BOZKURTLARLA - MANKURTLAR
Biz bu yazımız da bir toplum kendisi olmaktan vaz geçmesi üzerine duracağız, bunu kendi kalabilen Bozkurtlar ve asabiyet duygularını kaybeden Mankurtlar üzerinden yapacağız. Bura da Bozkurt, kendi milli degerleini ve özellikleirni özümsemiş, yaşayan, kendi toplumunun ve ülkesinin gelişmesi için çalışan, kısacası halkının, dilini, dinini, tarihini, kültürünü önemseyen ve her alan da ulus/millet olarak gelişmesine dikkat eden, şuur sahibi dava adamı…
Mankurt, Milli, Ulusal kimlikten uzaklaşmış, içinde bulunduğu toplumun kültürel degerlerine yabancılaşmış, toplumsal işleyişte hep sorun olan, ekonomik, siyasi olarak ciddi bilinç erezyonuna uğrayarak kendi toplumsal düzenini yoksayacak kadar akıl noksanlığı, asabiyet, aidiyet duygusundan uzaklaşma, için de olan diyebiliriz…Şuursuzluğa dayalı davası olmayan, akılszılığından dolayı da görünüşde insan ama davranışta insan hayvan arası bir cins…
Önce Makurt hikayesini büyük Usta Cengiz Aymatov dan öğrenelim…
"" Cengiz Aytmatov’un Mankurt eseri bize aidiyet ve haysiyetini kaybedenlerin nasıl kendi ülkelerine ve halklarına yabancılaşıp, “düşmanın” gönüllü askeri hale gelebileceğini anlatır.
Esere göre mankurt operasyonu şöyle olurdu: Esir alınan askerlerin kafaları kazınır, başlarına ıslak, kalın ve taze “deve derisi” geçirilir ve çöl sıcağında bir kazığa bağlanarak günlerce bekletilirdi. Sıcaktan gerilen ve gerildikçe kurbanın beynini mengene gibi sıkıştıran deve derisinin verdiği dayanılmaz ağrıyla kurban bağıra bağıra ya ölür ya da hafızasını ve aklını yitirirdi.
İşkenceden sağ çıkanlar hafızasını ve aklını yitirdiği için rahatlıkla birer ölüm mangasına dönüşürdü. Ellerine silah tutuşturularak kendi halkına saldırtılırlar, annesini babasını dahi gözüne kırpmadan öldürebilirlerdi. Çünkü artık geçmişe dair hiçbir şeyi hatırlayamazlar, artık mankurtlaşmışlardır.
Demek ki mankurt, hafızasını ve aklını yitirmiş olduğu için aidiyetini ve haysiyetini de kaybetmiştir. Çünkü hafıza ile aidiyet, akıl ile de haysiyet arasında doğrudan bir bağlantı vardır. Hafızası silinen artık geriye dönemez, ait olduğu yerleri hatırlayamaz, aklını kaybeden de nerede duracağını bilemez.""
Şimdi yukardaki tepitin üzerine Bozkurtların davranışı üzerinden Mankurtlar davranışlarını okuyalım.
-Bozkurt, da tarih bilinci vardır, Mankurt, da yok…
-Bozkurt, kendi vatanına sahip çıkar Mankurt, çıkmaz….
-Bozkurt ,Milli degere, kültüre sahip çıkar Mankurt, çıkmaz….
-Bozkurt kim olduğunun bilincindedir Mankurt a kimsin deyince genel gecer cevaplar verir…
-Bozkurt, aile ve millet aidiyeti içindedir ve bunun gereklerini yapar, Mankurt, ne aidiyetin farkındadır nede gereklerinin….
-Bozkurt, ülkesinin üretim, tüketim, ithalat, ihracat dengesinin öneminin farkındadır, Mankurt ise sadece tüketir, nasıl üretiliyormuş, nereden ithal ediliyormuş darkında degildir.
-Bozkurt ulusal bağımsızlığının tehlikeye girecegini düşündüğü için aşırı borçlanmalara karşıdır, Mankurt ise borç bulabildikce borçlanır, nasıl öderim kaygısı yoktur.
