EKONOMİK, MODELLERİN, MANTIĞIN TEMELLERİ!!
Ekonomik modeller neye dayanır? Bu liberalde olsa, Karmada olsa, Sosyal Demokrat, Sosyalist de olsa, Devletçi, Özelci de olsa, bazı temel ilkeler vardır.
Yatırım, Üretim, Tasarruf, Tüketim üzere bir ekonomik model inşa edememişsek, tüketim, borç, faiz üzerine bir ekonomik model inşa ederiz ki sanırım öyle yapıyoruz.. Nereden anlıyoruz?
Yıl 1978, büyük bir ekonomik kriz var, mazot kuyrukları, yag, tüp kuyrukları o zaman nedeni tam anlayamamıştık, hükümetimiz Kıbrıs’taki soydaşlara Rum çetecilerin, teröristlerin baskılarından, baskınlarından katliamlarından dolayı 1974 de çıkartma yapmış… Nato da, başka uluslararası örgütlerde işbirliği içinde olduğumuz batı bize komple ambargo, ürün vermeme, ürünlerinizi almamaya, borç vermemeye dayalı bir ekonomik cezalandırma. Ambargo uygulamış ve kriz bundan dolayı çıkmış… Sonra 12 Eylül 1980 darbesi oldu ve halk yoksulluk, aşagısında bir sınıra çekildi, Sonra Özallı dönemler uçuyoruz, uçtuk derken… 1994 ekonomik krizi, en çok benim canımı yakan kriz, dövizle borçlanmış ev almıştım, evimi elimdeki altınımı, aldığım borçları kaybettim… Biraz toparlandık toparlanmadık, bu seferde 2001-2002 krizi patladı… Ben krize alışkın olduğumdan az etkilendim… Şimdi kriz varmı, vallaha yok, billaha yok!!! JŞaka…
Şimdi ise krize, kriz diyemeyen yazar çizerlerin sözü bize çok ulaştığından, hükümeti her şart ve ahvalde desteleyen ülkeci değil hükümetçi yazar çizer, akademisyen sorumluluğu dış güçlere attılar… Krizi para basarak, olağanüstü akceleri harcayarak hissetirmeden seçim kazanma yollarına başvurdular ve hükümetimiz tekrar seçimi kazandı… Eee şimdi kriz yok mu?
Üretim, Tasarruf, Tüketim Dengede mi? Yada soruyu şöyle soralım, krizler neden olur?
Biz toplum olarak 10 tane mal ürettik, bunun 10’nuda tüketirsek, gelecekte üretim için 2 mal tasarruf etmezsek, üretim yatırım için yapılacak kaynak bulamayız, üretim yapamayız, o zaman dışarıdan mal alacağız, mal almak demek dışarıya para vermek demektir. Para ise rezerv para, dolar veya Euro, o zaman sürekli, şimdi hükümetimizin sık sık dünyada borç veren bankalar ve fon yöneticilerinin kapısını çalar, miting alanlarında dış güç dediğimiz ülkelerden dolar borcu arayışı içinde oluruz. O zaman ne yapmamız lazım, on ürettik, iki tasarruf yapacaktık, sorun şurada tasarrufu kim yapacak? Kime yaptıracağız, kim karar veriyor, hükümetler, neye karar vermiş? Kamu da doğru dürüst tasarruf emareleri göremiyoruz, zengin para benim istediğim gibi harcarım diyor.. Lüks arabalarda kuyruk, lüks otellerde ve restoranlar da kalabalık görüyoruz.. Hükümet siyasileri ise cebindeki telefona bak, lüks otellere, lüks arabalara bak kriz filan tok diyor, bende bizim mahalleye bakalım diyorum… On sene önce maaşımla 2500 litre süt alabiliyorken, bugün 800-900 litre süt alabiliyorum, demekki ben1600-1700 litre süt fakirleşmişim, bunu sizde yumurta üzerinden yapın.. Nasıl fakirleştiğimizi görüyoruz, hele kiralar üzerinden hesaplar yaparsak ev fiyatları üzerinden yapsak kayıpların daha büyük olduğunu görebiliriz… Bizim için alım gücü kayıpları ekonomiyi idare edenler acısından, bize tasarruf ettirdiklerini düşünüyorlar, iyi de bizim 45-50 milyonumuza yaptırdığınız tasarrufu 500 Bin zengine, 15-20 bakanlığı, 1000-1200 belediyeye, 1000-1200 yerel yönetime, 1000 -1200 genel müdürlüge, hatta en çok para harcadığımız ve aksi sonuç aldığımız