DEVLETİMİZİN HİZMETİ İLE, MALİYETİ ÜZERİNE DÜŞÜNME!!
(Devletimizin Her Şeyi Büyürken, Kurumlarının Azalması, Yaptığı Hizmetlerin Özelleştirilmesi Ne Anlama Geliyor?)
Devletimizin güçlü olması hepimizin yararınadır, çünkü bu güç yasal, hukuki bir güçtür, öyle olması gerekir, ister ekonomik güç, ister fiziki güç olsun, nihai olarak devlet bize hizmet etmek için kurulmuş bir kurumdur… Bize güvenlik, eğitim, sağlık, bayındır hizmeti verecek kurumun tabiki güçlü olması isternir… Gel gör ki öyle midir? Devlet büyüdükçe kurumsal olarak küçülüyor, gel gör ki, kendi yapacağı işleri özel şirketlere ihale ediyor…. Buna rağmen…
Güç, büyüme sadece personel alımına dayalı şişkinlik, vergi, harçlar, cezalarla ekonomiden aldığı paylarla devletimiz büyürse… Sürekli ne işe yaradığını düşünmeden devasa binalar yaparak büyürse, devletimiz büyünmüş mü olur? Devletimiz sağlıklı büyümüyor mu demektir, bunu düşünmek, belirtmek de hepimizin görevidir…
Son 20 yıla yakındır devlet bütün kurumlarını satarken(özelleştirirken) eğitimi, sağlığı, son zamanlarda ki tüm büyük işleri, (Yap İşlet Devret, Ödeme Garantili Sözleşmelerle) özel şirketlere bırakırken… Toplam üretimden, aldığı pay büyüyorsa, buda yetmiyor ve borçlanıyorsa burada bir yanlış büyüme olduğunu söylemek, anlamak gerekmez mi, gerekir… Büyümenin reel karşılığı olması gerekmez mi, gerekir, yaptığı işlere, ee yaptığı işlerden çekiliyor, ama devletin vatandaşa maliyeti artıyor/mu? Bunu nasıl anlayacağız, rakamlara bakarak, İşte rakamlar… Önce ekonomi nasıl büyüyor, sonra devlet nasıl büyüyor, bunlar üzerine düşünelim mi?
2017 yılının ilk üççeyreği toplamında yatırımların reel olarak %7,9 arttığı görülüyor. Fakat detaya baktığımızda inşaat yatırımlarının %16,0 arttığını ama makine-teçhizat yatırımlarının ise -%2,3 azaldığını görüyoruz. Aslında lokomotif yatırım aracı sanayi, teknoloji, fabrika olması gerekirken, biz adliye, cezaevi, cami, alt ve üst geçitleri yatırım diyerek, kamu hizmetiyle ekonomik getiriye neden olacak yatırımı karıştırıyoruz… Asıl yatırım ekonomik fayda üretecek yatırımlardır, burada büyümedikçe büyümüş sayılırmıyız? Rakamsal olarak evet… Kısaca fabrika yatırımları reel olarak 2016 yılına göre daha az olmuş, bunu rakamlar söylüyor, biz dinlemezsek önlem alamayız… Örnegin şeker sanayimiz ne oldu, bunun üzerin de siz durun, araştırın öneririm… Bu arada sayın başbakanımıza kulak verelim, kamu yatırımlarıyla ilgili ne diyor?
Başbakanımız, Binali Yıldırım’ın Kırşehir konuşmasından notlar “Ak Parti iktidarından önce devlet 1 liralık yatırım yapıyordu, özel sektör 1,5 liralık yatırım yapıyordu. Şimdi devlet 1 liralık yatırım yapıyor, özel sektör 8 liralık yatırım yapıyor” dedi ve devam etti… “Bütçeyi tam 6 kat büyüttük. 2002’de sadece 120 milyar liralık bir bütçemiz varken bugün 763 milyar liraya yükselen bir bütçemiz var. Şu anda zannederler ki devlet çok büyük yatırım yapıyor. Devletin topu topu yaptığı yatırım miktarı, yılda 128 milyar lira. Belediyesiyle bakanlıklarıyla hükümetiyle hepsini topla yılda 128 milyar lira. Özel sektör, 900 milyar lira yatırım yapıyor.” Başbakanımız doğru diyor, bizde onu doğru dinlememiz lazım…
Bütçe altı kat büyürken yatırımların bir o kadar azaldığını görüyoruz ve devletimizi yönetenlere Vatandaş, Millet, adına bu paraları ne yapıyorsunuz diye soruyoruz… Onlar da miting meydanlarında bunları cevaplamalılar değil mi?
