceltmek için okuyoruz, bu yüceltenler bir de yazar çizerse, bunları yazıya aktarırken, atalarımız şöyle uçtu, böyle kaçtı, bazılarına insan üstü yetenekler de yükleyerek, insan yapabilir mi, bunları yapamaz mı düşüncesine neden oluyorlar… Bir bölümü ise sırf eleştirmek için okuyor, bu okuyuş ve yazışların da sadece eksiklikleri dile getiriyor ve bunuda günümüzün mantığı ile yaptıkları için daha bir abes oluyor… Gerçekci okuyan gercek tarihcilerimiz yok mu, var elbette ama onlar daha az okunuyor, onların tarihsel degerlendirmeleri daha gercekci olduğundan, daha ayakları yere basan eleştiriler ve övgüler yaptıklarında daha gercekci, biz biraz şişirilmek istediğimizden olsa gerek ne yazık ki daha az okunuyorlar…
Bu nedenle Tarihimizin besleyecegi kültürel beslenme gercekleşemiyor… Size bir anımı anlatayacagım İsim vermiyorum, Ama işaret edelim ki kendileri anlasın, bir seminer de Yıldırım Beyazıt Üniversitesine mensub bir akademisyen, Cumhuriyet tarihini işaret ederek son 95 yıllık tarihimizin bizim tarihimiz olmadığını üstelikte birlikte yaşamak isimli bir seminer de yok sayıyor… O zaman digeri de ondan önceki tarihi yok saysın, onlarda ondan önceki tarihi derken… Bu konu da, yada bir çok konuda meraksız bir milletiz, meraksızlık araştırmayı ve bilmeyi engelleyen bir aşamasızlıktır ve bu bizi Allah korusun kültürsüz hale getirebilir…
Tarih bilincimizin çok az olduğu ortadadır, bu alanlarda ki eksiklikleri, daha gercekci tarihcileri, okuyarak, dinleyelerek anlayarak aşabiliriz…
Tarih bilinci eksik toplumlar, eksik milletlerdir. Fikri Adil
Gelelim günümüzde Turan neresidir, Türk kültürü Turan kültürüne dönüşmüşmüdür, Türkler nereler de yaşar, yaşadıkları her yer neresi sayılır?
İlk cevap Turan Bütün Dünyadır, İletişim ve ulaşımlarla artık dünya tek bir vatana dönmüş durumdadır… Çün ki en uzak mesafesine fiziki olarak bir günde ulaşılıyor, hele iletişim araçlarıyla saniyelerle… Türk kültürü dünya genelin de Turan kültürüne dönüşebilir ama sahip çıkılırsa… Kültür yaşanırsa, yaşar, bunun için de girişde bahsettiğim Dilin, tarih bilincinin, inançın, yaşam tarzlarının katkısının yaratacagı millet kültürüne, yani Türk kültürüne sahip çıkılır yaşanırsa Dünya üzerin de Turan kültürü yaşatılır/yaşanır… Türk Kültürünün Turan kültürüne dönüşmesi için gerekli donanıma sahip Türkler olarak, Dünyanın neresinde olursak olalım, kültürümüzü, gelenegimizi, örfümüzü, töremizi yaşayalım, yaşatalım dilek ve temennilerimle… Selam ve sevgilerimle…
M. Akif Gökalp – Nisan 15 – vatandasfikri.com
|