DEMOKRASİNİN MERKEZİ
(Demokrasinin Merkezine Yolculuk)
Demokrasiler, daha doğrusu demokratik sistemler, genellikle bir merkeze dayanırlar bu dayandıkları merkez, ota sınıftır… Orta sınıf küçük esnaflardan, küçük toprak sahiplerinden, bir de demokrasi bilinci gelişmiş işçi ve meslek mensuplarından örgütlülük içinde olanlara demokratik sistem dayanır… Bunları için de kamu çalışanları da vardır, çünkü son zamanlarda kamu çalışanlarıyla özel firmalar çalışanları arasındaki maaş uçurumu kamu çalışanlarının lehine gelişmiş, ortalama esnaf düzeyine yükseltmiştir…. Her neyse demokrasimizin merkezi nere?
Demokrasimizi kim savunmaktadır, savunacaktır, hadi herkes demokrat olduğuna göre, savunmaya ve korumaya ihtiyaç yok kim daha iyi işletecektir? Ben, ben dediklerinizi duyuyorum, yalnız demokrasinin neresinde yer alıyorsunuz, hangi sivil toplum örgütlerinde üyesiniz, hangi partide demokrasinin işlemesine katkı sunuyorsunuz, sunuyoruz? Demokrasinin merkezine yolculuk yapmak için bu örgütler aracıyla demokratça yola çıkmak lazım, demokrasi yolundamıyız, yoksa sadece kendi işlerimiz ve kendi çıkarımız için yolumuza mı bakıyoruz? Demokrasinin merkezini güçlendirmemiz lazım, bunu sadece siyaseten değil, ekonomik ve sosyolojik de demokrasimizin merkezini güçlü tutmamız lazım tutabiliyormuyuz? Son bir yıl içinde demokrasi için ne yaptın, ne yaptım, ne yaptılar? Kendimizi siğaya çekelim mi? Kendimizi sigaya çekemeyiz neden başkalarını yargılamaktan, ne kendimize, nede bizim partililere sıra gelmiyor… Bir aksilikle karşılaştığımız da ya karşımızdakinde suç, yada dış güçlerde, yok yok üst akılda suç, acaba derin devlet de yapmış olabilir mi? Biz demokrasinin merkezini güçlendirmekten bahsediyorduk… Nasıl güçlendirebiliriz?
Siyaset de Cumhuriyetle, kurucu değerlerle, Kurucu liderle sorunu olmayan, aynı zamanda demokrat olan orta sag ve ota sol partilerin güçlendirilmesiyle demokrasinin merkezi siyasal olarak güçlendirilebilir. Sonra ekonomik olarak bir orta sınıfın yaratılarak bunların demokrasi ve vatandaşlık bilinci oluşturulabilirse demokrasimizin merkezi güçlenmiş olacaktır… Bunlar nispeten ülkemizde oluşmuş durum da, yalnız sorun hem devlet, hemde vatandaş arasında son 1940 ile 2002 yılları arasında yaşanılan toplumun sosyolojisine dikkat etmeyen devlet politikalarıyla vatandaş devlet arasında yaşanılan güven bunalımı demokrasinin merkezinin güçlenmesi üzerinde hep gölge oluşturmuştur… Şimdilerde de iktidarda bulunan partimizin sosyolojik tabanından bazıları, kimi kurucu liderle, kimi ilkelerle sorunları olanların varlığı ile gündeme gelmektedir... Demokrasi, Laiklik, vatandaşlık gibi kavramlar konusunda yeteri kadar aydınlatılmayan bu ve benzeri gruplar, parti için de en büyük sosyolojik tabanı oluşturmaktadır… Aslında demokrasiyle, kurucu iradeyle, ilkelerle sorunlu bazı tipler olmamış olsa, İktidar partisi (AKP) tam bir merkez sag partisi olabilecektir… Olabilir mi, olur, yalnız içindeki marjinal tipleri, cemaatçi tipleri bu kadar ön saflarda tutmamalıdır… Bu partimiz 15 yıldır iktidarda devletin gücün kullanıyor, kendi hatalarından kaynaklı büyük sorun 15 Temmuzu yaşadık, cemaatleri en iyi tanıyan partimiz, nihai olarak istisnai birkaç cemaatin dışında bütün cemaatlerin amacı devleti ele geçirerek kendi düşüncelerini devlet sistemi haline getirmektir… Zaten alttan alta devam eden sosyolojik sorunların siyasete yansımasının da nedenlerinden biri, bir devlet politikalarıysa, iki, iki kerede bu cemaatlerin yanlış din anlayışı ve eğitimidir. Bu cemaatlerle demokrasiyi güçlendiremeyiz, bunları sivil toplum örgütü sayabiliriz ama siyaseten değil sosyolojik örgütlenmeler olarak düşünmeliyiz… Demokrasimizi siyaseten sivil toplum örgütleri güçlendireceklerdir… Ayrıca, alevi cemaatlerinin cemaatleşmeleri ve güçlenmeleri demokrasimizin günlenmesine hizmet edebilir, onlar demokrasiyle, cumhuriyetle, kurucu liderle, kurucu ilkelerle sorunları olmayan bir cemaattir… Demokrasimizin merkezini güçlendirmek için merkez partilerin güçlü olması lazımdır, güçlüdürlerde… Yalnız merkez partilerimizde kendi iç işleyişlerinde demokrasiyi özümseyememiş, cumhuriyet degerlerini yok sayan tipleri barındırmaması gerekmektedir… Bunu, bu son partiye kadar merkez sag yapmıştır, merkez sol CHP de yapmıştır, şimdi AKP den de aynı duyarlılığı bekliyoruz…
Ayrıca bir şey daha bekliyoruz, lüzumsuz siyasal ve diplomatik gerginliklerle düşmanlıklarla bir yere kadar politikalar sürdürülebilir, gizlenebilir, bir yere kadar toplum tarafında tolere edilir ve desteklenir sonrası, Allah korusun partinin miyadını tamamlaması olur ki… Ben hiçbir partimiz için bunu istemem hakkım da yoktur… Bunu parti yöneticilerine hatırlatıyorum ve demokrasinin merkezini güçlendirecek merkez bir parti olmaya aday başka partilerde olduğunu görüyorum… Kurulacak partide merkez parti olma belirtileri veriyor… Sag merkez iki güçlü partiyi götürür mü, bence götürür, gerçi onu zaman gösterecektir…
Bizim derdimiz demokrasimizin iyi işlemesi ve işletilmesidir, bunun için de yöntem bellidir, demokratça seçimler, parti içi ön seçimler de dahil, demokrasinin ruhuna uygun hukuk sistemi, bağımsız yasama ve yargının yanı sıra, akademik camiadan tartışmalara katkı, medyanın aşırı tarafgir olmaması gibi merkezi güçlendirecek hareketler yapılırsa demokrasimiz güçlenecektir… Güçlü demokrasi demek hak ve özgülükleri garanti altında vatandaş demektir…. Biz bir demokrasi ligi düşünürsek ortalama demokratlar ligindeyiz, istersek demokrasi çıtamızı yükseltebilir, daha iyilerin ligine çıkabiliriz…. Yükseltmek dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 24.8.17 – vatandasfikri.com
|