DEMOKRASİNİN ÜÇ, ARTI BİR AYAGI
Demokrasinin, Demokrasi olabilmesi için en az dört ayağı olabilmelidir bu ayaklar nedir?
Demokrasiyi sadece seçim sananlar, ben seçilirsem demokrasi dışına da çıkarım diyebilirler, ben milleti referanduma götürürüm demokrasi yerine başka bir rejim getirebilirim diyebilirler… Bunu açıktan derler, davranışlarıyla belli ederler, ben bir liderin son ifadesiyle açıktan dediklerini düşünmeye başladım, bu ifade ise AYM nin kapatılmasından bahsedilmesi böyle bir söylem demokrasi sınırını aşmaktır, bu tür söylem kullanan siyasilerin partilerine yasal yaptırım gerekebilir… Biz ateşli, sarhoşvari, coşkulu grup konuşmalarının neden olduğu kısır siyasal tartışmalara girmeyelim, demokrasinin üç artı bir ayağına dönelim…
Demokrasi, devletin gücünün otoriter yönetimlere dönüşmemesi için güçler ayrılığı ilkesi gereği devletin gücünü yasama, yargı yürütme, olarak üç ayrı kuruma verilmiştir ki! Demokrasi dışına çıkma girişimleri engellensin, hatta karşılıklı denge denetim yoluyla her erk, devletin gücünü hukuk kuralları dahilinde toplumumuzun yararına kullanması için karşılıklı bir birini denetlesin… Bu güçler ayrı olsa da, amaçları aynıdır, amaç nedir, oluşturulmuş hukuk kurallarına dayalı olarak daha iyi yaşanmasıdır. Daha iyi yaşamak için demokrasinin güçler ayrılığı sistemine dayanması gerekir, bu güçler ve bu gücü kullanan kurumlar hangileridir…
Yasama, yani yasama bağımsızlığı ve dokunulmazlığı içinde demokratik hukuk kurallarına göre kanun yapmak, yasa yapmaktır, bu yasa yapan meclis TBMM dir, üyelerini vatandaşlar kendilerini temsilen yasa yapsınlar diye seçerler… Bunların yasa yaparken kendi vicdanlarını ve onları seçerek oraya gönderenleri dinlemeleri için partilerde üyelerle ön seçimle seçilmeleri gerekir… Bizde bir parti istisna hepsi genel merkezden aday belirlemektedirler… Bu durum yasama üyelerini ve yasamayı liderlerin gereğinden fazla etkisine acık hale getirmektedir…
Yargı, yapılan yasalara uygunluk denetimi yapar, bakın meclis yasa yapar kendi yargılamaz, yargılamayı yargı yaparken diğer erklerden bağımsız olması gerekir.. Bu ise hakimlerin bağımsızlıklarıyla mümkündür, onlar ise HSK (Hakimler Savcılar Kurulunun) bağımsızlığıyla bağımsız olabilirler… Yüksek yargı bağımsızlığı ise üyelerin yargıçlar tarafından seçilmesiyle mümkün olabilir, bizde bu konularda biraz sorun vardır… Nereden çıkarıyorsunuz derseniz, yürütmeyi, hükümeti destekleyen bir parti lideri bir yüksek mahkeme olan Anayasa Mahkemesini kapatılması gerekiyor artık gibi, demokrasi sınırlarını aşan sözünden çıkarılabilir… Gelelim Yürütmeye..
Bu yürütme kimi yerde başbakan ve bakanlar kurulu, kimi yerde başkan ve atadığı bakanlar olabilir, önemli olan güçler ayrılığı gereği oluşan genel hukuki sınırlara riayet etmesidir, ediliyor mu genel olarak ediliyor olsada bazı durumlarda kanun eleştirisi yerine, yargıç eleştiri yapıldığı olmaktadır… Geçenlerde de bir bakan hoşuna gitmeyen bir karar alındı diye AYM ye, veryansın ediyordu… Kararları nasıl değerlendirmeliyiz?
Kararlar, bizim hoşumuza gidiyor veya gitmiyor diye değerlendirilemez, neden? Kararlar kanuna, yasaya uygunsa uyulur, kanuna uyğun değilse bir üst mahkemeye başvurulur, hatta iç hukuk yolları tükenince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yolları acıktır… AYM kararlarına saygı duyamayan siyasilere son önerim…
AYM kararları hukuk kararlarıdır, AYM en üst yargı mahkememizdir, kararları herkesi bağlar, sizi daha çok bağlamalıdır… Bağlaması dileğiyle!! Dördüncü ayak nedir onu cevaplamadık, dördüncü ayak demokratik kurallara uygun seçimlerdir, bu seçimi ülkem daha iyi yönetilsin diye seçim yapan vatandaşlık bilinci, demokrasiyi tamamlar, daha iyi demokrasi, daha iyi toplumsal yaşam demektir, daha iyi yaşanması, dileğiyle, selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 1.4.21
|