EKONOMİYİ DARALTAN NEDENLER
Ekonomiyi daraltan nedenler vardır, bunların bazıları psikolojiktir, bazıları ise yanlış kararlar sonucu oluşur, bazıları ise dünya ekonomik konjektöreldir, ama asıl en önemlisi de üretememedir… Ürettiğinizden daha tüketerek tasarrufa dayanan kaynaklarınızın olmamasıdır aslın da ekonomik daralmaların nedeni özelleştirmelerden gelen kaynaklar bitti, borçlanmalarınız maliyeti arttı… Örnegin 103 milyar dolar, sadece bankaların borcu varmış… Bu paraları ne yaptılar, bize kredi olarak borç verdiler ve biz bu paraları kimmiz araba aldık kimimiz ev aldık, kimimiz de kredi kartlarımızın borçlarını kapattık… Sonuç üretmediğimizden dolayı bize yeni borç verenler, verecek olanlar artık sizin borçlarınızı geri ödeme ihtimaliniz zorlaşıyor, hemen yanı başınız da savaş var, buda konjektörel nedenimizdir… Size kredi versem bile faiz oranlarını yükseltiriz diyorlar… Biz ekonomimize giren bu sıcak paralarla buraya kadar geldik, daha da soyut hesaplar yapıyoruz, biraz reel, gerçek ekonomik düşüncelere gelmemiz lazım yoksa, sıkıntı büyür de büyür, karşılanamaz, kontrol edilemez hale gelir… İşte bu nedenlerle reel ekonomiyi daraltan nedenleri engellememiz lazımdır… Bunun için de yapmamız gerekenler üzerine düşünelim mi?
Psikolojik nedenlerle başlayalım, ilk neden değil bu neden, gelinen sonucun yansımasıdır, yani sağlıklı ruh halidir, piyasada ciddi güven erezyonu var, bunun aşılması için de ekonomimizi sanal, parasal, değil daha geçekçi olarak değerlendirmeliyiz… Yatırımları dönüşü olan, toplumumuza artı değer katacak alanlara kaydırmalıyız…
Ekonomimizde reel nedenlere gelince o kadar çok hata yaptık ki, uyaranlara siyasilerimiz yüksek perdeden kızdı, aklı başın da ekonomistler, dediler ki, üretimi olan, kaynakları olan ülkeler bile bu kadar iki alana yatırım yaparsa, üstelikte bu alan üretime dönüşmeyecek sadece inşaat alanıysa ve çoğu ithal üretim olan arabalara bu paraları vermişsek… Sıcak para girişi azaldığında, yada piyasada faiz ve borsa aracılığıyla gelen yabancı paralar çıktığın da ciddi sıkıntıyla karşılaşacağız diye uyaranlar haklı çıkıyor gibiler… Belediyeci zihniyetiyle ülke yönetiyorsak ekonominin gerçekliklerinin duvarına çarparız… Ya çarpacağız nerede bu ekonomi arabasının fireni, çok ithal ettik, çok tükettik, elimizde ki kurumları da sattık, hane halkı, özel sektör, kamu her oyuncu aşırı borçlandı, şimdi ne yapacağız diyorsanız, biraz zor ama aşılmaz değil… İşte bence yapmamız gerekenler…
a) Lüks tüketimime basacağız vergiyi, nasıl basıyorsak benzine, mazota, sıgaraya, alkole vergiyi… Buna da lüks arabalardan evlerden başlayacağız, en çok o alanlarda fazla yoğunlaşma var çünkü… Hangi araba lüks, hangi ev, villa lüks bunları hepimiz biliyoruz, şu ayrımda sakat motor hacmi, yok kardeşim onun piyasa fiyatını baz alacağız, ona göre hangisi lüks onu belirleyeceğiz basacağız vergiyi… Asgari ücretten vergi al, benzinlikte asgari ücretliden de, trilyonerden de aynı vergiyi al ama lüks tüketimi özel vergilendirme, yok öyle…
b)Kamu çalışanlarının sayısında ki makuliyet, maaşlarındaki makuliyet, kiralama giderleri, personel giderleri, olmak üzere… Öncelikle harcamaların da lüksten uzak durma gibi düzenlemelerin gereğini artık fark edelim… Emekli kamu personelini hemen emekli edelim, yeni kamu personeli zorunluluklar dışında işziligi emsin diye lamayalım… Kamu harcamalarıyla piyasayı canlandırırken, diğer yandan bu harcamalarını piyasadan vergilerle topladığı için piyasayı ciddi daraltmaktadır… Kamunun savurganlığı dizginlenmeli ki piyasanın savurganlığa tahammülü kalmadı… Kamu harcamalarıyla piyasanın desteklenmesi işinin hikaye olduğunu düşünüyorum…
c) İmalat ve üreticilerin maliyetler karşısında korunması için aracı sayısının azaltılması ve aracı karlarını dizginlememiz lazımdır, bu konuda örneğin tarla ile tezgah arasında ki farkın neredeyse %300-500 hatta bazı ürünlerde bu oranları da aşan farklar gözlenmektedir.. Bunun için Cem Seymen’in para detektifi proğramını ülkeyi yönetenlerin izlemesini rica ediyorum… Bu sorun ekonomimizi ciddi daraltmaktadır, çözümü üreticiyi, imalatçıyı rahatlatacaktır… Üretici imalatçı ürün üzerinden teşviklerle desteklenerek daha çok üretmesi sağlanmalıdır.
