BAŞKANLIK SİSTEMİ YENİDEN Mİ TARTIŞILACAK?
Başkanlık rejimlerinin iyi tarafları eksik tarafları çok tartışıldı, biz de bu konuyu tartıştık hatta bu demokrasi geleneğiyle sorun olacağını belirtmiştik… Devletin iktidarını vatandaşlar adına kullanan parti, kendini de zor durumda bırakma pahasına bu sistemi tercih etti..
Koalisyonlar bitecek dedi, koalisyon zorunlu hale geldi, kararlar hızlı alınacak, bürokrasi bitecek, ekonomi uçacaktı.. Oysa ben demokrasi kültünün tam yerleşmediği toplumlarda koalisyonların bir denge denetim görevi yaptığını düşünenlerdenim.. Örneğin şimdi yerel yönetimlerde belediye başkanı farklı, meclis de çoğunluk farklı bir partiden… Bu ilk bakışta belediye başkanı için kötü gibi dursa da meclis denetimi ciddi bir şekilde yapılacak güçler ayrılığı ilkesi yerel meclislerde işleyecek demektir… Şimdi başkanlık sistemine güçler ayrılığı ilkesi gereği bakalım ve bu konudaki eksikliklerin tamamlandığında başkanlık sisteminin tıkır tıkır işleyeceğini söyleyebiliriz…
Örnegin üst kurullara, yüksek yargıya üye atanırken ya meclis atamalı, yada o üst kurulunun görev alanındaki sorumlu meclisler, meslek mensupları atamalı, yada nitelik, liyakat, tecrübe gibi görevin gereği acısından atanacak kişiler de şartlar aranmalıdır… HSK üyelerini Hakimler savcılar doğrudan kendileri atamalı, orada hükümet sembolik olarak temsil edilmelidir… Yargı bağımsız olursa, örneğin, yargılama esnasında dava bitmeden değişen hakimlerle karşılaşmayız, dava ve hizmet süresi bitmeden tayin işine rastlamayız, bunlar olursa yargı bağımsız olur… Bağımsız yargıya da toplumsal güven oluşur, güçler ayrılığı ilkesinin yargı ayağı gelişmiş, yargı denetimi işlemiş olur… Güçler ayrılığının diğer ayağı nedir, yasamadır, yasama nasıl ayrı bir güç olur? Batı demokrasilerine bakıyoruz, adam kendi partisinin istediği kanunlara bile muhalefet edebiliyor, bunun nedeni nedir? Milletvekillerinin temsil gücünün yüksek olması: Bu ne demektir? Bu Şu Demektir? Milletvekilleri temsil ettikleri ildeki üyelerin seçmesiyle aday olabiliyorlar, böylece bir karara evet veya ret derken, lidere değil, bakana değil, grup başkanına değil kendi vicdanına danışarak evet veya ret edebiliyor… Şimdi durum tam tersidir vicdanına yatsın yatmasın iktidar partisindeyse evet der, muhalefet partisindeyse ret eder… Şimdi size iki örnek vereceğim, bu gerçekten de, bana göre ret edilmeyecek bir öneriydi, ama ret edildi, neden? Birisi Andımızın ilkokullarda okutulmasının oylanmasıydı, bu öneri bir muhalefet partisinden geldiği için ret edildi, en milliyetçi olduğunu söyleyen partiye mensup milletvekilleri bile çekimser kaldı… Andımız ne diyor bir okuyun neden itiraz edilmiştir üzerine düşünün… Sonra devletimizin Kısaltması olan T.C Türkiye Cumhuriyeti harflerinin Devlet Kurumlarının önüne T.C … Bakanlığı, T.C …. Müdürlüğü gibi ilave edilmesi için oylama yapılıyor, T.C devletinin bir kurumu olan adıda TBMM olan yerdeki üyeler bunu da ret ediyorlar… Bunun nedeni ne ola ki, en iyimser tahmini yapalım bir muhalefet partisinin önerisi olduğu için ret edilmiştir. İyi de iyi bir düşünce muhalefetten geldiğinde ret etmek, iyi uygulama hükümet eden partiden geldiğinde sırf muhalif olmak için hayır demek, bunlar akıl dışı meclisteki siyasal grubun baskısıyla vekillerin bağımsızlığının temsil gücünün, yasama yetkisinin ortadan kaldırılması demektir… Bu kaldırılan yetkiler nerede toplanmıştır, Yürütmede…
Yürütmenin bu kadar güçlü olması demek, denetimden uzaklaşacak demektir, ortak aklı, istişare mekanizması işleyemeyecek demektir… O zaman son zamanlarda yürütmenin bir yetkilisinin sık sık aldatıldım, aldandım gibi, Allah affetsin gibi, Şehre ihanet ettik gibi sözleri toplum olarak daha sık duyacağız demektir… Yine yürütme denetim dışı olduğunun farkında olacak ki biz millete hesap veririz, diyor, millete yani oy veren vatandaşa nasıl hesap verilecek? Sokaktan bir vatandaş gitse bir kamu kurumuna toplanan vergilerle neden bu kadar lüks araba alınıyor, alınamadığı durumlarda kiralanıyor… Ben ise borç ödeme telaşı içindeyim bu yanlışı yapmayın dese… Yada meclise gitse en lüks arabaya bunda benim de hakkım var diye kurulsa ne olur… Şaka, sakın yapmayın ha, zaten meclise her girişimde kendimi suçlu gibi hissettirecek kadar bir güvenlik anlayışı varki ancak zorunlu hallerde gidiyorum…
Yasama yeteri kadar güçlü değil, Yargı Yeteri kadar güçlü değil, bütün güçleri Yürütme, üstelikte başkan elinde toplamışsa, burada denetim zor olur, denetimin olmadığı yerde yönetim dengesi zor olur… İşte bu nedenle başkanlık sisteminin eksiklikleri giderilsin, devam edilsin… Bunu toplum onayladı, Hukuk fakülteleriyle, Türkiye Barolar Birliğiyle, HSK ve muhalefet partileriyle istişare edilsin, muhalefet partileri de makul önerileri onaylasın demokrasimiz normalleşsin, güçler ayrılığı ilkesi işlesin, denge ve denetim mekanizmaları oluşsun, oluşturulsun.. Ülkemiz daha iyi yönetilsin, Yönetilmesi dileğiyle selam ve sevgilerimle..
Hüseyin benek – 4.7.19 – vatandasfikri.com
|