KESİŞİM NOKTAMIZ NEDİR?
Kesişim Noktamız, Ahmet Yesevi // Ruşen Köroğlu, Olması Düşüncesiyle…
Kesişim, İki yolun kesişmesi, iki düşüncenin ortak yönleri, iki karakterin buluştuğu nokta, iki duygunun duygudaşlığı dersek kesişme noktasına, hukukla kanunun, yargının, adalet saglamak üzere buluştuğu nokta dersek… Toplamda kültürün, karakterin bize verdiği denge noktası diyebilirmiyiz siz karar verin… Ben konuya başka acıdan bakacağım, size iki tarihi kişiligin buluşma noktasında ki kesişimden bahsedecegim…
Biri Ahmet Yesevi, Digeri Köroğlu (Yusuf oğlu, Ruşen) konu nereden aklına geldi derseniz Ahmet Yesevi caddesi ile Köroğlu caddesinin kesişmesinden geldi… Bu iki karakterin, tarihi kişiliğin önce temel özelliklerinden kısaca bahsedelim sonra bunları kendimiz/ben üzerinde kesiştirelim ne dersiniz?
Ahmet Yesevi Kimdir: Yûsuf el-Hemedânî’nin vefatı üzerine irşad mevkiine önce Hâce Abdullah-ı Berakī, onun vefatıyla Şeyh Hasan-ı Endakī geçer. 1160 yılında Hasan-ı Endakī’nin de vefatı üzerine Ahmed Yesevî irşad postuna oturur. Bir müddet sonra, vaktiyle şeyhi Yûsuf el-Hemedânî’nin vermiş olduğu bir işaret üzerine irşad makamını Şeyh Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî’ye bırakarak Yesi’ye döner ve vefatına (562/1166) kadar burada irşada devam eder. Bu irşat/uyarı ve önerilerinde akıl, vahiy, nakil, mantık dengesine dikkat etmiş, akla, mantıga, vahiye ters gelen rivayetlerle mücadele etmiş bir dini düşünürdür… Aldığı egitim ve bilgiyle kendi din yorumu ekolünün temellerini atmış ve Biz Türklerin İslam inanç temellerini atmıştır… Kendisi bir tasavvuf uzmanıdır desek yeridir, uzmanı demek hafif kalır Tasavvuf üstadıdır diyebiliriz… Bunu şu bilgilere baglayarak söyleyebiliriz… Ahmed Yesevî 63 yaşına geldiğinde geleneğe uyarak tekkesinin avlusunda müritlerine bir çilehâne hazırlatır, vefatına kadar burada ibadet ve riyazetle (Nefis Terbiyesi, öz Kontrol) meşgul olur. Şöyle bir rivayet vardır, Peygamberimiz 63 yaşına kadar yaşadı bana fazla yaşamak zül gelir dediği ve daha çok çilehanede zaman geçirdiği söylenir… Çilehânede ne kadar kaldığı belli değildir, fakat ölünceye kadar buradan çıkmadığı ve hücrede vefat ettiği ile ilgili bilgiler vardır. Doğum tarihi bilinmediğinden kaç yıl yaşadığı hususunda da kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Sayram’da İmam Muhammed b. Ali neslinden gelenlere hâce denildiği gibi onlara bağlı olanlara da aynı isim veriliyordu. Ahmed Yesevî de bu silsileye bağlı olduğu için Hâce Ahmed, Hâce Ahmed Yesevî, Kul Hâce Ahmed şekillerinde de anılmaktadır…. Burada kendi inanç ve düşüncesi için başka şeylerden vazgeçişe, sabra, çile hanede içsel olarak pasif bir direnişe tanık oluyoruz, bu tanıklık bize kendi inanç, düşünce, deger verdiğimiz şeyler için fedakarca mücadele etme örnegi var, biz Yesevi takipcileri olarak bunu aldık ve aklımıza koyduk.. Sonra geldik Köroğluna…
Köroğlu 16. Yüzyıl da yaşamış, Köroğlu aslında eski bir asker ve sonradan dağa çıkan bir Celali (isyanı) tepkicisinin kahramanıdır, bu adı (belki de bir mahlastır) eski Türk destanlarındaki bir kahramandan almıştır. Asıl adı Ruşen'dir. Köroğlu; yiğit, adaletli, inançla dolu ideal bir insan profilidir. Köroğlu, halk şairleri içerisinde kavganın, özgürlüğün sembolü olmuş, Doğum, ölüm tarihleri bilinmeyen, bir eski efsane kahramanı olan Köroğlu'nun yanı sıra, adı Köroğlu olan bir şair de vardır… Aslında bu Köroğlu gerçeği veya efsanesi çok daha eskilere dayandığı düşünülmektedir. Biz bunu özgürlük ve adalet savaşçısı olarak ele alacağız ve Köroğlu’nun Ahmet Yesevi nin, akıl, iman, sabır, tedbir, tevekkül aşamalarından sonra, hala adaletsizlik, zulüm devam ediyorsa, o zaman Köroğlu gibi benden selam söyleyin bolu beyine, zulümden vazgeçsin diyebilmemiz için bu iki tarihi şahsiyetin kesişim noktasında bir dengede durmalıyız… Ozan/Şair Köroğluna da kısaca bakcak olursak…
Şiirlerinde coşkun bir seslenişle yiğitlik, dostluk, aşk, doğa, adalet, hak sevgisini çok sade bir dille anlatılır. Bu şiirler, hikâyeci âşıkların nesirle anlatılan hikâyeleri arasına serpiştirilmiştir., Türklük dünyasına yayılan bir Köroğlu destanının doğuşunu da hazırlamıştır. Örnegin…
Benden selâm olsun Bolu Beyi’ne // Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır // At kişnemesinden, kalkan sesinden // Dağlar seda verip seslenmelidir…
Bu iki şahsiyeti, şahsımızda yaşatmamız, kişisel ve toplumsal uyum için Yesevi karakterini karatemiz, haksızlık, hukuksuzluk karşısında Köroğlu karakterini karakterimize kesiştirebilirsek, birleştirebilirsek, biz kendimiz için, Toplumumuz için, İnsanlık için iyi bir karakter, vatandaş veya kişi, insan olabiliriz. Olmak Dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 18.9.2023
Kaynaklar
1* https://islamansiklopedisi.org.tr/ahmed-yesevi
2* https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%B6ro%C4%9Flu
|