d) Gelir dağılımındaki uçurumların ekonomide daralmaya neden olduğunu düşünmemin nedenleri ise şudur. Asgari ücretli kişi harcamlarının neredeyse %95 inden fazlasını temel ihtiyaçlarına harcarken, asgari ücretlinin 3-5 katı geliri olanlar, bunları çoguda üretime dirak katkısı olmayanlar… Bunlar neredeyse %20 sinin atıl durumda olan kamu personeli olsun, aracılık faaliyetlerinde ki aşırı kara dayalı bedavadan gelirleri olanların olsun, vergi vermeyip lüks harcamalarında zirve yapan patronlar olsun… İster lüksün vergilendirilmemesine dayalı, bu alanın artık kanıksanmasına neden olan bir hal içinde ki ekonomik durumlar olsun…. En alt gelir grubunu ciddi sıkıntılara sokmaktadır… Son asgari ücret zammı biraz olsun bu adaletsizliği gidermiştir.. Bundan sonra yapılacak düzenlemeler ise vergilendirmeler de olmalıdır, lüks tüketimin yanı sıra ve gelire göre vergilendirme…. Asgari ücretin vergi dışı bırakılarak 2000 alandan %1o alınırken – 3000 tl alandan %15 - 5000 Tl alandan %20 – 15000 Tl alandan ise %25 gibi sınıflandırılmalarla yeniden vergilendirilerek en alt gelir grubunun desteklenmelidir. (Buradaki rakamlar öneri olup, teknik personel bu işi daha da detaylandırabilir) Gelir dağılımında ki eşitsizlikler düzeltilmesi halin de ekonomik daralmaya katkı sunacağını düşünüyorum… Neden, en üst gelir grubunun harcamaları genel de ithal ürünler ve yabancı markalar gibi lüks tüketim üzerinden olduğu için, bu paraların yurt dışına çımasına neden olmaktadır… Bunların piyasaya gireceğini daralan ekonomiye katkı sunacağını düşünüyorum…
e) Ekonominin sektörleri arasında öncelikli korunması gereken sektör, inşaat değil, otelcilik değil, aracılık değil, reklamcılık değil, kuyumculuk hiç değil, imalat ve tarım sektöründe ki üreticilerdir. Bu üreticiler, bunu tekraren belirtiyorum, ürettikleri ürün üzerinden korunması için teşvik sistemi uygulanmalı ve imalatla, tarım ve hayvancılıkta ki üreticilerin ürün üzerinden desteklenmesiyle bu alanda ki gelecek de daha da soruna neden olacak daralmaları ve az çok da işsizliğe katkısıyla ekonomik daralmayı makul seviyelerde tutmuş oluruz düşünceleriyle…
f) Ekonomik istismarları da engelleyerek, örneğin, kamu ihalelerini hep belli firmaların alması, kadrolu mütahit firmaları kavramının ortaya çıkmasına neden olmaktadır… Bu durumda adil kamu idaresi kavramının erezyonuna neden olmaktadır… Her erezyon güven sorununu da beraberinde getirmektedir, her alanda ki güvensizlik diğer alanlarda ki güvensizlikleri de beslemektedir… Dolayısıyla ekonomimiz hem güven bunalımına acık hale gelmektedir, hem de daralmaktadır… Bunları aşacak potansiyeli olan bir toplumuz, iyi düşüncelere dayalı politikalarla aşarız umuduyla selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – Şubat 16 – www.vatandasfikri.com
Notlar: Hazine Müsteşarlığı
Maliye Bakanlığı
Merkez Bankası
Başbakanlık
|