dini kurumlara tasarruf yaptırsak… 45-50 milyon kişiyi bunların benimde içinde olduğum vatandaş grubunu yoksullaştırmak yerine, 2000-3000 kuruma, 500-600 bin ultra lüks yaşayan kişiye tasarruf ettirmek daha doğru, daha adil olmaz mı? Bir kamu örneği, kamu gelirleri vatandaşın verdiği vergilerle oluşur.. “”Kamu vergilerle gelirini artırırken tasarruf yapıyor mu? Kamu harcamalarına tam gaz devam ediyor. İtibardan tasarruf olmaz inadındalar. Hiç birinin aklına kamunun fuzuli harcamalarını kısmak gelmiyor. Daha yeni Meclis’teki milletvekillerine 57’si lüks olmak üzere 113 araç kiralamak için 377 milyon lira ödediler.”” Bunu genel olarak düşünün 500-600 ile çarpın… Emekli maaşı alan 10 milyona bölün sadece kamu araç harcaması üzerinden kişi başı ne kadar tasarruf edilebiliyor görün.. 337.000.000x600 = 2.262.000.011 ediyor. Bunu az maaş alan 10 milyon emekliye böldüğümüzde 22.620 Tl yapar. Bunu kaynakların verimli alanlara yatırılmasıyla da birleştirince, büyük bir kaynak çıkar ortaya.. Örnegin ilçemdeki park üç kere sökülüp yeniden yapıldı, 50 yıllık ömrümde üç tane hükümet konagı yapıldığına, cemaat olup olmamasına bakılmadan camiler yapılmasına tanık oluyoruz… Tasarrufsuz ekonominin sonucu kriz oluyor..
Tasarruf zorunluysa, kim yapacak geliri, harcama kapasitesi, ekonomik mantık alım gücü yüksek olanlar yapmalı der… Ekonomik modelin kaynak ayağına bakarak yazıya son verelim mi?
Tasarruf yoksa kaynak yok, o zaman kaynak nasıl yaratılacak, borç alarak kimden alacağız? Kendimiz tasarruf acığından kaynak açığına düşmüşsek, tabiî ki komşudan, ülke olarak düşününce başka ülkelerden… Bu parası olan ülkeler bizim ülkemize parayı neden verirler? Bazıları faiz almak için, bazıları diplomatik, siyasal kararlarımızı etkilemek için, bazıları de direk burada üretim yapmak için, en saglıklı yabancı kaynak bu olsa gerek… Kurumlarımıza, zenginlerimize ve biz genel olarak vatandaşlar tasarruf etmezsek yabancılardan faizle borç alırız.. Kıt kaynaklar içinden faizle bir de kaynak savurganlığı yaparız, hatta bu aldığımız faizli kaynakları üretim için degilde, lüks uçaklar, arabalar, gösterişli kamu binalarına, uçuş olmayan hava alanlarına, yeteri kadar geçişi olmayan yollara yatırırsak kaynak savurganlığına düşmüş oluruz.. Oysa tarım, hayvancılık, teknoloji, cip, robot, robot kol, yapay zeka, elektrikli traktör ve kamyon.. Kendi kendimize yeter üretim, hatta üretim fazlasını başka toplumlara satarak, 2023 yılında dış alım, satım arasında 106 milyar dolar acık vermek yerine 110 milyar dolar fazla verme ekonomik modelleri, ekonomik yapılanmaları hazırlanmamız gerekir… Hükümetimiz 20 yıl önce geldiğinde 30 milyar Dolar borcumuz vardı, şimdi kim bilir 530 milyar dolar, kim bilir 550 milyar dolar.. Daha satılan kurumlar, işletmeler, fabrikalar da geçmişin mirasını yediğimiz göstergesidir… Bu ekonomik başarısızlığın nedeni kamu savurganlığı ve kötü ekonomik yönetimdir…
Umarım, ekonomik yapılanmalar, modeller üzerine küçük bir katkımız olmuştur, hükümetimiz, ekonomi yönetimlerine bunu bir rapor olarak sunuyor, yöneticilerimizin başarılı olması demek bizim daha iyi yaşamamız demektir.. Onlar başarılı olsun, bizde iyi yaşayalım mutlu olalım dilerim… Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek
Kaynak::: Şeref Oğuz https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/tasarruf-olmadan-ekonomik-modelden-basari-beklemeyin/723925
|