KÜLTÜREL OLANLA SİYASİ OLANI KARIŞTIRMAK
Siyasetle kültürü karıştırmak, bu topluma çok pahalıya maloldu, bizim dini inancımız siyasi tehlike olarak görüldü, bizim tarihi köklerimizden hainler icat edildi, hain bir olurdu iki olurdu, ama her gelen eski dönemi hain ilan ediyordu. Kültürel bütün bağlar siyasete kurban ediliyor, bunun cıkardığı toplumsal gerilimler siyasete yansıyor. Kültürel kabullerin oluşturduğu yaşam tarzlarına müdahale edilecek korkusu bize yanlış siyasi tercihler de bulunduruyor. Bundan kurutlabilmek için, kültürle siyaseti karıştırmayacak, siyasetciler, kültürel seçimle siyasi seçimi ayırabilecek vatandaşlar ancak bu durumu aşarak kültürel olanla siyasi olan ayrılabilir.
Bu toplumsal karışıklığın aşılması için, önce siyaset nedir, kültür nedir sorularının kısaca cevabını arayalım isterseniz.
Evet, gercekte siyaset nedir? Siyaset veya Politika, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış. Siyaset kelimesi Arapça Seyis (At Bakıcısı) kelimesinden türemiştir.
Politika devlet ve iktidar ilişkisini inceleyen bir etkinliktir, politika, siyaset kökleri farklıda olsa devlet yönetimi ve devletle ilgili işler, diyebiliriz.
Kültür nedire geldiğimizde ise: Kültür, bir toplumun kimliğini oluşturur, onu diğer toplumlardan farklı kılar. Kültür, toplumun yaşayış ve düşünüş tarzıdır, kültürle siyaset yapılabilir ama siyasete karıştırılmamalıdır. Kültürel konular siyasi konular gibi tartışılamaz, siyasi konular tartışılır ve toplumsal faydayı maksimize edecekleri seçilir. Ama toplum kültürünü seçmiş, benimsemiş ve ancak tarih içinde degişime uğrayabilir ama sisyasi meleler gibi kesin çizgilerle olmaz bu degişim dönüşüm. Olusa ne olur işte Türkiye siyasi ortamı çıkar ortaya. Son 25-30 yıldır siyasi konularımıza bakalım, Türban, taktırmam, takarım, Kürt dili yazılamaz, konuşulamaz, Ana dilimdir konuşurum, yazarım, zıtlaşmalarını siyasete taşıdık, taraf olduk düşünürsek neleri kaçırdık.
Nelerimi, kaçırdık, Tarımda ki, sanayideki, turizmdeki gelişmelere neden olacak teknik donanımları üretemediğimiz için girdi maliyetlerimiz arttı. Her şeyi ithal eder olduk cari acık denen dış ticaretimiz 50-70 milyar dolar acık verdi. Traktör dışında kendi modelimizi üretmedik, üretim deneyimleri baltalandı. Son olarak yol ve ev yaptık, araba aldık ülkemiz vatandaşları ev sahibi oldu ama, iş sahibi yapacak yatırımlar güme gitti, özelleştirmelerden gelen paraları, yola, arabaya ve eve yatırdık, toplumumuzu gelecege arabayla taşırız sandık, oysaki gelcege üretim ve teknikle girenlerin ilerleyecegini hesaba katmadık, sanayimiz güdükdü dahada güdük kalır diye düşünmekdik.
Kültürel degerleri siyasete taşımamış olsaydık, birbirimizi dinleyecek kadar bağımızı olurdu, bu muhalefet doğru şeyleri söylüyor denilebilirdi, bu iktidar şu yatırımları yaptı, şu hizmetleriş yaptı diye kabul edilebilirdi. Sosyal medyada bakıyorumda herkes karşı tarafın liderine saygısızlıklar, hakaretler yapıyor kendi grubundan birisinin uyarılarında bile, sen ne biçim bizdensin, ajanmısın diyor, onada düşük yogunluklu hakaretlerini yapıyor geçiyor. Bunun nedenri arasındai kültürel degerlerin siyasetle çok iç içe girmesi, yaşam tarzlarımız üzerinden siyasi taraf oluşumuz, dolayısıyla siyasi kültürsüzlük, demokrasi kültürünün özümsenememsi gibi nedenleri sayabiliriz.
