DEMOKRASİ GÜÇLERİ
(Beşinci Güç )
Demokrasi güçleri dediğimizde öncelikle güçler ayrılığının güçlerini anlıyoruz, sonra demokrasinin iyi işlemesini sağlayan başka güçleri… Güçler ayrılığının amacı devletin gücünün tek elde toplanarak otoriterliğe, Tiranlığa dönüşmemesi, devletin, yönetimlerin denetimsizliğin verdiği yozlaşamaya maruz kalmaması için güçler ayrılığı devletin gücünün Yasama, Yargı, Yürütme gibi ayrı ayrı kurumlara gücün paylaştırılmasıdır… Bunu sık sık konuşuruz ama başka güçlerin aktifliği, etkililiği demokrasinin gelişmişliğini gösterir. Bunlar nedir derseniz, ben de buyurun birlikte bakalım derim…
Bu güçlerin dışında da, demokratik toplumlar da güçler oluşturulur ki demokrasi toplumda özümsensin, bunları kısaca sayacak olursak dördüncü güç Özgür Medya, Beşinci Güç Akademiya,(Üniversite) Altıncı güç ise STÖ’ler olarak kurumsallaşırsa güçler, bunlara ilaveten yedinci güç ise siyasal ve toplumsal acıdan bilinçli ve ülke, toplum sorunlarına duyarlı, yürütmenin doğrularını alkışlayan, yanlışlarına tepki gösteren vatandaşlar topluluğudur. Bu güçler ne yapar, ne yapmalıdır?
Dördüncü güç medya bizim haber alma özgürlüğümüzün garantisidir, biz haberleri bilgileri alır, ona göre bir doğru, yanlış kanaati oluştururuz, bu nedenle haber kanallarının çeşitliliği önemlidir, kanallar kararmaya başlamışsa tepki göstermeliyiz. Kapanmasına engel mi olmamadık biz vatandaşlar olarak farklı kanallar oluşturmalıyız, edinmeliyiz, haber alma özgürlüğümüze sahip çıkmalıyız ki dördüncü güç de demokrasiye hizmet edebilsin…
Beşinci güç Akademiya, yani üniversite, bu gücün de devletin diğer kurumlarına, siyasetçilere ve yatırım yapacak müteşebbislere düşünsel destekler vermesi demokrasimizin iyi işlemesinin garantilerindendir, bizde Akademi ya gücü çok zayıf kalmaktadır. Bunun nedeni üniversitelere gerekli gereksiz baskılardır… Biz dünya düşünürler tarihine baktığımız da, birçok düşünürün gerçekleri ölümleri pahasına söylediklerini görürüz, onların canları bizden daha mı değersizdi, yok ama gerçeği söylemenin akademik ahlak için gerekli olduğunu, toplumsal düzenin ancak böyle gelişeceğini onlar biliyorlardı ve bunun için ulaştıkları doğruları topluma veya yönetenlere aktarıyorlardı… Bundan Rektör, Başkan, Hükümet, Kral rahatsız olurmu diye düşünmüyorlar, gerçeği bilme hakkının herkesin hakkı olduğunu düşünerek hayatları pahasına gerçekleri söylüyorlardı… Bizde durum nedir derseniz ben bir şey demek istemiyorum, siz akademik çalışmaların veya düşünsel uyarıların, tepkilerin ne olduğunu nasıl olduğunu, tepki gösteren akademisyenlere iyi gözle bakılmadığını hepimiz biliyorsunuz… Beşinci gücümüz daha doğmadan iktidarlar tarafından kürtaj edildi… Beşinci güç düşünsel, teknolojik gelişme acısından zaruridir, bu bilinçle beşinci gücün toplumumuza katkı için artık sesini çıkarması gerekmektedir. Bu akademiya dan sokağa inin demiyoruz, elinizdeki imkanlar dahiline düşüncelerinizi açıklayın, belki bulunduğunuz bölümde düşünceler üretiyorsunuz ama, bu sadece tezler de ve dosyalarda, makalelerde kalıyorsa ki öyle olduğunu hepimiz biliyoruz. O zaman beşinci gücümüz toplumsal gelişmeye güç vermiyor demektir. Üzülerek belirtiyorum ki beşinci vitesimiz yok demektir, demokratik kurallar akademiya da işlemiyor demektir… Beşinci güç yoksa demokrasimiz, toplumumuz eksik demektir, öylemi ne?
Altıncı güç de sivil toplum örgütleri, bu alanda da siyasetçilerin gölgesi devam ediyor, hükümetçi, devletçi, siyasetçi tavırlarıyla bu alanın etkinliği de yok edildi… Yanlış uygulamalar bizim partinin mensuplarına aitse görmezden gel, ama başka bir partiye mensupsa tepki göster… STÖ leri daha çok mesleki dayanışmaların yapıldığı, sendikal faaliyetlerin olduğu alan olup kendi topluluk çıkarlarını savunan yapılar olarak da tam anlamıyla görevlerini yapmamaktadırlar… Kendi topluluk çıkarlarını savunabilmek için bağımsız bir örgütsel yapı gerekmektedir. Bizde ya ekonomik yada yasal veya bir siyasal grubun STÖ iç etmesine dayalı pasifize edilme durumu STÖ de yoğun yaşanmaktadır. Bu gücün de demokrasimize ve dolayısıyla toplumsal işleyişimize katkı son derece azdır. Neden demokrasimizin özümsenemediğini şimdi güçleri inceledikçe daha iyi anlıyoruz.. Bana göre son güç ise vatandaşlardır.
Yedinci güç vatandaşlardır, bilinçli duyarlı vatandaş toplumun sorunlarıyla çözüm yollarıyla ilgilenen vatandaştır, bizim vatandaşlarımız siyasal acıdan ne kadar bilinçlidir, demokrasiyi ne kadar özümsemiştir. Bunlar ciddi tartışma götürmektedir, seçen vatandaş siyasal değil de sosyal tarafsa, seçimlerini inadına yapıyorsa seçim yapmıyor yönlendiriliyor demektir. Bu gücün de acilen demokratik bir düşünsel yapıya dönüşmesi gerekmektedir, vatandaşlarımız da sosyal ve algısal yönlendirmelerle pasifize edilmiş durumdadırlar…
Demokrasimizin güçleri pasifize edilmiş durumdadır, yada kendi kendilerini pasifize etmişlerdir. Demokrasi güçlerini incelediğimizde neden demokrasimizin rayına giremediğini görüyoruz. Bu güçler demokrasinin gerektirdiği şekil de oluşmazsa, demokrasi standarttınız düşük olur… Dünya demokrasi sıralamasında neredeyiz biliyormusunuz? Bilmiyorsanız elinizin altında internet var, yazın arama motorlarından birine size demokrasi seviyemizi yazın göstersin…
Güçler ayrılığı ve denetimci güçler denge ve denetim için gereklidir, bu nedenle demokrasi güçlerimizi güçlendirmek durumundayız, nasıl güçlendireceğiz dersek, her güç diğerinin önünü açacak ve güçler birbirlerinin alanlarına, saygı duyacak ki güçler arasında çatışma çıkmasın. Demokrasi güçlerini, hele hele özellikle akademiya gücünü acilen güçlendirmek zorunluluğumuzu hatırlatarak, daha güçlü demokrasi için, daha güçlü demokratik kurumsal yapılar, demokratik hukuk kuralları diyerek… Selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 24.11.16 --- vatandsfikri.com
|