|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
MEDYANIN İŞÇİ HABERLERİNE YAKLAŞIMI |
ÇALIŞMA HABERLERİNE MEDYA YAKLAŞIMI
YIL 1965 BİR GAZETECİNİN, BİR OLAYI DEGERLENDİRMESİ
Genel seçim sonuçları açıklandı, Buna göre AP %52.9 oyla iktidar oldu, buna takiben ben doğdum, daha başka ne oldu? O Tarihlerde kim başbakandı bakalım mı, 20 Şubat - 27 Ekim 1965 tarihleri arası Suat Ürgüplü Başbakan… Sonra 27 Ekim 1965 Süleyman Demirel Başbakan oluyor, bu başbakanlık 1969’a kadar devam ediyor..
1965’e bakmaya devam ettiğimiz de başka neler görüyoruz?
Zonguldak da Maden İşçi Olaylarına Tanık Oluyoruz, Olay Şöyle Gelişiyor…
“Zonguldak’ta 10 Mart 1965 yılında Karadon Maden Ocağı İşletmesine bağlı Gelik Bölümünde 1500 maden işçisi, 5 milyon tutarındaki yevmiye zammının (liyakat zammı) işçilere adil dağıtılmadığı gerekçesiyle gece vardiyasında ocaklara inmedi. Gelik işçileri daha sonra ikna olup ocağa inseler de işçilerin hak arayışları için çıkarttıkları kıvılcım diğer müesseseleri de harekete geçirdi. Direniş ertesi günü Kilimli ve Karadon ocaklarına yayılır. Üzülmez’e bağlı Çaydamar ocağını da etkiler. 11 Mart gecesi Kozlu kuyu başındaki madenciler de, kuyu başını tutarak ocaklara kimseyi sokmadı. 12 Mart gündüz vardiyasında Kozlu işçilerine Ereğli’den getirilen deniz piyadeleri müdahale etti. İşçilere ateş açılan olayda maden işçileri Mehmet Çavdar ve Satılmış Tepe hayatını kaybetti. Satılmış Tepe ve Mehmet Çavdar, Türkiye işçi sınıfı mücadelesinde vurularak öldürülen ilk işçiler oldu.
13 Mart günü, Bolu’dan gönderilen 10.000 askerle Zonguldak ve Kozlu’nun tüm giriş çıkışları tutulur. Kentin üzerinde alçak uçuş yapan jet uçakları bildiri atıyor, direniş karalanıyordu. Direniş işçilerin bir takım taleplerini kazanmasına da yardımcı olur.”
Olayı o tarihlerde değerlendiren Gazeteci Yazar Abdi İpekçi, ise Şunları Yazar…
Bir, maden işçileri psikolojik, ekonomik ve sosyal bakımlardan ufak bir kıvılcımla patlayabilecek gergin bir ortam içinde bırakılmışlardır. 10 lira yevmiye ile geçimini sağlamak, bunun için her an hayatını tehlikeye sokan bir işe katlanmak zorunda kalan işçinin ne büyük manevi baskılar altında bulunduğunu tahminde bulunmak kolaydır. İşçiler yanlış bir bilgi sonucun da almayı umdukları liyakat zammının istedikleri gibi gerçekleşmemesini görünce, Hiç şüphesiz infihale kapılacaklardı. Üstelik bu infialin haksızlık karşısında duyulan bir galeyan hali almasına yol açan sebepler bulunduğu anlaşılmaktadır.
İki, Yukardaki husus, gerek işletme yöneticilerinin, gerek sendika liderlerinin görevlerini yürütmede başarılı olmadıklarını göstermektedir. İktisadi güçlükler içinde ki işçileri galeyana getiren faktör aleyhlerinde ayrımlar ve haksızlıklar yapıldığı inancının yaratılmasıdır. Yöneticiler bu inancı haklı çıkaracak davranışlarda bulunmuşlarsa hataları büyüktür.
