DİLİM KALEMDİR BENİM

Dil benim neredeyse her şeyim, düşüncem, davranışım, derdimi anlatma aracım, sorunlarımı çözmek için karşılıklı anlaşma aracım… Dilim benim, kalemdir benim… Bütün bunların yanı sıra günümüzün doğrularını yanlışlarını, tercübelerini gelecege miras bırakma aracımız yine dilimizdir… Kültürümüzü geleceğe dilimizle miras bırakırız, bize ait ne varsa, sözle, yazıyla yani dille bu büyük görevler başarılır, bu başarının temelinde bize gelen kültür vardır, biz de bu kültürü bizden sonranın kültürü yapabildikce millet olma bilincimiz devam eder. Bu görevi üstlenen dil, degerlerin devamlılıgını sağlayarak toplumsallaşmaya da önemli katkılar sağlar. Bu nedenle bütün toplumlarda dil o toplumun kalesidir, son derece önemlidir.

Bu durum bizim için degeçerlidir, dil bizim de kalemizdir, o kalenin içinde düşünür, o kalenin içinde aşkımızı ifade ederiz, o kalenin için de meramımızı anlatırız. Bu dille yazar bu dille okuruz…  Milletimizin, devletimizin dili olarak kalemiz Türkçe dir, bu kaleye özenle korumalıyız. Sadece bizim dilimize özen göstermekte bencillik olur, her dile kendi dilimize gösterdiğimiz özen gibi saygılı davranmalıyız. Bunu şöyle ifade edersek daha iyi anlaşılır hale getirmiş oluruz. Her insan saygıyı hak ettiği gibi, onun dili de saygıyı hak eder…

Türkcemizin bütün diller arasında ki yerine baktığımız da hatırı sayılır bir yeri vardır. Günümüz dünyasında yaklaşık 6 bin tane dil konuşulmaktadır. Türkçe’miz, UNESCO raporlarına göre Dünya dilleri arasında başta Orta Asya olmak üzere, çeşitli ülkelerde toplam 200 milyondan fazla nüfusun konuştuğu dil olarak 5. sırada yer almaktadır. Tarihi süreç incelendiğinde Türk dilinin 4000 yıllık bir mazisi bulunmaktadır. Bunca yıldır Türk ilim ve fikir adamları, sanatkâr, şair, edebiyatçı ve yazarlar her sahada birçok eser vermek suretiyle Türkçemiz’in ne kadar zengin bir dil olduğunu tüm dünyaya ispat etmişlerdir. Verdikleri eserlerle dilimize sahip çıkılmış ve bozulmadan bugüne kadar gelmesine önemli katkılar sağlanılmıştır. Bu kale günümüze kadar bu haliyle bize, atalarımızdan miras bırakılmıştır, biz de bu mirası, emaneti gelecekte dilimizi kullanacak olan torunlarımıza miras bırakmalıyız.

Yazar ve cizerlerimizin, sanatcılarımızın, siyasetcilerimizin, toplum olarak hepimizin görevi kalemizi korumak, kalemizi daha da sağlam hale getirmektir. Bunun için yabancı dil özentileri yerine, yabancı eğitim dili yerine dilimizi tercih etmeliyiz. Efendim kavramlar daha çok yabancı dille kavramlaşmıştır… Evet, olabilir, Türkce karşılığını bulamayacağımız kaç tane yabancı kavram olabilir ki? Üç beş tanesini yabancı dille ifade etmekle egitim dilimiz de yabancı dil tercih etmek arasında çok fark vardır.

Bütün bunları üst, üstte koyduğumuz da dilimizi de zamanımız da ki erozyon daha büyük olduğu anlaşılır ve bu erezyon böyle giderse Türkcemiz büyük kayıplar yaşar…

Hüseyin Benek – www.vatandasfikri.com – Kastamonu – 16 Eylül 13