-Borkurt, Milliyetcidir ortak tarih, ortak dil, ortak din birliği i içinde olanlara karşı sevgi duysar, milli meseleleri milletin kültürüne ve istegine göre degerlendirir. Milletine bağlılık ve milletimizin çıkarı öncelik alınarak siyasi, sosyal ve uluslararası politikalar oluştur. İçin de topluma karşı sevgisi, sayğısı vardır. Mankurt da ise böyle kaygılar yoktur.
-Bozkurt, Ülkücüdür, milletini en ileri, en medeni, en kuvvetli bir millet haline getirme çabası amacı vardır. Mankurt da ise böyle bir ülkü yoktur. Ülkücülük = İdealimz Yani Milleti ve devleti yükseltme ruhunun hayata Bozkurtlar aracılığıyla yansıyan idealierdir, aidiyet ve asabiyet duygularını kaybeden Mankurt ise sadece sahibinin kılcını sallar…
-Borkurt, milletinin ruhuna, örf ve adetlerine uygun toplumsal varlığını korumayı ve geliştirmeyi ön gören esaslara dayanan ahlak sistemi vardır. İnsanları hayvanlardan ayıran en önemli özelliği akılla, kültürle, gelenekle, kendilerine göre bir ahlak sistemi ortaya çıkarmalarıdır. Mankurt da ise zihinsel ölümler nedeniyle böyle bir ahlak sistemi gelişmemiştir.
-Bokurt, Bilimsel çalışmaların sonuçlarına saygı duyar, olayları ve varlığı ön yargılardan ve art niyetli düşüncelerden sıyrılarak bilimsel ilkelerle, incelemelerle ve girişilecek her çesit faaliyet için de bulunacak kadar özğür ortam yaratmaya çalışır. Özgürlüklerin önünün acıldığın da milletimize katkılar sunacağı düşünür. Mankurt da ise Özgürlük bilinci gelişmemiştir, ne özgürlük ister nede başkalarının özgürlüklerine saygı duyar…
-Bozkurt, İnsanların şahsiyetine saygı duyan bir toplumsal ortam, ferdi boğmayan toplum, toplumsal düzeni bozmayan ferdi gerekliliğine inanır. Bunu kendi kültürüne dyanarak yaptığı kadar, İnsan hakları evrensel bildirgesindeki hakları da tanır. insanların öncelikle yaşam hakları olmak üzere düşüncelerini ifade edecebilecegi, inançlarını yaşayabilecegi ortamların hazırlanarak, milletimizin gelişmesi için düşüncelerin üretilmesi, bunların tartışılması gibi durumlar için toplumsal olduğu kadar, fertdi tarafının olduğunu bilir. Mankurt da bilinç olmadığın dan şahsiyetinin farkında degildir, ne yazıkki şahsiyeti gelişmemiştir.
-Borkut, gelişmeye acıktır, çünki şunu bilir, İnsanlar daima daha iyi, daha güzeli, daha mükemmeli ister ve bu nedenle arayış için de olur. Bu arayış insanlığın gelişmesine neden olmaktadır. Elde edinenle yetinmemek ve daima daha ilerisini düşünmek, istemek ve bunu elde etmek için gayret gösterme şuurudur. Mankurt da şuur yoktur, şuuru oluşturan esameleri kaybetmiştir.
-Bozkurt, bilimsel çalışmaların ulaştığı gelişmelerle teknik ve toknolojik gelişmeleri düşünür ve bu gelişmelere açıktır. Bunun içindirki öncelikle tekniği ve teknolojiyi besleyen araştırma ve geliştirmeye önem verilmesini kabul eder, bu teknik gelişmelerin nimetinden ülkemiz ve milletimizin yararlanması çbası içinde olur. Mankurt da ise geçmiş, an, gelecek bilinci gelimediğinden bu çalışmaların gerekliliğinin bilincin de degildir.
-Bozkurt, sosyal adalet aracılığıyla toplumun zenginliklerinin adil bir şekilde paylaşılmasını amaçlar, Mankurt, aslında boşkurt olduğundan toplum ailesine karşı sosyal adalet gibi bir sorumluluk bilinci yoktur.
-Bozkurt, kedni degelerine ve evrensel degerlere dayanan bir adalet sistemi gerçekleşmiştir, Mankurt ta insanı vasıflar durumura uğradığı için ne ahlak nede adalet sistemi gercekleştirememiştir. Bu özellikleri kednimizde arayalım Bozkurtmuyuz Mankurt mu siz kendiniz cevalayın.