Üç, Olayların kanlı bir hal almasın da e galeyanın büyümesin de, işçilere ateş edilip aralarından ikisinin öldürülmesi, birçoklarının yaralanması çok büyük rol oynamıştır. Durumun ateş açmaktan başka hiçbir çarenin kalmadığı noktaya geldiği hakkında duyulan şüpheler kuvvetlidir... Yalnız Kozlu’daki işçiler arsın da değil, bütün memlekette tepki yaratacak bu davranışa başvurmadan, Jandarmayı İşçi öldürmüş duruma bırakmadan, başvurulacak tedbirler bulunabilirdi.. Bu bakımdan hakiki mermiler ateş kumandasını veren yetkili, büyük bir sorumluluk yüklenmiş durumdadır.
Dört, önceki hükümetlerin maden işçilerinin her an patlak verecek bir ortama sürüklenmesin de ihmalleri olduğu düşünülebilir.. İşletme ile işçiler arasında gerginlik ve haksızlık iddiaları bugün ortaya çıkan fakat öteden beri mevcut olan bir haldir. Ancak durum patlama noktasına geldikten sonra bugünkü hükümetin de gerekeni yapmadığı ortaya çıkmıştır… Kömür madenlerinde ki ihtilaf Kozlu’daki kanlı olaylardan önce patlak vermiş, grevler başlamıştı. Hükümetin 24 saat erken davranışı olayları önleyebilirdi. Bu yapılmadığı gibi çarpışmalardan sonra ki mücadelelerde de hatalı tutum güdülmüştür.. Bütün yük sadece İçişleri Bakanına bırakılmış, olayla birinci derecen ilgili bulunan Çalışma Bakanı neden sonra adeta zorla Zonguldak’a gitmiştir. Daha da önemlisi Türk-İş yetkilileriyle temasa lüzum görülmemiş, bu gibi hallerde çok faydalı danışma ve dayanışma ihmal edilmiştir. Bu olay koalisyon hükümetinin geçireceği ilk büyük imtihanlardan biri olacak v işçi meselleri hakkında ki anlayışını ortaya çıkaracaktır. Kozlu hadisesini, mevcut düzeni değiştirmek için vesile yapmak isteyenler bulunabilir.. Ürgüplü hükümeti bu akımlara kapılırsa daha işin başında büyük bir hata işlemiş olacaktır. 14 Mart 1965. Abdi İpekçi Ortaya Çıkan Gerçekler Makalesi…
İşte bir gazeteciye örnek, olayları çok taraflı değerlendiriyor, sanki hükümete ve vatandaşlara bir rapor sunuyor ki, bu konuda bir düşünleri olsun diye… Gelelim günümüze, iş kazaları oluyor hükümeti ve patronu kurtarma telaşı başlıyor, işçiler hak arama için eylemler yapıyor, haksızlığa maruz kaldıklarıyla ilgili bir cümle yokken, provokasyona düştükleri sahibinin sesi medya tarafından toplum inandırılıyor… Havaalanı işçileri bu sorunu yaşadı, şimdi de iki yer de daha grev ve eylem var.. Biri muhalif belediye ile anlaşamayan İzban da, İzmir Belediyesini zorda bırakmak için sık sık bu eylem dile getirilirken, hava alanı inşaatında tepki gösteren işçilerle hiç röportaj yapan Ulusal bir Tv. Gazete gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü Abdi İpekci seviyesin de gazetecilere gazeteler de yer kalmadı… Olaylar da gerçeği ortaya çıkaracak gazetecilerimiz ise var olmasına rağmen yazacak ne gazete, ne böylesine tarafsızlıkla haber yapacak haber tv kanalları kalmadı… Dün yılların Flaş tv si de frekans ücretlerini ödeyemediği için kapanmıştı. Sadece hükümetin kontrolünde ki haber kanalları haber vermekten çok yüzlerce eksik bilgi ve belge vermektedir… Bizde bu haberlere dayalı olarak işçilerin provokasyona düştüklerini zannedebiliriz… Haber kaynaklarının, gerçek haber alma hakkına saygı duyarak, toplumu olaylarla ilgili olarak tarafsızca bilgilendirme görevi ve sorumluluğunu unutulmaması dileğiyle… Selam ve Sevgiler…
HÜSEYİN BENEK – 5.1.19 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
-
Barış, Demokrasi, Özgülük Abdi İpekçi- ADAM Yayınları 1982
-
http://www.pusulagazetesi.com.tr/isciler-haklarini-istiyor-25-bin-madenci-tise-el-koydu-93612-haberler.html
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|