|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
KÜRTAJ |
KÜRTAJ
Kürtaj başbakanımızın cinayettir diye söylemesiyle tartışılmaya başlanmıştır. Neyi tartışıyoruz istem dışı kalınmış bir hamileliğe son verme yetkisinin kimde, ne şekilde olacağını, baştan tartışma yanlış, çükü hamile kalana soralım, o karar versin derim.
Bu toplumsal bir sorun değil, kazara hamile kalmış doğurmak istemeyenlerin sorunu doğru mu doğru. Bu sorun bireysel dedik ama sonuçta bu kişilerin eğitimsiz, mesleksiz, yeteneksiz, işsiz kalarak toplumsal sorun olmaları toplumu da ilgilendirmektedir. Ancak yukarıda saydığımız sorunlar çözüldükçe, toplum yeni fertlere ihtiyaç duydukça, o zaman kürtaj işini belki biraz daha zorlaştırabilirsiniz, şuanda yukarıda saydığımız her alanda sorun yaşanılıyor. Bu saydığımız sorunları yaşayan doğmuş olanları önceleyerek sorunları çözmek amacımız olmalıdır. Bunun için nüfus planlaması yapılabilir, ama bu hamilelilik öncesi bir plan olmalıdır. Bu planla kaç kişi eğitim kurumlarımızda okuyor, kaç kişi yeni katılacak, bu katılacaklar hangi alanlarda eğitilecek, böylece bunlar eğitimsiz ve işsiz kalmaz bunun için planlama yapılır. Bunun için doğum kontrol yöntemleri uygulanır, bunun için kürtajı keşfetmiştir insanlar. Bu konu öncelikle karnında bebeği taşıyanı ilgilendirmesi şartıyla, onun isteklerinin dikkate alınmasını öncelik alan bir düzenlemeye gidilmesi normaldir. Şu anda uygulamadaki yasal düzen toplumsal ihtiyacı karşılıyor kanaatindeyim.
Önce hamile kalıp kalmamaya karar verecek, hamile kalmaya karar verir ve çocuğu doğurma kararı verirse devletimiz hem annenin hem de çocuğun sağlığıyla ilgilenmekle sorumludur. Kısacası doğurmak isteyen doğurur, kimseye doğur veya doğurma diye zorlayamayız doğru mu doğru. Bu işlere müdahil olmaya başlarsak nerelere gideceğini kestiremeyiz, size bir anımı anlatarak bazı kimselerin nasıl fanatik olduğunu altını çizelim. İnsanlar nasıl yorumlarla ileri gidilebiliyor görelim.
Ben askerdeyim yüksek okul mezunları askerliklerini asteğmen olarak yaparlar. Kendisini dindar, efendi, askerlere iyi davranan biri olarak tanır severdik ve öylede görevini tamamladı. Gerçektende örnek bir insandı bizim için. Bir gün benim yanımda doğum kontrol yöntemlerini tartışıyorlardı başka bir komutanımızla. İfadesi aynen şöyleydi çocuk istemiyorsanız ilişkiye girmeyeceksiniz, ilişkiye giriyorsanız da korunmayacak doğacak çocuğa ne kontrolle ne de kürtajla müdahale etmeyeceksin doğmasını engellemeyeceksin diyordu. Başçavuş olan ona göre yaşlı komutanımız sen ne dediğini bilerek mi söylüyorsun her ilişki bir çocuk, bunları nasıl besleyeceğiz, nasıl eğiteceğiz, nasıl iş vereceğiz diyordu onun cevabı ise net Allah rızkını verir oldu. (Biz paylaşım sistemini bozduk bu nedenle Somali de çocuklar ölüyor, Allah tabi ki dünyaya yarattıklarının rızkını bırakmış, biz ise kendimize aslan payını ayırıyor diğerlerinin nasıl yaşayacağını pek düşünmüyoruz.) Neyse konu kürtaj paylaşım