Bozkurt, aile, millet, ülke vatandaşı, ümmet bilinci olduğu için aidiyet duygusu en üst seviyededir. Mangurt ait olduğu yeri ve nerede durduğunu, nasıl bir konumda olduğunu bilemez, böyle olunca da rahatlıkla kendi halk, dil, din, tarih, kültür ve coğrafyasına karşı gaflet, delalet ve ihanet içinde olabilir. Bu nedele bunların tanınıp, toplumsal sorumluluklar da üst makamlara kadar ilerlemesi toplumun gelecegi açısından gereklidir. Hayat Bozrkurtların iyilige, güzellige neden mücadeleleriyle, Mankurtların insanı hayvan seviyesine indirme amaçsızlığının arasında ki mücadele kadim mücadelelerdendir. Bu Mücadeleye örnek vemek gerekirse….
Bura da ilk akla gelen Hz. İbrahimdir, Mankurtların putlarını kırmıştır, Bundan sonra da bu mücadeleye Hz. Musa, Hz. İsa, Hz Muhammed, Bilge Kaan, Oguz Kaan Mangurt zulmüne karşı mücadele etmişler günümüzde de onların gercek takipcileri olan Bozkurtlar, Mangurtlarla mücadeleye devam etmektedirler.
Günümüz de bu mücadele devam etmesine rağmen, Mankurtlar daki artışdan dolayı daha da zorlaşmıştır, Ama bozkurtların bir özelliği de zor şartlarda en yüksek mücadeleyi yapabimeleridir, bu bizim için büyük bir umuttur.
Şu an genelde doğu toplumların da, özelde de İslam dünyasının da birçok aydın, ilim adamı, siyasetçi, hatta din adamı çeşitli nedenlerden dolayı Mankurtlaşmış durumdadır. Mankurtların en önemli özelliği neydi, aidiyet ve haysiyetlerini kaybetmiş olmalarıydı. Yoksa bunca gaflet uykusunun, bunca delalet ataletinin ve ihanete varan yanlış kararları nasıl açıklarız? Bunların rahatlıkla yapılabiliyor olmasının asıl sebebine ne deriz? Çünkü mankurtlar istese bile aidiyet, haysiyet, asabiyet sahibi olamazlar, onlardan bunu beklemek boşunadır. Çünkü en önemli insani vasıflarını hafıza ve akıllarını kaybetmişlerdir.
Son Olarak M.Akif Ersoy'un tasfiri ile yazımız ason verelim, yoksa bu konu üzerinde çok konuşulabilir, yazılabilir.
“Geçip giden varsa İslam’ın şu çiğnenmiş diyarından” gafletin, delaletin ve ihanetin her çeşidini, mankurtlaşmanın binbir türünü görebilirsiniz.
Her yanda işgal, talan, yağma, aşağılama…
Bomba ve barut koksundan kararmış semalar…
Yıkık damlar, ot basmış evler…
Gaza namına dindaş öldüren biçare dindaşlar…
İşbirlikçi şeyhler, yaltakçı ağalar, haysiyetsiz aydınlar, onursuz beyler, imansız dindarlar, ruhsuz hocalar, satılmış siyasetçiler…
Aidiyet ve haysiyetini kaybetmiş adam taslakları…
Geçerken ağlar geçer, dururken ağlar durursunuz.
Akif’in o içli mısralarını mırıldanmaktan kendinizi alamazsınız ve mankurtlarla mücadele azmimiz bir defa daha zirve yapar.
Neredeyse milletimiz mankurtlar eliyle her türlü gelişmeden uzak tutulmaktadır, bunu en iyi görenlerden biri M.Akif Ersoydur ve Safatı üzerinde durarak okursak, Kuran'ı ve Safat'ı, Nutu'ğu, Mangurtlarla mücadele rehberi yapabilirsek işimizin biraz daha kolaylaşacagını hatırlatır, Mücadelemizde, mücadenizde başarılar dileriz. Gazanız mubarek olsun.
M.Akif Gökalp --- www.vatandasfikri.com Kasım 13 Keçiören/Ankara
Kaynak: İsan Eliaçık'ın bir makalesinden yararlanılmıştır … www.ihsaneliacik.com
|