|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
DÜNYANIN KADIN SORUNU, |
DÜNYANIN KADIN SORUNU,
KADINLARIN DÜNYA KADAR SORUNU
Dünyanın değil aslında insanlığın insaniyetlik sorunudur kadın sorunu, bu sorunun çeşitli kaynakları vardır. Bu kaynaklık edenler ortadan kaldırıldıkça kadın sorunu da aşılacaktır. Birinci kaynak erkeklerin hakimiyeti üzerine kurulmuş yapı ve bunun kültürü. Bunun üzerine dinsel zorlama yorumlarla kadını geri plana iten erkeği öne çıkaran dinsel kaynaklı kadın erkek eşitsizliğini besleyen yanlış bilgiler. Bunların devamında erkeklerin kas gücünü kullanarak elde ettikleri ayrıcalıklar. Bu ayrıcalıkların ekonomiye ve siyasete yansıması kadın sorununa kaynaklık etmektedir. Bu sorunları insanlık nasıl aşacaktır, bunun üzerine kadınlar ve erkekler entelektüel çözüm önerileri ortaya koymalıdırlar. Biz karınca kararınca bu soruna çözüm önerileri sunmaya çalıştık, haydi kolay gelsin.
Önce dinsel kaynaklı zorlama yorumların sonucu ortaya çıkan uygulamalara bakalım ve bunu Tanrının değil kulları erkeklerin kutsal kitapları kendi lehlerine yorumlamaları ile ulaştıkları kendi sonuçları olduğunu öncelikle belirtelim. Kadınlar bu alanda, kendi yorumlarını yaratmalı ve bunu yaparken de mevcut duruma, inanışa da dikkat ederek kutsal kitapları yeniden yeniden okuyarak gerçek yorumlarla insanlığı aydınlatmalıdırlar. Bunun için ciddi entelektüel çalışmalara ihtiyaç olduğu görülmektedir. Tanrı kendi yarattıkları arasında bu kadar adaletsizlik yapmaz, hatta Tanrı hiç adaletsizlik yapmaz. Mücadelenin buradan başlamasının nedeni insanları etkileyen en köklü kurum dindir. Ben Hristiyanların ve Müslümanların kutsal kitaplarını okudum, hayata bu kadar yansıyacak kadınların aleyhine bir kuralla karşılaşmadım desem yeridir.
Dinsel alanın dışında kültürel alan ise Ata sözleri, Deyimler, Hikayeler, Masallar, Romanlar, Şiirler mevcut durumun ürünü olduklarından dolayı, erkeklerin daha bir öne çıkarıldıkları görülmektedir. Şimdi 2500 yıl geriye gidelim, Yunan kültürüne bakalım, İnsanlık açısından kültürel kaynaklar diyebileceğimiz bu metinlerde kadının hep dışlanmış olduğunu, dışlanmakla yetinmeyip aşağılandıklarını görürüz. Şimdi 2500 yılda oluşan bu kültürün küt diye değiştirilmesi zor görülmektedir. Bu nedenle ciddi bir şekilde de bu kültürel alanlarda okunmalı safsatalara cevap verilmelidir. Mesela bilinenin ve uygulamaların tersine dünya üzerinde kadın konusunda İslam devrim yapmıştır, 1400 yıl önce kadınlara hala İslam toplumlarının kendilerinin bile veremediği hakları İslam vermiştir. Onları İftiradan, zina suçlamasından korumuş, çalışan kadına da erkeğe de çalıştıklarından bir pay vardır denmiştir. Buna rağmen erkek egemen zihniyet İslam ülkeleri öncelikli olmak kaydıyla kadını çalışma alanlarının dışında tutmuştur. Bu dinselinde beslediği yanlış anlaşılmalara dayalı kültürel alanın kadın hakları konusunda iyi çalışılarak gerçeklerin yaşanılanlarla tersliği toplumlara anlatılmalıdır. Bunun içinde düşünsel ve uygulamaya yönelik durumlar ortaya konulmalıdır.
Siyasi alan ise bütün dinsel ve kültürel alanın beslediği alanlardır ki, burada da kadınların aleyhine bir durum söz konusudur. Partilerin yöneticileri erkekler, delegeler erkekler üyelerin çoğunluğu erkek dolayısıyla, yöneticilerin belirlendiği bu alanda erkek ağırlık olduğu görülmekte ve parlamentolara bu durum yansımaktadır. Bu alanda kadınların ilerlemeleri daha kolay görünmesine rağmen çekinik tavırları nedeniyle bu alanda beklenen başarı sağlanamamaktadır. Bu alan kadınlar için diğer alanlardaki eksikliklerin de aşılmasının kararlarının alındığı alandır ki hem daha çabuk sonuca gidilebilir, hem de bu alanda fırsatlar yaratmak daha kolaydır. Kadınları akın akın siyasete davet ediyorum. Kadınların bulundukları ortamlarda kadın hakları, demokrasi, özgürlükler talep etmelerini sanki şimdiden görüyorum. Kadın sorununun en kolay yolla aşılacağı alan bu alandır, yeter ki kadınlar kararlı davransın, siyasete ağırlıklarını koysunlar.
