PARANIN GÜCÜ
Devletler için paranın gücü farklı, vatandaşlar için paranın gücü farklıdır, ama bir birini etkiler. Nasıl mı? Paranın degeri düşerse vatandaşın alım gücü düşer, devletin diger devletlere karşı siyasi ve ekonomik etkisi azalır. Yani güçsüz para çok matrah bir şey degildir... Yalnız üretmiyor da sürekli para basıyorsan, yada borçla piyasa da para bolluğu yaratıyorsan paranın degeri erezyona uğrar, aynı zamanda da eflasyonla vatandaşların alım gücü azalır.
Bu böyle uzun yıllar devam ederse borçlarınız artar, paranızın degeri düşer de düşer.... Nereye kadar yeni bir krize kadar... Kriz demek paranın degerinin küt diye düşmesi demektir, bu Devletin etkisinin azalması, vatandaşın alım gücünün aynı oran da, yada daha çok azalması demektir ki bunu son zamanlar da gelişmekte olan ülkeler sık, sık yaşıyorlar... Bize yaşanmadı, ekonomiye psikolojik destek var.. Ama hepimiz biliriz ki ekonomi psikolojik destekle degil maddi destekle döner yani, üretecekcin ihtiyaclara göre paylaşım sistemini ayarlayacaksın, tasarruf oranlarını ayarlayacaksın, kaynak yatırım, üretim tüketim dengeni ayarlayacaksın ki psikolojik destek maddi destekle birleşsin ülkemizin ekonomisini ucursun... Üzülerek söylüyorum psikolojik destekle hem özel sektörü hem vatandaşı çok hızlı borçlandırdık, bu borçlanmanın verdiği baharı yaşadık bundan sonrası için ne olacak derseniz? Acıkcası sıkıntılı bir döneme giriyoruz gibime geliyor... Ama umutsuzluğa kapılmayalım, sakin olalım kriz ve borç idare etmesini en iyi bilen bir ekonomist topluluğumuz var.. Biraz da üretim ve teknik ve sanayi yatırımın da uzmanlaşsak diyorum... Bu arkadaşlara uyarım, üretim, tasarruf, yatırım yanımızı çok ihmal ediyorlar... Alınan borç ve düşük tasarruf oranıyla kenara koyduğumuz paralara da sürekli bina yapılıyor... Bina üretmez, bina kimseye iş vermez, sadece mütahit ve bir kısım tedarikciler bu işden memnun kalır.... Ülkenin kaynak, yatırım dengesi bozuluyor, gün be gün üretimden uzaklaşırız/uzaklaşıyoruz, bu durumda paramızın degerini ve Devletimizin etkisini erezyona uğratıyor... Bir bölüm ekonomist dış ticaret acıgını engellenmenin yolnun paranızın degerini azaltmaktan geçtiğini söyler ki doğru ama bu kadar uzun sürmemeli degil mi?
Yaşı müsait olan herkes hatırlar 93-94 yıllarında ki Paramız üzerinde ki tüketim ve dış ticaret acığının baskısını gördük ve ardından gelen devalasyonu... Tamam bunu yaptık biraz dış ticaret acığımız azaldı, parada ki deger kaybından dolayı vatandaşın alım gücü azaldı ortaya biraz kaynak cıktı biz bu kaynagı ne yaptık, yatırıma dönüştürerek ekonomimizi mi geliştirdik yok... Ev, yol yaptık, araba aldık, üstelikte bu yetmemiş gibi hem kamu kurumlarını sattık, hem de hem hazine, hem vatandaş, hem de özel sektörü borçlandırdık... Bu ne demektir biliyormusunuz, karşılaşılacak krizlerden daha zor çıkacagız demektir... Nereden çıkarıyorsun diyorsan, eskiden hep hazine borçluydu, şimdi görünen o ki, hazine, özel sektör, vatandaş herkes borçlu yani, herkes krizde olacak... Çıkış yolu mutlaka vardır ve bu kadar akademisyen, bu kadar siyasetci, bu kadar düşünce üreten yazar, çizer var... Bunlar bir çıkış yolu bulunur...
Konumuz neydi, paranın gücüydü, uzaklaştığımızı düşünüyorsanız bu yazılanların hepsi paranın gücünü etkiliyor... Üretim etkilemez mi, tasarruf etkilmez mi, kaynak yaratma ve yatırımlar etkilemez mi tabi ki etkiler... Nasıl mı?
Ürettiğinizden daha çok para basarsanız, bir birim mal ürettiniz ama bunu alacak olan para birimi ikisiyse eflasyon olacak paranız güç kaybedecektir. Elinize gecen her parayı tasarruf yapmaz tüketime yöneltirseniz, yine eflasyona katkınız olacak ve paranızın degeri azalacaktır... Kaynak yaratmanın birinci yolu üretimdir, ikinci yolu ise tasarrufdur, bu iki yolda da sıkıntı varsa, borçlanmadır. Ne yazık ki biz bu iki yolu geçiyoruz, borç alıyoruz bunu da da yatırımda degil daha çok tüketimde kullanıyoruz.... Yatırım ne oluyor, bunu bana degil ülkeyi yönetenlere soracaksınız, cün ki kaynakların başın da onlar var...
Paramızın gücünü korumak istiyorsak, üretim tüketim, para mal, tasarruf harcama, nihai olarak da kaynak yatırım dengesine dikkat edecegiz ki, Paramızın gücünü ve devletimizin etkisini koruyabilelim...
Dilek ve temennilerimle selam ve saygılarımı sunarım....
Hüseyin Benek --- Şubat 15 --- www.vatandasfikri.com
|