PARTİZANLIĞIMIZ NEDEN?
Biz toplum olarak siyasete kendimizi öyle kaptırmıyoruz ki taraftarı olduğumuz siyaset yüzünden hem kendimizi, hem toplumumuzu, hem ülkeyi, hem de dünyayı birlikte paylaştığımız insanları unutuyoruz… Bu unutmaların biz de bir maliyeti oluyor farkındamıyız? Değilsek zararını görürüz, hele hele siyaseti rasyonel gerçeklere dayalı değil de duygusal abartmalara dayalı olarak, bir de partizanca yaparsak, bu zarar görmelerimiz devam edecek diye ön görüde bulunabiliriz… Neden bizim oy verdiğimiz, başarılı bulduğumuz siyasetçilere bir bakıyoruz ki gerçekte başarılı olamamışlar, düşünün bir kere…. Menderes, Demirel, Özal başarılı başarılı bulunmuş ve yogun şekilde toplumdan alkış almışlardı, oysaki başarılı olmuş olsalardı, biz teknolojik bağımlılık içinde olurmuyduk, ekonomik olarak bu kadar borcumuz bulunurmuydu?
Biz ekonomik olarak ilk 20 ekonomi arasındayız, ülkemizin büyüklüğü ve kaynaklarının verimli kullanılması durumunda üretebileceğimizin beklide çeyreğini üretiyoruz…. Belkide ğretim tüketim dengesi bozuk bizim gibi başka bir OİDC ülkesi yok… Üretmiyoruz ve aynı zamanda daha çok tüketiyoruz, siyasetçilerimiz daha zengin ülke siyasetçilerine göre lüks harcamalar yapıyor, yönetenlerimiz kamu kaynaklarını hovardaca kullanıyor, her kesim kendi yanlış adamlarına partizanlık adına sahip çıkıyor… Sonuç sürekli kaybeden bir toplum olarak yaşıyoruz… Devrim oluyor ilk 20-25 yıl iyi büyüyoruz, sonrası yine tüketerek, tükettiğimiz içinde borçlanarak büyüdüğümüzü geliştiğimizi sanıyoruz… Kendi parti yöneticilerimiz ekonomik ve dış politikada önemli hatalar yapıyor, partizanlığımız bu kayıpları, dava için yapılıyor havasıyla görmezden geliyor… ABD 6 milyar dolar insani yardım yapıyor, biz onun onda biri ekonomik büyüklüğü sahip değilken aynı yardımı yaptık diye övünüyoruz... 6.5 milyar dolara Türk Telekom’u sattığımızı unutuyoruz, aldığımız borçlarla saga sola caka yapıyoruz, yardım ediyoruz havaları atıyoruz, böyle giderse yardıma muhtaç bir ülke olacağız, diye kaygılar taşıyorum… Partizan arkadaşların bir bölümü bizim lider halleder diyor, bir bölümü de, muhalifleri dinliyorum, millet kör aşık gibi diyorlar, zarar da görsek partizanca destekleyenlerin bu destekten vazgeçmeyeceklerini ifade ediyorlar… İşte böyle partizanlık bir körü, körüne bağlılık gerektiriyor, bu da ne yazık ki bizim toplumumuz da ciddi bir siyasal tıkanıklığa neden oluyor… Liderler partinin lideri değil, parti liderin partisi gibi bir hava ve davranış içindeyiz, ne yazık ki göremiyoruz… Çünkü kör aşık sendromuna tutulmuşuz…
Son olarak parti üyelerinin siyasete, siyasal kararlara katılım sürecine bir bakalım mı, bence onu ben yazmayayım, biz parti üyeleri alınan siyasal kararlara katılabiliyormuyuz, aday belirleme de ne kadar etkiliyiz, hatta aday olabiliyormuyuz? Bu sorular üzerine oy verdiğimiz partiyi inceleyelim mi? Aslında adayı kim belirliyorsa, bana göre sonucu da o belirliyor, benim anladığım etkisizliğimiz, ite bu nedenle koluyu komşuyu, akrabayı, akranı, arkadaşı siyaset yüzünden kırmaya gerek yok… Biz üye vatandaş olarak, oy veren vatandaş olarak etkisiz elemanız, her şey yukardan belirleniyor, bunu biliyoruz..
Son soru, madem parti içi kararlar da, genel politikalar da etkimiz sıfıra yakın neden bu kadar aşırı partizanlık? Düşünmek dilegi ve temennisiyle selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 5.10.17 --- vatandasfikri.com
|
|