ALİM, ENTELEKTÜEL VE YÖNETEN İLİŞKİLERİ
(Entelektüel, Bilgi, İktidar İlişkileri)
İster bizim milli tarihimizden, ister din âlimlerimizi inceleyelim, ister batıdan, ister doğudan yazar, çizer, entelektüelleri, alim, bilim adamlarını inceleyelim kısacası doğruya, bilgiye ulaşan biri, sırf iktidar, yöneten istemiyor diye susması demek o toplumun kendi gücünü kendi eliyle yok etmesi demektir… Bilgi güçtür, doğru bilgi doğru güçtür, bunu sırf iktidar odaklarının hoşuna gitmiyor diye otomatikman veya iktidar baskısıyla sansürlenirse, adeta kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz demektir… Kendi gücümüzü yok eden bu duruma geçmiş alimler ve entelektüeller, filozoflar, aydınlar, münevverle nasıl tepki göstermişler… Bunlar aşağı yukarı aynı nitelikte ki kişilerdir, toplumun düşünen kesimi, yani beynidir… Beyninden, düşüncesinden, bilgisinden yararlanmayan toplum nasıl ilerler? Bunların (Toplumun Beyninin) ulaştıkları bilgiyi kamuoyuna sunmasının önündeki her engel hem bilgiye ulaşan, bilim insanına, hem de doğru bilgiye ulaşılması engellenen vatandaşa zulümdür… İktidar sahiplerine ve yönetenlere de zulümdür, neden? İktidar bir yönetme işidir, yönetmek için bilgi gerekir, bilgiyle yönetmek daha iyi yönetmektir… Bilgi ile yönetim ekonomik, siyasal, sosyolojik, bilimsel gelişmenin de önünü açacak demektir…
“Bilgiye ulaşılmasının engellenmesi demek, gelişmenin engellenmesi demektir. M. Akif Gökalp”
Bilginin önemi üzerine kısaca durduktan sonra, şimdi de bilgiye ulaşan bilim insanlarına, filozoflara gelelim… Şimdi bir bilgiye ulaştı bilim insanımız, bu bilgi ekonomik olabilir, sosyolojik olabilir, fen bilimleri alanın da olabilir… Bunun toplumuna ve insanlığa katkısı olabilir, yada bizim toplumumuzun aleyhine, insanlığın faydasına da bir bilgi olabilir… Bilim insanlarının entelektüellerin görevi bu bilgiyi açıklamaktır, tarihte bunun örnekleri çoktur… Örnek vermek gerekirse…
Sokrates, Galileo, Ebu Hanife ulaştıkları bilgileri canları pahasına açıklamışlar ve iktidar baskısına maruz kalmışlardır.. Bilim insanları, iktidarın, yönetenlerin, içinde yaşadıkları toplumun baskısına maruz kalmayı göze alarak, ulaştığı bilgiyi açıklamıyorsa.. Kutsal kitabımız, Kuran öyle alimleri şöyle tanımlar, “Kitap Yüklü Eşekler” diye bir ifadeye maruz kalırlar ki!! Bu bir alim için en ağır bir durumdur, zulümdür, bu bilim insanının cahil olması demektir, bilgi var kullanılamıyor, bilgi var açıklanamıyor, bilgi var sırf iktidar istemedi diye üstü kapatılıyor… Böyle bir durum yaşayan entelektüel camiaya, bir vatandaş olarak ricam şu… Tabi ki can taşıyorsunuz, tabi ki sizde yaşamak istiyorsunuz, bir bilim insanı bilim üretemiyorsa, açıklayamıyorsa yaşıyor sayılır mı? Bir entelektüelin eleştiriden uzak tutulması, ona yapılan yaşamsal bir zulümdür, yani yaşamasa daha iyidir, belki de entelektüellerin genel de alkol düzgünlüğünün nedeni de bu baskı ve zulüm bu olabilir mi? Biz vatandaşlar da bilim insanlarına yapılan baskılara tepki göstermeliyiz ki, onlar bildiklerini bize ulaştırmada ki olası engeller kalksın… Son olarak iktidar sahiplerine, pardon iktidarı vatandaş adına kullanan yöneticilere bir uyarım olacak…
Nasıl biz vatandaşlar bilgiyi eğitimle, entelektüel yazınla alıyorsak, sizde bu yolla alarak, bu bilgiyi üreten alimleri dinleyerek karar almalısınız, onlara ulaştıkları bilgiyi açıklayacak ortamlar hazırlamalısınız, hazırlamadığınız da dünya ve ahirette, büyük bir vebal altındasınız demektir… Bilgiye ulaşmayı, ulaşılan bilgiyi açıklamayı engelleyen her toplum, gelişmenin, imarın, mamurun, nitelikli yaşamın önünü tıkıyor nitelikli yaşamın uzağına düşüyor demektir… Bunun içindir ki bilgiye, bilime yapılan her baskı zulümdür, iktidar sahipleri ve yönetenler zulüm için değil adalete dayalı hizmet için o makamlara gelirler… Bu makamlar vatandaşın, milletin makamlarıdır, bilimsel doğrularla yönetimler sergilenir, sergilenmelidir…
Bu bilinçle bilimsel çalışmalar yapan toplumlar gelişmeye açık, ya da gelişmiş toplumlardır… Biz toplum olarak, teknik, teknoloji üretemiyor, yarım, yamalak bir gelişme yaşıyorsak bunun nedenini hem yönetenlere, hem entelektüellere, hem de bilim insanlarımıza sormalıyız… Yoksa doğru bilgiden, bilimsel çalışmalardan uzak durmak demek, Allah korusun, uzun vadede millet olarak dünya sahnesinden silinmek demek olacağı bilinciyle, alimlerimize, entelektüellerimize, bilim insanlarımıza sahip çıkalım… Selam ve Saygılarımla…
Hüseyin Benek – 14.10.17 – vatandasfikri.com
|