Yaşam Tarzını Yaşama Hakkı

YAŞAM TARZLARINA MÜDAHALE

Hepimiz bir yaşam tarzının içine doğarız, bunu kabul etmek durumun da kalırız, bu kabulle yaşarken farklı yaşam tarzlarıyla karşılarız, biz bu yaşam tarzlarına karşı ister istemez çeşitli tavırlar takınırız… Bu tavırlar saygıyla, hoşgörüyle karşılama gibi olumlu olabileceği gibi, tepkisel davranışlarla olumsuz da olabilir… Bu iki tavrın yanı sıra ne olumlu ne de olumsuz tavır da takınılabilir. Yani üç tavırdan birini seçeriz, bu seçim aynı zaman da şu demektir…

Ben senin yaşam tarzını beğenmiyorum, benimle aynı mekanlarda bulunma derken sen de onunla aynı mekanlar da yaşamamayı kabul ediyorsun demektir… Bu normal gibi dursa da değildir, neden? Çünkü T.C vatandaşları yasalar çerçevesin de kamusal alanlar da yaşarlar, yani bu kamusal alan her vatandaşın alanıdır, bu nedenle kimse kimseye yaşam tarzlarından dolayı ayrımcılık yapmamalı yasal olarak da yapamaz… Yapıldığın da ise ne olur?

İstanbul da otobüste mini etek giydiği için tekme atan dengesizin maruz kaldığı kınanmaya ve cezalanmalara maruz kalınır. Ama biz bunu cezadan korktuğumuz için değil, yaşam tarzlarının o kişinin hakkı olduğu için karışamayız,  bu vatandaşlık bilinci olmadıkça toplumsal hayatın için de zaman zaman böyle dengesizlerle karşılaştığımız olur. Bir ara türbana müdahale eden akademisyenler gibi mini eteğe müdahale eden tiplerle de ne yazık ki zaman zaman karşılaşıyoruz… Bu tiplere şunu hatırlatalım mı? Arkadaş sen her ne şekil de giyiniyorsan, giyinme hakkının olduğunu düşünüyorsun değil mi? Evet, işte o mini eteği giyen arkadaş da öyle düşünüyor, türbanı takan arkadaş da öyle düşünüyor, sen ne kadar saygı bekliyorsan onlarda bu düşüncelerine ve yaşam tarzlarına o derece saygı bekliyorlar… Bu yaşam tarzı hakkının, temel vatandaşlık ve insan hakları olduğunu da unutmamak gerek… Yani bir kişi inancı gereği başına örtüyorsa, bir kişi kendisine yakıştığını düşünerek mini etek giyiyorsa kişisel tercihtir, kişi haklarına girer… Bunlara müdahale toplumsal sorunlara neden olur,  insanların inanç, düşünce tercih etme, bunlara dayalı yaşam tarzları oluşturma hakları vardır, bu haklar yasal, hatta Anayasal garanti altındadır…

Devlet bu hakları korumak için kurulmuş bir kurumdur, kimseye müdahale etmediği gibi müdahaleye de izin vermez… Hak ve özgürlükleri başkalarının hak ve özgürlüklerine zarar vermeden yasal durumlar çerçevesin de yaşanması için topluma yardımcı olur… Vatandaşların da kendi aralarında birbirini sınırlamalarına müsamaha gösteremez, son olay da bunu göstermiştir…  Bunu sadece bizim topluluk ve toplumsal değerlerimiz için de düşünmeyelim dünyanın her neresin de yaşanıyorsa yaşansın, başka toplumların değerlerine saygı duymamız gerektiğini unutmayalım…

Bu tür yaşam tarzlarına müdahale olaylarına siyasal değil, vatandaş ve kişi hakları acısından yaklaşmak gerektiğini düşünerek, daha iyi, daha özgür, daha barışçıl, daha çok sevgiye, hoşgörüye dayanan, başkalarının değerlerine, yaşam tarzlarına saygı duyduğu kadar, kendi değerlerine ve yaşam tarzlarına da saygı bekleyen fertlerin oluşturduğu toplumsal düzen de yaşamak dileğiyle… Selam ve sevgilerimle…

Hüseyin Benek --- 22.9.16 ---- soninternethaber.com