değil. Diyelim ki çocuk istemiyoruz, ilişkiye girmedik, devamında yaşlı olan komutan cinsel ihtiyaçları nasıl karşılayacağız sorusunu sordu. Cevap, istemiyorsan girmeyeceksin insanların cinsel ihtiyacı diye bir ihtiyacı da yoktur dedi. Bense o aralar mastürbasyon yapıyordum sanki bana ihtiyaç gibi geliyordu, şimdilerde ihtiyaç olduğu tartışılmıyor bile şimdi nasıl daha nitelikli yaşanılabilir tartışmaları var. Bunun üzerine rütbesi düşük olan baş çavuş güldü komutanım siz gerçektende böyle mi yapacaksınız dedi. Verdiği cevap evet ben korunmayacağım ve hamilelikleri de engellemeyeceğim doğan doğacak. Yaşlı komutan yani hayvanlar gibi mi dedi ve onların senede bir defa birleşme isteklerinin olduğunu hayvanlarda cinsel yaşantının sadece üreme maksatlı yapıldığını anlattı. Ama insanların bunu haz haline getirdiklerini, bunun için ihtiyaç haline geldiğini söyledi. Ama ikna edemedi, şimdi ben bunu yazıyorum mutlaka aramızdan doğum kontrol yöntemlerine karşı çıkacaklar da olacaktır. Her hamileliği istensin, istenmesin doğumla sonuçlandıralım diyecekler de çıkacaktır. Bu onların kişisel kararları olmalı değil mi? Bu kararları kendileri vermeliler değil mi? Kararlarını kendileri vermiş olacaklar ve hakları var diye düşünüyorum bu kişisel bir haktır, bana veya sana göre doğru, yanlış olmasına rağmen.
Ama sen hamile kalmışsın doğuracaksın, efendim ben evli değilim ne demek o zaman ilişkiye girmeseydin, ne diye bu haltı yiyorsun, ilişkiye giriyorsun, merak ettim efendim, canım istedi efendim, açıkçası hoşuma da gitti efendim bir daha gireceğim, benim vücudum size ne dese ahlaksız mı oluyor. Cinsel ilişkiyi de mi yasaklayalım, bununda başka sorunlar doğuracağını düşünmeden.
Ayrıca bu ne bir çelişki zinayı suç olmaktan çıkar, arkasından evlilik dışı ilişkiyi magazin kültürüyle özendir, devamında, bu kararların ve uygulamaların sonucu kürtaj sayısı artsın ne yapalım yasaklayalım gitsin. Efendim bunu zor yaparız toplum hazır değil, hımm, o zaman zorlaştıralım bunların mutlaka doğmasını sağlayalım efendim piç sayısında artış olmaz mı, sen çok konuşma devlet bakacak işte o kadar. Bu tartışmalar ne kadarı sağlıklı, ne kadarı değil ne kadarı bilgiyle, yaşanmış tecrübeyle söylenmiş, beklide siyasi kaygılarla tartışılıyor belli değil.
Şimdi yaşanılan hayata dönelim birinci durum, 2-3 çocuğu var ve doğum kontrol yöntemlerine rağmen hamile kalmış, doğacak çocuğun ailesine yük olacağını ve bakmakta zorlanacaklarını düşünüyor, engelleyecek miyiz bu aileyi.
İkinci durum, evlilik dışı bir ilişkileri var birlikte yaşıyorlar, kazara hamile kaldı bütün korunmalara rağmen bu hamileliğin doğumla sonuçlanmasına veya kürtajla alınmasına kim karar verecek. Biz mi?
Üçüncü durum tecavüzler sonu oluşan hamilelikler tecavüzcüyü cezalandırdık içerde, gerçi tecavüzcüsüyle evlensin diyenlerde var ama kadın tecavüze uğradığı için bu çocuğa çocuğum diyebilecek mi? Bu hamileliğin kürtajla ortadan kaldırılmasını nasıl engelleriz?