Kalkınma Bakanın ifadesine göre, 2018 yılında kamunun 141 milyar liralık, özel ise 1 trilyona yakın yatırımı yapacağını tahmin ediliyor. Böylece yatırımlar ilk kez 1 trilyon sınırını aşacak” diyerek bize yatırım müjdesi veriyor… Yine bina mı yapacağız, yapacağımız binalar ne üretecek, özel sektörün ise yatırım dendiğin de karı, rantı bol inşaat, kamu ihalesi anladığını düşünürsek… Yine sanayi ve teknoloji ihmal mi edilecek? Bizim yine yatırım savurganlığımız devam mı edecek? Biz devletin bütçesi üzerinden büyümeye, bu büyümenin ne kadarının yatırıma ayrıldığını bu yatırımın da ne kadarının teknik, teknolojik gelişmeye neden olacak Ar-Ge yatırımları olduğuna bakalım mı?
“-Gelirler: 1 trilyon 131,6 milyar TL.
-Harcamalar: 1 trilyon 198,7 milyar TL
-Yatırım harcamaları: 115,1 milyar TL
Genel Devlet Dengesinde elbette en büyük gelir payı 762,8 milyar lira ile Ankara’nın; yani merkezi yönetim bütçesinin. Orada da 90 milyar liranın altında bir yatırım harcaması öngörülüyor.” Bu bücenin %1.5-2 si Ar-Ge ye ayrılıyormudur, Yani devletin yatırım oranı topladığı paraların ancak %10’mu desek, öyle görünüyor inşallah bir hesap hatası içindeyizdir.. Dahası ben bu rakamları İbrahim Kahveci’nin makalesinden alıntılıyorum… O, hatırı sayılır bir bağımsız ekonomisttir kolay hata yapmaz… Biz Ondan yararlanarak devletimizin bize maliyetini görmeye devam edelim…
Hasılası devlet ekonomik olarak büyüyor, ekonomiden aldığı pay büyüyor yatırımı ve kurumları küçülüyor… Burada bir çelişki yok mu? Hazinenin mumlarını kim yakıyor ve eritiyor, bunu sormak hakkımız değil mi? Kafamız karıştı değil mi? Evet…
Bunun içinden çıkmak için ekonomist olmak lazım, bağımsız ekonomistleri can kulağıyla dinlemek lazım, ama iktidarın her yaptığını alkışlayan ve bunun için yüksek maaş alan, iktidarı düşünenleri değil, vatandaşı, milleti, devleti düşünen ekonomistleri dilemek lazım… Ayıca rakamların da şişirildiğiyle ilgili haber ve yorumlar var… Biz daha anlaşılır olması için şu rakamlarla yazıyı bitirelim…
Yıl 2006: Devletin geliri: 173 milyar 483 milyon TL
Yıl 2016: Devletin geliri: 554 milyar 140 milyon TL
Aradan geçen on yıllık süre zarfında, devletin gelirleri ve giderleri yaklaşık olarak 2,2 kat artış göstermiştir. Yatırımları ise ne olmuş yukarda gördük…
Yani kabaca fiyatlar 1,2 kat artarken, devletin gelirleri ve giderleri 2,2 kat artış göstermiş…
Şu tabloya çok iyi bakın. 10 yıl önce 105,9 milyar dolar ihracatın 72,6 milyar doları sanayi ürünlerinden oluşuyordu. Sanayi ürünlerinin ihracat içindeki payı ise %68,5’e geliyordu. Bugün ihracatımız 157 milyar dolara yükseldi ama sanayi ürünlerinin payı %59,7’ye geriledi.
İktidardaki Siyasileri, iktidar savunusu yapan ekonomistleri dinlediğimiz de, ihracat rekorları kırıyoruz, aslında Genel bütçeye veya milli Gelire oranladığımız ihracat rakamlarımız nedir onada bakmak lazım… Ama biz uçuyoruz ya, önemli değil kimin uçurduğu, siyasetin afyonuylamı, hayatın gerçeğiyleymi uçuyoruz o belli değil…
Aslında sorunu söyleyenler hep var bunlardan biri de, “Davut Kavranoğlu 2023 yılı ihracat hedefleriyle ilgili olarak “Bu hedeflere eski Türkiye’nin sistemiyle varılamaz. Türkiye’nin gelişmiş, kalkınmış bir ülke olmasına giden çabası, bilimden, teknolojiden, bilgiden, inovasyondan geçer. Hiçbirimiz 500 milyar dolar ihracat hedefine bugün sattığımız mallardan daha fazla satarak, miktarı artırarak varacağımıza inanmıyoruz. Daha fazla domates, hıyar, fındık, limon satarak bu hedeflere varamayız.” Bizi uyardı, kim üzerine aldı kimse…
Biz ne yapıyoruz, inşaat, bu İnşaatlar Ne İnşaatı, Ar-Ge Atölyesi mi, yok, Fabrika mı Yok, Yapay Hafıza ve robot Geliştirme Atölyeleri mi Yok, Bilim Kültürü araştırması için enstitü inşaatı mı yok… Gelişiyoruz ya, sen ona bak, ben rakamlara bakmam çıktıya bakarım… Ne ithal ediyoruz Ne ihraç ediyoruz Arada ki fark nedir?
Hüseyin Benek --- 14.2.18 – vatandasfikri.com
Kaynak: İbrahim Kahvecinin Yazılarından Yararlanarak Yazılmış Bir Yazıdır http://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/maas-devleti-6130
|