KAHRAMANLARINI KAYBEDEN MİLLET
Milletlerin ortak, dili, tarihi, bayrağı, devleti, kurucu liderleri, geçmiş ve mevcut önderleri, gelenekleri ve müşterek kahramanları olur. Bu kahramanlar bizlere örnek olmakta, yani bizlerin rol modelleri olarak hayatımıza yön verecek karakter örnekliği yapmaktadırlar. Bu örnekler, bize bizce mesajlar vermelidir. Bu kahramanlar liderler ve kanaat önderlerinden olabileceği gibi halkın içinden tipler de olabilir.
Hüseyin Gazi, Battal Gazi, Ulubatlı Hasan, Kara Murat, Malkoçoğlu, Köroğlu ve çizgi karakterimiz Tarkan’a ne oldu? Bunların yerine, örümcek adamlar, batmanlar, himenler, supermanlar aldı. Kültürel değişimi görmüyor musunuz? Öncelikle yapımcılar, yayıncılar, kültüre bakmayanlar, yaptıklarını başa kakan ve gerçeklere boş bakanlarla doldu ortalık. Bu büyük bir vebaldir, sorumluluktur ve bu sorumluluk yetkili ve etkili olanlarındır. Milletin kültürünü göz göre, göre değiştirip batı kültürüne yamayanlar bence en büyük günaha giriyorlar. Bu kültürel erozyona neden olanları ben affetmiyorum, Allah da afetmesin diyorum.
Şimdi çocuk doğdu, 3-4 yaşına geldi, ilk izleniminin içinde bizden hiç bir kahraman kalmadı. Bu ne demek bilirmisiniz, hayata yeni adım atan bu çocuğa biz millet olarak "yokuz" mesajı vermektir. Bu parmak kadar çocuğa yapılan en büyük ihanettir, bunu devlet görevlileri ve ana, baba yaparsa çocuk ne yapsın. İçine doğduğu millet kültüründen vazgeçmiş bir topluluksa, kendi kahramanları olup olmadığını daha sonraları ancak kendi imkânları ile araştırıp öğrenecekse. Onu da magazin kültürü ve Internet oyunları rahat bırakır da araştırma fırsatı bulabilirse...
Bu çocukların kahramanı kim olacak, benim kahramanım Köroğlu’ydu babasına yapılan yanlış için o bölgenin en güçlüsüne karşı isyan edecek cesareti bulmuş bir kahramandı, bu tepki gösterme yanımı oluşturuyordu. Şirin aşkından dağları delen Ferhat’sa benim sevme, âşık olma ve sevdiğimiz için gerekirse dağları bile delecek çaba ve fedakârlık göstermem gerektiği mesajını veriyordu.
Şimdilerde ise gençlerin sevdikleri için gazoz almayı bile zahmet olarak gördüklerine tanık oluyoruz. Şuanda benim kahramanlarım Atatürk ve Mehmet Akif’dir. Atatürk devrimci, değişimci yanımı Mehmet Akif ise Müslüman ve maneviyatçı yanımı oluşturan karakterlerimdir. Hayat değişimi ve muhafazayı biz istemesek de dayatır, biz bunu nasıl yapacağımızı kendi kahramanlarımızdan etkilenerek yaparız. Bu iki örnek kahramanın hayatını okuyarak o zor şartlarda milletleri için vatanları için ne gibi fedakarlıklar sergilemişler öğrenip hayatımıza yön verecek davranışlar edinebiliriz. Biz bindiğimiz dalı kesen iki kültür arasında kalmış iki cami arasında beynamaz misali artık kendimizi bir yere tabi göremeyen bir yarım millet olma aşamasındayız.
Acilen önlem alınmalıdır. Bu bir proje şeklinde olmalı, ilk ayağı 3-5 yaş arası çocukların izlediği yayınların içeriklerinin kendi kültürel değerlerimiz kaynak alınarak yeniden yapılması gerekmektedir. İkinci ayağı ise 5-7 okul öncesi ve ilköğretim sınıflar için hazırlanmalı ve bu iki grup için hazırlanan yayınlar daha çok görsel ve oyun içerikli olmalıdır. Daha sonraki yaşlar içinde tarih bilgisi ve dini bilgilerden oluşan bize kaynaklardan derlenmiş yayınların öncelikleriyle hazırlanmış ders kitapları ve yardımcı kitaplar hazırlanmalıdır. Bu kitaplarda yabancı kaynaklara kaç kere atıfta bulunulabileceği belirtilmelidir. Futbol takımlarında yabancı sınırı varda neden kitaplarımızda olmasın. Yabancı kültürlerin tekelinden ders kitaplarımızı da kurtarmalıyız.
Şöyle bir araştırma var mı bilmiyorum, kaç defa Karacaoğlan, kaç defa yabancı şairlerin ismi geçmektedir, ders kitaplarında ve kaynak kitaplarda. Dinimizi tehlike görmek, kendi kaynaklarını öne çıkarmaya çalışanları da gericilikle suçlamak... Tarihte kurulmuş 5-6 büyük imparatorluktan biri olan Osmanlıyı bile 10 yıl öncesine kadar yok saymak, kendi yazar ve şairlerini küçük görmek, kendi sanat eserlerini yok etmek ve yok saymak, kendi dilini yabancı dillerle harman yapmak en sonunda bizi biz olmaktan çıkaracaktır.
Bize ait ne varsa yok sayarak kültürel erozyonu hızlandırıyoruz.. Bu hızla 20 yıl daha gidersek biz bizlikten çıkmış oluruz. Bizlikten çıkmamak için bizden kahramanları yaşatmaya ve yeniden canlandırmaya acilen ihtiyaç vardır. Bu kahramanlar İnebolu’dan Ankara’ya cephane taşırken ölen Şerife Bacılardır. 200 kg. dan, ağır mermiyi Çanakkale savaşlarında defalarca top namlusuna süren Seyit Onbaşılardır, Halime Cavuşlar ve daha niceleridir... Kısacası bizim tarihimizde bizler için önemli fedakarlıklar yapmış kişilikler, çocuklarımızın kahramanı olmalı ve herkül, hymen dönemi kapatılmalıdır. Yayıncılar, eğitimciler yönetici sorumluluğu olanlar, dinimize, dilimize, kültürümüze, ekonomimize sahip çıkmazsak ülkemize sahip çıkamayız. Değerlerimize sahip çıkalım ve çocuklarımızın kahramanları bizden birileri olsun...
Selam ve Sevgiler...
TARİHSEL BAĞINI, DİNİNİ, DİLİNİ KAHRAMANLARINI KAYBEDEN MİLLET, MİLLET OLMA BİLİNCİNİDE KAYBEDER! (Fikri Adil)
|