UNUTTUĞUMUZ KOOPERATİFCİLİK
Finlandiya’nın kooperatif mucizesi ile başlayıp, bizde ki kooperatif mucizesiyle devam edelim…
Dünyaya genel olarak baktığımız da eşitsizliklerin arttığını görüyoruz, bunun nedeni ne derseniz, bakış acınıza göre değişir… Bana göre nedenleri, sermayenin ayrıcalıklarıdır, işçilerin örgütsüzlüğüdür, iş gücü arzında ki fazlalıktır, gelişmemiş ülkelere sermaye çok rahat girerken, ucuz iş gücünden yararlanırken işçiler küresel piyasaya iş gücü arz edememesidir… Bir sürü neden sayılabilir ama asıl neden, devletlerin sermayeden yana taraf olmalarıyla işçiler dünya genelin de çok zor durum da kalmışlar. Sadece işçiler mi, hayır küresel rekabetin olduğunu bütün alanlardaki küçük imalatçılar, çiftçiler, küçük esnaf da de zor durumdadırlar. Bu genel, küresel, devlet bir politikası oldukça yakın tarihte de düzelme ihtimali yok gibidir. Eşitsizlikleri körükleyen bu durum kalıcı gibi, ciddi müdahaleler yapılmazsa, bu politikaların neden olduğu eşitsizlikler arttıkça toplumsal sorunlar da artacaktır. Sadece toplumsal sorunlar mı, hayır, küresel eşitsizliklerin neden olduğu uluslar arası sorunlar da artacaktır. Bu eşitsizliklerin Uluslararasına yansıması iki şekliyle olmaktadır. Biri terör, ikincisi ise sığınmacı sorunudur. Bu eşitsizlikleri aşmanın yolunun üretici ve tüketici kooperatiflerinin kurulmasından geçtiğini belirterek, uzun zamandır, unuttuğumuz kooperatifçiliği, gündemimize almamız gerekmektedir.
Şöyle düşünelim, sendikalar, sivil toplum örgütleri, partiler, meslek örgütleri eliyle üyelerine üretim ve tüketim aşamasında kolaylıklar sağlayan bir kooperatife üye olduklarında bu kooperatifin, vergi indirimi ve istisnalarıyla desteklendiğin de kooperatifçiliğin önü açılacak ve iyi bir denetimle de çok verimli çalıştırılabilecektir. Türkiye de iki örnek vardır, biri Torku, Panko hem üretim aşamasında hem de tüketim aşamasında üyelerine kolaylıklar sağlamaktadırlar. Finlandiya da bir kooperatifçilik hikayesiyle konumuza devam edelim…
“Kooperatif deyip geçmeyin, S-Grubu ülkenin büyük hipermarket, süpermarket, mağaza, benzin istasyonu, otel zincirlerine, en az 3 ayrı lokanta zincirine sahip, ülkedeki perakende pazarının %45’ini elinde tutan dev bir kurum. Tarihi, yirminci asrın başına uzanıyor. O zamanlar Finlandiya bağımsız bir ülke değil, Çarlık Rusyası’nın özerk bir büyük dükalığı. Şimdiki Helsinki Üniversitesi’nin de o zamanki adı Emperyal Aleksandr Üniversitesi. İşte bu kurumun hocalarından Prof. Dr. Hannes Gebhard 1899’da kooperatifçilik konulu bir kitap yayınlıyor, sonra 150 öğrencisini ülkenin dört bir yanına göndererek kooperatifçiliği yaygınlaştırıyor.” Herkese Bilim Teknoloji Dergisi internet sitesinden alıntıdır.
“Hikaye burada bitmiyor ve devam ediyor: Ülkenin büyük bankalarından Osuuspankki de kooperatifçilik ürünü. Fin çiftçilerinin kredi ihtiyacı karşısında buna da Gebhard öncülük ediyor, hükümetten aldıkları borçla kurulan bir banka etrafında kooperatif kredi hareketi doğuyor. İşte o banka şimdiki Osuuspankki. Bu kooperatifler devletle işbirliği içinde tarımı geliştirmekle kalmıyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan kalan yıkımın onarılmasının ve 1944’te Sovyetler’e kaybedilen topraklardan gelen Finlerin ülkeye yerleştirilmesinin finansmanını da sağlıyor. Ülkede 2014 itibarıyla 161 kooperatif bankası, 20 de kooperatif sigorta şirketi var.” Herkese Bilim Teknoloji Dergisi internet sitesinden alıntıdır. Bu hikayelere Türkiye den de Torku mucizesiyle devam edebiliriz…
Torku’nun hikayesine baktığımız da ise şunları görürüz: Torku’nun ortaya çıkmasına neden olan hikayenin kahramanları, doğal üretim yapan 900 bin çiftçidir… Kendi ürettiğini, yine kendi fabrikasın da işleyerek kendi markasıyla tüketicilere ulaşmasını sağlayan bu kooperatif ülkemiz kooperatficilğine umut vermektedir. Torku adına kavramsal baktığımızda, anlam acısından da güzel bir anlamı olduğunu görüyoruz. ise şunu görüyoruz… Torku, adını Türkçenin bilinen en eski sözlüğü Divan-ı Lügat’ı Türk’ten aldı. Kelime anlamı “ipeksi, ipek gibi sağlam” olan Torku, kalitesine güvenle girdiği piyasalara kanıtlamıştır.
Dönelim Finlandiya’ya 2014 itibariyle mevcut 4616 kooperatif, Fin halkının, kooperatiflere verdiği önemi gösteriyor, dilerim toplumumuz da bu önem gösterir, mevcut işleyen, kooperatifleri daha işletir, atıllığa düşenleri ataletten kurtararak ekonomik eşitsizliklere karşı bir önlem olarak, üretim ve tüketim aşamalarında devreye girerler düşünceleriyle selam ve sevgilerimle….
Hüseyin Benek – 04.04.2016 07:49 – www.vatandasfikri.com
Kaynaklar
2- http://www.torku.com.tr/icerik/biz-kimiz.htm
|