Üçüncü durum ise uyuşturucu alışkanlıklarından dolayı kontrolsüzlük içinde olanlar var, bunların hamile kalması gerçekten de doğada hayvanların çiftleşmesindeki durum gibi hiçbir kontrol mekanizması yok, uyuşturucuya ulaşmak için girdiği ilişkiler sonucu olabileceği gibi, uyuşturucunun kontrolsüzlüğü ile de girilen ilişkiler sonucu da olabilecek hamileliklerden oluşan durumlar karşısında, bu çocukların doğmasına da mı izin vereceğiz?
Bunlar olası durumlar ve yaşanıyor, bunların bir bölümünde kişilerin önlem alması bir bölümünde devletin önlem alması gerekir. Bütün önlemlere rağmen hamile kalınması durumunda, daha sağlıklı kararların alınması için, anne babayla birlikte sosyal hizmet uzmanları ve psikologların danışmanlığın da karar verilebilir. Ama kesinlikle her durumda kürtajın önünün kapanmaması sonucuna ulaşıyoruz.
Başbakanımızın, sezaryenle ilgili tepkisi ise tartışılmadı, kürtajın gölgesinde kaldı, başbakanımız bu konuya müdahale etmekte geç bile kaldığını düşünmekteyim. Sonuçta normal doğumla olabilecek bir doğum sezaryenle yapılıyorsa burada normal olmayan bir durum var demektir. Bazıları para diyor, bazıları ise paranoyadır inşallah, böylece doğum kontrolü uygulanmaktadır denmektedir. Kısacası bu konu rahat müdahale edilebilir bir konudur, vakaları incele ve hangi nedenle sezaryen kararı verilmiş gör. Lüzumsuzsa sayılarını tespit et ona göre sağlık kuruluşlarını uyar. Asıl soruna dönelim ve kadınları dinleyelim.
Şimdi de kadınları dinleyelim ne diyorlar, bu işe müdahale edilememeli, baba bile zor müdahale edebilecekken hükümete ne oluyor diyor, doğurup doğurmama kararı bize aittir. Başka bir bayan arkadaş sırf haz yaşamak için hamile kalınıyorsa, bu büyük yanlış o zaman doğuracak sonucuna katlanacaksın diyor. Üzerinde konuştuğumuz canlıdır, köpekler için yapılan mücadeleleri düşünün canlı insan canı kolay karar verilmemelidir. Ama buna rağmen tamamen de kürtajın önü de kapatılmamalıdır.
Üçüncü görüş ise kürtajın yanlış olduğunu ama buna rağmen önünün açık tutulması gerektiğini söyledi, kürtajın yasakken doğurmak istemeyenlerin başvurduğu yöntemleri anlattı, birçok kadının bu nedenle öldüğünü veya çocukların sakat doğduğunu söyledi. Ayrıca yasaklı döneminde paragöz doktorların bu iş üzerinden çok para kazandığını 1000 lira olacak olan masrafın 3000-4000 TL’ye çıkacağını anlattı ama istenmeyen gebeliklerin böyle önleneceğini söyledi.
Şimdi son olarak doğur diye zorlama olamayacağı gibi, doğurma diye de zorlama olmamalıdır. Bu kürtaj meselesi çok hassas bir konu öyle üzerinde düşünülmeden toplumu nasıl etkiler hesabını yapmadan alınacak kararların ciddi sorunlara neden olabileceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle taraflar dinlenmeli, bilim adamları dinlenmeli, sosyologların ve psikologların görüşleri alınmalı, bu görüş alışverişi yapılırken ayrı düşünceleri savunanların yanı sıra ortalama düşünceleri savunanlar da ihmal edilmeden değerlendirilmelidir. Bana kalırsa sonuç kadının kararının yanı sıra babanın düşüncesi, alınmalı, psikologların gözetiminde karar verilmelidir. Şu anda uygulanan yasal düzenlemenin değiştirilme gerekçesi ise toplumla da paylaşılmalıdır. İnsan haklarına müdahale gibi alğılanması olasığı ise daha dikkatle yaklaşılmaı gereken bir alan olduğunu göstermektedir.
Doğurup doğurmama inisiyatifi kişilerin hakkıdır böyle kalması gerektiği düşüncesiyle herkese selam ve sevgiler.
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|