VATANDA, NASIL VATANDAŞ OLUNUR?
Vatandaşlık üzerine düşünürsek, sorumluluğunun çok olduğunu anlarız, vatandaş önce vatanı, vatan yapar, sonra vatan nasıl idare edilecek onun için bir devlet ve devlet sistemi kurar, sonra kendi oluşturduğu bu sınır ve düzen içinde vatandaşlık hakları ve sorumluluklarıyla yaşar. Böylemi olur, genel olarak böyle olurken bazen bu durum da aksaklıklar olabilir, bizde bunların nedeni üzerine duralım, neden bu aksaklıklar olur?
Bence, bunun temel nedenlerinin başında adalet eksikliği gelir, kurduğunuz düzen bazı vatandaşlara ayrıcalık tanırsa, bazılarıda itiraz eder, itirazları dikkate alınmazsa sorun çıkar. Vatanı kuranlar, vatanın sahibidirler ve bu vatanda hepimizin 80.000.000/1 hakkı vardır, hepimiz farklılıklarımıza göre de olsa vatandaşlık hakkında eşit sayılırız, olmalıyız, oluyor mu, siz bu soruya cevap verin bende başka bir soru bulayım, ne dersiniz?
Dogu toplumları, devletleri genel olarak, önceki devletimiz Osmanlı İmparatorluğu da nispeten kast sistemiyle idare edilen devletlerdir. Yani aganın oğlu olarak doğarsan agasın, marabanın oğlu olarak doğarsan maraba, bunu aşmak için vatandaşlık hakları en azından biz marabalar için önemlidir. Bizde eğitim alır, bizde yönetimde söz sahibi oluruz, örneğin genel olarak yöneticilerimiz neredeyse en alt gurubun fertlerinden de çıkabilir. Şimdiki yöneticilerimiz Bin Ali bey ve R. Tayyip beyler kast sisteminin olduğu bir sistemde yönetici olamazlardı, çünkü onların babaları yönetici değillerdi… Ona rağmen önceki yönetim şeklimize öykünmelere yönetenler ve yönetilenler arasında tanık oluruz… Onlar bizim kültürel atalarımızdır, onlar bizim tarihi gerçeklerimizdir, ama onlar gibi davranamayız, kast sistemine yakın bir sistemi geri getirerek vatandaşlık haklarını öldüremeyiz. İşte bu nedenle biz vatandaşlara çok iş düşmektedir, bu iş ise haklarımızı, vatanımızı ve yönetim sistemimizi korumaktır. Yeni sorumuz! Bunların hepsini neden vatandaşa yüklüyorsun, diyenleri duyar gibiyim… Şundan…
Devleti işletenler kamu görevlerinin yanı sıra aynı zamanda vatandaşlardır, hatta vatandaş oldukları için kamu görevine girerler, kamu görevi bir iş değil aslında kamu görevidir, nasıl imamlık bir iş değil ama bu işe bu kadar zamanını ayırana para verilmesi ailesinin rızkını çıkarması gerekirse diğer kamu görevlileri de öyledir. Kamu görevlileri vatandaşa hizmet etmek için yine vatandaşın içinden seçilen kişilerden oluşur, ne yazık ki yine eski sistemin kalıntısı olan teba kültürü daha henüz silinememiş olsa gerek ki, yönetim için seçilenler ve kamu görevlileri vatandaşın hizmeti için orada bulunduklarını unutacak kadar enaniyet ve mağruriyet içinde olabiliyorlar… Bazılarına bakıyorum gerçekten de kibir abideleri gibi dolaşıyorlar, onlara sorasım geliyor ne yaptın, hangi içat senin, hangi toplumsal sorunu çözdün, hangi üretime katkı sundun, toplumun ürettikleriyle tabir caizsse yine saray kültüründen kalan kültürün yönlendirmesiyle şaşalı bir şekilde yaşıyor yöneticilerimiz. Ayrıca şu da canımı sıkıyor, düşünün ki ben bunu dedim iktidarı desteklemiş kişiler hemen savunmaya geçiyor.. Sen bizim seçtiğimiz adama nasıl bunları dersin diye, o zaman sen de, eleştiri değil, öz eleştiri olsun değil mi? Yok sanki kendisi alkışçı başı, alırım maaşı sallarım başı zihniyeti bu ülkeye fayda getirmedi, belkide önceki devletimizi bu zihniyet batırdı…
Ya bir vatandaş nasıl olur dedik, nalına da, mıkınada vurduk gittik, evet vatandaş haklarıyla, sorumluluklarıyla ve hakkına da sorumluluklarına da sahip çıkarak olunur. Biz ne kadar vatandaş olabildik bu soruyu da sormalıyız, kendimizce cevaplar bulmalıyız. Yani toplum olarak şöyle bir hata yapıyoruz, bunu iktidarı da, muhalefeti de, vatandaşı da, kamu görevlisi de yapıyor, hep karşı tarafı eleştiriyoruz, biraz da öz eleştiri yaparak… Biz bu yaşanan olumlu ve olumsuzluklara ne katkımız oluyor, vatan üzerinde yaşarken, vatana ve diğer vatandaşlara ne katkı sunuyoruz, ne üretiyoruz, ne alıyoruz, ne tüketiyoruz? İşte bu soru biz vatandaşlara, vatan da vatandaş olma bilinci verecektir, düşünceleriyle… Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 20.3.17 --- vatandasfikri.com
|