ÖLÜM
(Satı Hanım, Ne Çok Sevenin Varmış)
Bu bayramda 120 kişiyi trafik kazalarında kaybettik, komşu köyümüzden Mahmut dayıyı kaybettik, bayram ertesin de ise köyümüz sakinlerinden Satı(Feride) hanımı kaybettik, ölüm karşısında çaresizliğimizi yine hissettik… Köylülerimiz Satı hanımı çok severdi, günlük hayatın içinde insan zaman zaman birbirini kırar ya, Satı hanımın kimseyi kırdığına ben tanık olmadım, ilkokulu birlikte okuduk benden bir yaş büyüktü, taa çocukluğumuzda bu yana ben kimseyi kırdığına, birileriyle ilgili dedikodu yaptığına hiç mi, hiç tanık olmadık… Hep iyiliğine, yardım severliğine, paylaşımcılığına tanık oldum, Allah katında da iyiliğine tanıklık ederim… Allah rahmet eylesin, iyilerle değerlendirsin… Kastamonu da yatarken, insanların arması, sorması, ziyaret etmesi karşısında, oğlu Musin’ ne çok sevenimiz varmış Muhsin demiş , Satı hanım… Bende onu bir defada cenaze namazında dedim, o kadar çok katılımcı vardı ki ne çok sevenin varmış Satı hanım… Allahın kullarının sevgisine nail olan Allah’ın da sevgisine nail olur, düşüncesiyle… Satı hanım gibi kendimizi sevilir hale getirelim ki hem Allah, Hem de kulları sevsin bizi… Cenaze işlemlerin de baştan sona kadar, bulundum, bazı durumlara tanık oldum, bunlara da değinmeden geçemeyeceğim… Ölüm karşısında sessizce ölümü kabul etme dışında seçeneğimiz de yok…
Ölüm karşısında bir yanımız isyan ederken, bir yanımızda Allah’ın emri olduğunu düşündüğümüzden dolayı ölüme adın kalleş de, diyemiyoruz… Ölümün, Satı gibi iyi insanları daha çabuk aldığına tanık oluyoruz, sessizce Allah’ın gücüne gitmesin diye de içten içte tepkiliyiz ölüme… Satının oğlu Muhsin isyan edecek edemiyor, kızacak kızamıyor, üzüntüsünü, acısını bile isyan sayılır diye içinden geldiği gibi yaşayamıyor… Muhsin nasıl da Ananı sevdiğini, düşgün olduğunu gördük, bir evladın Anası için ne yapası gerekiyorsa onu yaptığına, hem Dünya hayatında hemde ahirette tanıklık ederiz… Allah her Anaya senin gibi evlat nasip etsin, Allah senen bir evlat olarak razı olsun… Muhsin’in nasıl imanıyla, isyanı arasında kaldığına da tanık olduk, bazı hastane ve doktor hataları ve eksikliklerini de dile getirilmesi üzerine Muhsin’in acısının daha da artığını gördük… Muhsin’e ve ailesine sabır dileyerek, acısını içinden geldiği gibi yaşaması için…
Bence insanlarımıza biraz daha alan ayırmak, her anlarına her daim müdahale eden din ve iktidar anlayışını terk etmek gerektiğini düşünüyorum… Bunu neden diyorum… Cenaze saat 18:00 sıralarında Ankara dan, Tosya’ya geldi, sağ olsunlar cenazenin yıkanması için Tosya Devlet Hastanesi açıldı, dışardan bir görevli bulundu ve cenaze defnedilmeye hazır hale getirildi… Yıkayan Hanım hoca cenazeyi defnetmeyi önerdi, sonra başka bir hocaya daha danışıldı, acilen defnedilmesinin uygun olacağı, Morga konmaması iyi olacağı söylendi… Ama selası verilirken, duyuru yapıldı, ertesi gün saat 9:00 da defnedilecek diye… Bu durum zaten acılı olan aileyi özellikle Muhsin’i daha çok üzüyordu… Bende üzüldüm, böyle kesin olmayan, vahiyle desteklenmeyen, sabit olmayan kurallarla insanlarımızın en acılı döneminde bile tabirimi hoş görün yoruma dayalı insan kurallarıyla, acının yaşanmasının bile kontrol edilmesine hepimiz tepki gösterelim ve üzülelim… Diyelim ki acımızı aşırı yaşadık, bir sevdiğimizi kaybetmişiz Allah bizi affeder, acımızın karşısında kulların, koyduğu kurallar affetmez, onlar bu kurallarında ısrar ederler… Muhsin gardaşım acını içinden geldiği gibi yaşa, Allah başka acılar göstermesin…
Tanıdığım iyi insanlardan biri olan, Sevdiğimiz, saydığımız Satı hanımı kaybetmenin üzüntüsünü köylücek yaşıyoruz… Allah onun nasıl yaşadığını bizden daha iyi biliyor ve onu iyilerle değerlendirecektir umuduyla… Satı hanıma yeni dünyasının, Cennet olmasını temenni ediyoruz.. Biz komşuları olarak ondan razıydık Allah’ın da razı olmasını diliyoruz…
Hüseyin Benek – 7.9.17 – vatandasfikri.com
|