YAREN KÜLTÜRÜ YAŞATILMALIDIR/YAŞANMALIDIR
(Pursaklar Da, Yaren Evi Açıldı)
Yâren sözlük anlamı olarak dost, arkadaş anlamındadır. 24 yâren'in bir araya gelerek oluşturdukları topluluğa ise yâran denilmektedir. Temeli Ahilik müessesesine dayanan ve ilin sosyo-kültürel yapısına yön veren Yâran geleneği günümüzde kış mevsiminde erkekler arasında yapılan sohbet toplantılarıyla aslına sadık kalınarak yaşatılmaktadır.
Yâreni oluşturan 24 kişinin her birinin bir Oğuz boyunu temsil etmektedir. Bu açıdan bakıldığı zaman yapılan araştırmalar sonucunda 17 ve 18. yüzyılda Kastamonu Sancağı’nda Faruk Sümer’in tespitine göre 6 Kayı, 2 Bayad (Bayat),2 Karaevli, 5 Dodurga, 9 Avşar (Afşar), 5 Çavuldur (Çavundur), 6 Çepni, 8 Eymür (Eymir), 6 Yüregir, 8 İğdir, 3 Büğdüz, 1 Bayındır yerleşim alanın mevcudiyeti olduğu belirtmiştir. Toplamda 24 Oğuz boyunun 12 tanesinin Kastamonu’da olduğu tespit edilmiştir. Bu boyların isimleri (Kayı, Bayat, Kargın, Avşar, Çepni, Kınık) köylere verilmiştir. Bu araştırmalar neticesinde yeterli kişinin ve gerekli ortamın bulunmasıyla Yâren Meclisi’nin kurulması her yerde sağlanmalıdır. Bu toplumsal, milli bir sorumluluktur.
Bu kültürün yaşatılması bizlerin içinde yaşadığımız topluma, kendimizi ait hissetme duygusuna neden olmaktadır… işte bu nedenle devletimizin kurumları, ister yarenlik gibi, hemşerileri yan yana getirecek, ister ahilik gibi esnafımızı yan yana getirecek ortamlar hazırlamaları gerekmektedir… Bu Anlamda Pursaklar Belediyesine teşekkür ederiz. Dini ve milli bayramlarda, önemli günlerde, gençlik günlerinde gençleri, yaşlılık gününde yaşlıları, kadınlar gününde kadınları, babalar/anneler gününde anaları, babaları günün anlam ve önemine binaen etkinli yapan kurum görevini yapan kurumdur… Yârenliğe tekrara dönecek olursak…
Yarenlik, İç Anadolu bölgelerinin geleneksel kültürünün sürdürüldüğü ve korunduğu yörelerimizden birisidir. Yaran; Geleneksel kültürünün önemli simgelerinden biridir. Biz Türklerin, Orta Asya günlerimizin izlerini de barındıran bu önemli gelenek Ahilik kültüründen de etkilenmiştir.
Yaran iki temel kaynaktan beslenir. Birisi illi acıdan baktığımız da, Türk töresi, yani eski gelenek ve göreneklerimizdir… Dini acıdan baktığımızda ise, bu kültürel değerde, İslami inanışların etkisi görürüz.. Türk İslam sentezinin en güzel örneklerinden biri Yaran Kültürü'dür diyebiliriz. Yaren’in özelliklerine baktığımız şunları görürüz…
Misafirperverlik, cömertlik, cesaret, kahramanlık, yiğitlik, yardımlaşma ve dayanışma, birlik ve beraberlik, sevgi ve saygı, istikrar, düzeni bozacak davranışlardan uzak durma, merhamet, diğerkâm olma ve tevazunun yanı sıra… Sohbet edep ve adabı içinde olunmadır diyebiliriz… Yâran’ın beslendiği ana kaynaklardır. Bu değerler Türk Kültürünün sembolleridir. Bu açıdan Yaran Kültürü; Türk Kültürünün simgesi olmuştur. Dolayısıyla Yaran; Milli Kültür simgesidir diyebiliriz.
Yaran; eğlence, dinlenme, yardımlaşma, eğitim, toplumsal dayanışma, güzel sanatlar, musiki, edebiyat, gibi yönleriyle gerçek bir kültürel öğeler bileşimidir. Çok boyutludur.
Yaranın kapısı açıktır, misafirperverdir. Kalbi açıktır, kimseye karşı kin ve nefret beslemez hep olumlu düşünürler. Alnı açıktır, yüz kızartıcı, mahcup edici işler yapmazlar. Eli kapalıdır, harama el uzatmazlar. Dili kapalıdır, kimse hakkında kötü söz söylemezler. Beli kapalıdır, gayri ahlaki ilişki içinde olmazlar. Zaten Türk tasavvuf geleneğinin en özet halinin ise şu olduğu, bunun da Yarenlik içinde işlendiğine olmaktayız… Bu ilkeler, “Eline, Diline, Beline Hakim Ol” Son olarak 24 boyu temsilen oluşan yarenlik üzernden ilerlersek, bu boyların hepsinin ismini zikrederek yazımızı bitirelim mi? Türkiye’ye Yerleşmiş Olan 24 Oğuz Boyu
Boz-oklar
Gün-Han Oğulları 1- Kayı 2- Bayat 3- Alkaravlı 4- Kara-ivli
Ay_han Oğulları 5- Yazır 6- Döger 7- Dodurga 8- Yaparlı
Yıldız-Han Oğulları 9- Avşar 10- Kızık 11- Beg-Dili 12- Karkın
Üç-Oklar
Gök-Han Oğulları 13- Bayındır 14- Beçene 15- Çavuldur 16- Çebni
Dağ-Han Oğulları 17- Salur 18- Eymür 19- Ala-Yuntlı 20- Üregir
Deniz-Han Oğulları 21- Yiğdir 22- Bügdüz 23- Yıva 24- Kınık
Bu boyları temsilen yaren meclisinde birer kişi bulunur, sanki amaç sadece sohbet değil aynı zamanda bir şura meçlisi gibi de düşünülebilir…
Kısacası, ister dini acıdan, ister milli acıdan değerlendirelim Ahilik ve bu ilkelere dayalı tasavvuf kültürü köyde, mahallede, şehirde, ülkede birlikte yaşarken birlikte yaşama sorumluluğu yaratılma üzerine, Kişisel ve toplumsal ilişkilerde karşılıklı saygı ve sevgiye dayanarak yasal ve dini meşru sınırlar içinde yaşamayı öğütlenmektedirler… Yaşmak dileğiyle selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 12.1.20 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
|