Ekonomik alan ise yukarıda saydığımız eşitsizliklerin zirve yaptığı alandır. Çok önceden okuduğum bir makaleden aklımda kaldığı için, doğruluğu konusunda tereddütlerim olmasına rağmen sizinle paylaşacağım şu bilgi durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Kadınların ekonomik değer sahiplikleri %1-2 civarındadır ki asıl eşitsizlik burada yaşanmaktadır. Düşünün ki dünyada 100 tane ekonomik değer var, ancak biraz abartalım kadınlar bu değerlerin ancak %2-3 üne sahiplik ediyorlar. Katkılarıyla sahip oldukları arasında ciddi uçurum vardır. Bu alanda diğer alanlarda olduğu gibi ciddi dönüşümlere ihtiyaç vardır, bu dönüşümler mücadeleyle olacaktır. Bu nedenle erkeklerin de vicdanlı davranarak kadınlara haklarının verilmesi konusunda direnç göstermemeleri gerekir.
Cinsel özgürlüklere gelince bu alanda ki sorunların da kadınların cesaretiyle kolay aşılabileceğini düşünüyorum. Ben genel olarak erkeklere cinsellik konusunda kadınları örnek alın derdim, sonra bu deyimim üzerine düşündüm, kadınlar pasifse, erkeklerde pasif olsunlar çıkacaktır diyerek bu düşüncemden vazgeçerek, kadınlara şunu diyorum, cinsel özgürlüklerde de erkekler gibi siz de aktif olun. Bunun sizler açısından çeşitli sıkıntıları olabilir, istenmeyen hamileliklere neden olma riskine dikkat ettikten sonra, karşılıklı haklara saygılı olunarak, cinsellik taleplerinizi siz de erkekler kadar yüksek sesle dile getirerek bu alandaki sıkıntıları aşabilirsiniz. Size bir erkek olarak tüyo vereyim bu alanda erkeklerden daha güçlüsünüz, biyolojik yapınız buna izin veriyor, yani potansiyeliniz var kullanmak sizin elinizdedir. Yalnız sizin çok önem verdiğiniz aldatılma sınırlarını ihlal etmemek kaydıyla yaşanılırsa, cinsel özgürlükler yeni sorunlar getirmeden yaşanılabilecektir. Tabi ki erkekler gibi aktif olun derken erkeklerin yaşadığı duygu sığlıklarını da ilişkilerinize taşımayın derim, ben kadınları insanlığın duygu yanı olarak ele alır, duygusuzsam insan mıyım sorusunu kendime sorarım.
Kadınların Arap baharlarındaki aktif tavırları, sonuçlara ne kadar yansıdı onu yaşayarak göreceğiz, yalnız son eylemleri kadına şiddete karşı 1 milyar kadın dans ediyor sloganıyla küresel ölçekte bir eylem beni ciddi memnun etti, Birinci nedenim kadınların bu kadar geniş katılımlı bir eylemi dünya çapında uygulamalarıydı. Bence kadınlar bilerek veya bilmeyerek bir şey daha yaptılar küresel eylemliliğin temelini attılar. Bu bugün kadın sorunu için yapılırken yarın Hindistan’da ki kast sistemine karşı, yapılabilir. Başka bir eylem de çevre ve doğaya karşı saygılı, doğayla barış içinde yaşama bilinci oluşturmak için de yapılabilir. Gelecek eylemlerde dans değil biraz daha yüksek sesle hakların dile getirilmesi gereğinin altını çizelim ve yazımıza devam edelim.
Son olarak kadınların artık magazin, moda, alışveriş gibi daha çok sömürüye acık olan alanlardan, alışveriş alışkanlıklarından sıyrılarak daha elle avuçla tutulan alışkanlıklar edinmeleri kadınların haklarını almada, sorunlarını çözmede daha bir başarılı olmalarının önünü açacağını düşünüyorum. Bu birinci eksiklik olarak bir kenara koyalım. İkinci eksiklik ise erkeklerin kadın hakları mücadelelerinin içine çekilmemesi veya çekilememesi mi diyelim, ama mutlaka geniş bir tabanın olması soruna karşı kamuoyu desteğinin alınmasını kolaylaştıracaktır. Hele hele çocukların Anne sevgisi hepimizin yaşadığı bir sevgidir, bu mücadelenin içine çocuklara erkek düşmanlığı aşılamadan çocukların da mücadeleye dahil edilmesi kadınların bu haklı mücadelelerinde ellerini güçlendirecektir.
İnsanlığın yarısı olan kadın insanlığın tamamlayıcısı olduğu kadar, cinsin üremesine katkısı açısından insanlığın temelini oluşturmaktadır. Biz erkekler üremeyi ateşlerken, kadınlar 9 ay hamilelik ve onun devamında çocukların bakımı, anneye bağımlılığı dikkate alınırsa insan cinsinin devamına sundukları katkılardan dolayı kadının hak kayıpları ile mağduriyetleri bir yana ödüllendirilmeleri gerekmektedir. Her kadına iki erkek tahsis ederek onları ödüllendirelim diyerek…. Şaka, şaka şakası bile kötü değil mi, biz erkekler nasıl çok kadın talep ediyoruz… Bu nedenle yazıya biz erkeklere bir çift sözle son verelim saçma sapan isteklerimizden ve bencilliklerimizden vazgeçtikçe kadın sorunu daha kolay çözülecektir. Daha adil bir kadın erkek ilişkisinin dünya üzerinde yaşanması dileğiyle selam ve sevgilerimle…
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|