KENTLERDE YEŞİL ALAN VE KALDIRIM İŞGALLERİ

Kentlerin güzellikleri, genellikle yeşil alanlarıyla parklarıyla ölçülür, meydanlarıyla ünlüdür kentler. Hizmet alanlarıyla spor merkezleriyle, kültürel kapasiteleriyle (tiyatro, sinema, yayıncılık) kongre salonları, turizm özellikleri (deniz, tarih, dağ, kış) isim yapar kendilerini ülke ve dünya çapında marka yaparak duyururlar.

Bir kent bu saydıklarımızdan bir kaçıyla öne çıkabileceği gibi sadece bir özelliği ile de öne çıkabilir. Biz şehrimizin özelliğine göre bunlardan biriyle şehrimizi öne çıkarmaya çalışırız ki şehrimiz bu alanda markalaşsın.

Bütün bunları bir kenara koyalım kent sorunları içinde bence öne çıkan, iki sorunu gündemimize alalım ve tartışalım.

Kaldırım işgalleri; bu reklam panoları, tabelalar, büfeler ve sınırlarını aşan esnaflar, park edilen taşıtlar tarafından işgal edilmektedir.

 Belediyeye ait reklam panoları, esnaflara ait tabelalar, yine belediye tarafından verilen büfe ruhsatları, dükkânının önüne koyduğu eklerle kaldırıma taşan esnaflar, araçlarını kaldırıma bırakan vatandaşlar yayaların için yapılan kaldırımları yürünmez hale getirmektedirler.

İkincisi ise; Kentlerimizdeki az sayıda olan yeşil alanlar ise daha üst düzey bir işgalle karşı karşıyadır.

Bu yeşil alanlar, kent ve kasabalarda insanın dinlenmesine, gezmesine, çocukların oynamasına ayrılan ve bu yerlerin başka kullanımlarla işgal edilmesini engellemek amacıyla kent yöneticilerince düzenlenen gezinti yolu, ağaçlı yol gibi ortak kullanım alanları olarak tanımlanır.

Açık ve yeşil alanların kent dokusu içindeki fonksiyonlarını şöyle açıklayabiliriz:

1- Bir kentin fiziksel yönden dengesini sağlayarak, kent bütünü içinde bina ve insan kitlelerinin yoğunluğunu hafifleten bir denge oluştururlar,

2-Işık, hava, gürültü ve yaya emniyeti için önemli roller üstlenirler,

3-Kent iklimini olumlu yönde etkilerler,

4-Toplumun aktif ve pasif dış mekan etkinlikleri için uygun mekanları oluştururlar,

5-Kent içerisinde insan ve çevre arasında ölçü yönünden bir denge kurarlar,

6-Kente estetik bir görünüm kazandırırlar.

Kent içerisinde ve yakın çevresinde bulunan açık ve yeşil alanların önemli işlevlerini şöyle özetleyebiliriz:

1- Serinlik etkisi,

2-Nispi hava neminde artış,

3-Temiz hava sağlama,

4-Kirli havanın filtre edilmesi,

5-Oksijen üretimi.

Kent içerisinde açık ve yeşil alanların, kentin peyzaj güzelliğini arttırıcı ve bazı özellikleri ile kentlerin düzensiz gelişmesini önleyici özellik taşımaları gerekmektedir. Bu amaçlara ulaşabilmek için açık yeşil alanların kent içindeki dağılımları ile estetik ve fonksiyonları çok iyi bir şekilde düzenlenmiş olmalıdır.

Bunlar şu yöntemlerle işgal edilmektedir.

1- Taksi durakları

2-Büfeler

3-Muhtarlıklar

4-reklam panoları

5-Park bekçi kulübeleri

6- Bazılarının içine yapılan restoranlar ve çay ocakları

7- Baz istasyonları

Ankara Dışkapıda dediğimiz bölgede İrfan Baştuğ cad. Altındağ caddesinde Fıskiyeli bir köşe vardı, bu alanı güzel gösteriyordu buraya muhtarlık yapıldı, yine Ankara Kalaba mahallesinde bir park ve çocuk oyun alanı vardı, buraya da muhtarlık yapıldı. Hemen hemen her parkın köşesine ya bir taksi durağı yada bir büfe konulmaktadır.

Şimdi hemen belediyelerin savunmalarını duyar gibiyim, bizden önce konmuş, muhtarlar yersiz mi kalsın, taksiler ve büfeler insanlara hizmet veriyorlar, baz istasyonlarını nereye kuralım, park bekçileri nerede kalsınlar vs..vs

Bana kalırsa kentin yüzü, kentlinin nefes alacağı yerler olan yeşil alanlar ve parklar bir kent planı içinde korunacak öncelikli yerlerdir. Bunlar korunamıyorsa kentlilik bilinci gelişmemiş rant bilinci gelişmiş bir toplumuz demektir.

Rant genelde üretimin değil, uyanık kent yöneticilerinin ve kolay yönden zengin olmak isteyenlerin ortaya çıkardığı bir zenginlik aracıdır. Üretime dayanmayan zenginlikler yalancı bahar gibidir, kendinizi kandırırsınız zengin sanırsınız o kadar.  Bunu kentinizin yeşil alanını işgal ederek yaptığınız için gelecek kuşaklar sizi saygıyla anmazlar.

Bu yeşil alan işgalleri o noktaya geldi ki, artık şöyle konuşmalarla karşılaşacağız, burada bir park vardı nerede, şu büfe ve reklam panolarının arkasında diye parkın yerini tarif edeceğiz çok yakında.

Yine nokta vereceğim Kolej kavşağın da tam Kurutuluş parkının güzel görüntüsünü engelleyen devasa bir reklam panosu var, Yine Etimesgut da Elvankent mahallesinde 15 cad. 1464 sokak köşesindeki parklar ve yeşil alan reklam panolarıyla kapatılmış.

Yine Keçiören de Dutluk durağında ki park ve yeşil alan reklam panolarıyla kapatılmış.

 Zafer parkında bir köşede büfe, diğer köşede taksi durağı öbür köşede büfe bulunmaktadır.

Güven park ise hem bulvar tarafından hem de içteki milli müdafaa caddesinden büfeler, halk ekmek bayi, reklam panoları, otobüs hareket noktaları ve üsten de çiçekçiler tarafından tam bir ablukaya alınmıştır. Mevcut durum budur.

Bütün bunlar uygun yerlere taşınacağına gün be gün yenileriyle yeşil alan işgalleri devam etmektedir. Şuanda buralardan ekmek parasını çıkaran insanlar vardır, bunların da mağdur edilmeden parkların işgalden ve ablukadan kurtarılması Kentlerimizin güzelliği ve Kentlilerimizin sağlıklı çevrede yaşamaları için gereklidir.

Naçiz hane bir öneriyle yazımıza son verelim isterseniz. Mahalle hizmet alanları yapılarak bu sorunlar aşılabilir, kent merkezlerinde ise bu alanlar yer altına yapılarak kentlinin hizmetine sunulabilir. Yöneticilerden ricam son yeşil alanlar rant politikalarına kurban edilmesin diyerek daha güzel bir kent de yaşamak dileğiyle selam ve sevilerimle…

Yararlanılan kaynak: http://peyzaj-mimarligi.blogspot.com/2009/08/acik-ve-yesil-alan-kavrami-nedir.html