Son olarak, siyasi konular, kültürel konuların gerisinde olmalıdır, bu konuya yaklaşım, kültürel konuları siyasal konuların üstünde bir yere yerleştirerek yaklaşma, siyasetimizdeki bu gerilimli havayı yumuşatacak, kültürel degerlere saygıyı artıracaktır. Toplumsal birliktelik ancak degerlerin ve kültürün devamı ile sağlam temeller üzerine oturtulabilir. “”Kültürü olmayanın değeri, değeri olmayanın yasası, yasası olmayanın hukuku, hukuku olmayanın adaleti, adaleti olmayanın devleti, siyaseti ve iktidarı olmaz.(Fikri Adil) “”
Deger olarak yaşanılan bir kültürü, siyasi malzeme yapmak, hem yapan tarafın alehine, hem karşı tarafın aleyhinedir. Üstelikte siaysetciler daha yüksek perdeden konuşurlar, tartışırlar bu arada gercek sorunlar arada kaynar öyle olmuyor mu? Biz yaptığımız sisyasi hataları degeri siyasetin içine cekerek karartıyor, gizlemeye çalışıyoruz. Laiklik, demokrasinin en önemli ilkelerinden biridir, laiklik olmasa demokrasi olmaz, demokratik ortamı inşaa edemeyiz, din ve mesepsel çatışmalar siyasi çatışmalarla karışır sonuç, gerilimli siyaset, gercek sorunların es geçilişi bizim siyaset ortamını izleyin son bir yıldır gercek sorunların tartışılmadığını göreceksiniz. Kaç tanesi yatırm yapamadığımızdan, kaç tanesi AR-GE ye yeterli pay ayırmadığından, egitimin içerigi günümüz koşullarına göre yapılandırılamadığından, ülkemizin gelecekte karşılaşacağı enerji sorunun nasıl çözüleceginden, Nükleger enerjinin faydası veya zararının karşılaştırılmasına, alternatif enerji kaynaklarının ne derecede kullanılması gerektiğine, kentlerin kanallarının akarsuları kirletmesine neden izin verildiğinin, partilerin içi işleyişinin demokratik hale getirilmesine varıncaya kadar, es gecilen veya çok az tartışılan gercek sorunlarımız ve konularımızdır.
Gercek sorunların çözümünü ancak gercek gündemler ve tartışmalar belirler. Fikri Adil
Her alandaki kültürel eksiklik sorunlara neden olur, ama siyaset alanındaki kültürel veya bilgi eksiklikleri topluma çok pahalıya malolur.
Her hareketin bir enerjisi vardır, toplumsal hakereklerin enerji kayanakları ise kültürdür. Fikri Adil
Örnegin alevileri düşünelim, sadece bir partiye mahküm olmalarının nedeni nedir? Sunnileri düşünelim, hep merkez sağda kalmalarının nedeni nedir? Kürtleri düşünelim hep etnikci partileri veya muhafazakâr partileri tercih etmeleri, siyasetimizin din ve etnik temelli oluştuğunu göstermektedir. Siyaseten tarafgirlikle, etnik ve dinsel tarafgirlik bir olur mu?
İşte tam bu noktada siyaset yerine birde bakmışız dini, meshebi, kültürü tartışıyor oluyoruz. Din, etnik köken ve meshepse siyasetten çok kültürel ve kutsallar alanına girdiği için hepimiz birbirimize ve inançlarımıza saygısızlık yapıyor izlenimi ile söylemlerimizi ve tepkilerimizi ortaya koyuyoruz. Aslında her siyasi taraf bunu yapıyor, tarafgirliğini kutsala dayandırarak taraf toplama çabası kültürle siyaseti daha çok karıştırıyor, hem siyasetimiz hemde kültürümüz erezyona uğruyor. Bu konu üzerine düşünce adamlarımızı ve siyasetcilerimizi düşünmeye ve ona göre siyasetle kültürel olanı ayrı tutumaya davet ediyor, selamlarımı ve sevgilerimi sunuyorum.
|